Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
5 Aralık Cumartesi günü haber ajanslarına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Siirt 3. Komando Tugayı'ndan askerlerin ve 25 tank IŞİD kontrolündeki Musul’un 13 kilometre yakınında bulunan Başika kasabasına gönderildiği haberi düştü.
Gönderilen asker sayısı üzerine basında farklı kaynaklardan farklı bilgiler yansıdı. BBC “en az 100” olarak geçti haberi. Anadolu Ajansı’na göre 150 Milliyet’e göre 1200, Hürriyet’e göre ise en son gönderilen 400 askerle birlikte toplam 600 asker gönderilmişti.
Türkiye Başbakan düzeyinde kampa bir yıldır asker gönderdiğini amacın eğitim olduğunu açıkladı. Ancak Bağdat yönetimi eğer bir yıldır asker Musul yakınlarında TSK askeri varsa bu kez neden resmi protestoda bulundu? Amaç Musul'u IŞİD'den geri almak ise Türkiye'nin daha sonrası için bir politikası var mı? IŞİD giderse Musul'u kim yönetecek? Türkiye'nin gündemini meşgul eden bu sorulara basında verilen yanıtları derledik.
Bağdat’tan sert açıklama
Irak Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Büyükelçisi'ni çağırdı ve Türkiye’nin askerleri geri çekmesini istedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Cemal imzasıyla yayımlanan açıklamada, "Türk askerleri Bağdat yönetiminin bilgisi olmadan Irak toprağına girmiştir. Irak, Türk askerlerinin varlığını düşmanca bir davranış olarak görüyor" denildi.
Davutoğlu: Eğitim kampı
Başbakan Ahmet Davutoğlu aynı gün Türk-iş 22. Olağan Genel Kurulu’nda Başika kampının 1 yıldır faaliyette olduğunu 2 binden fazla Musulluya eğitim verildiğini ve izinli olduğunu söyledi: “Bu eğitim faaliyeti Musul Valiliği’nin talebi ve Irak Savunma Bakanlığı’nın koordinasyonuyla başlatılmıştır”.
Haritadaki sarı bölgeler IŞİD'in elindeki bölgeleri gösteriyor. Kırmızı noktalar Irak ordusunun ve koalisyon güçlerinin halen saldırılarını yoğunlaştırdığı yerler. Kaynak NewYork Times Kasım 2015. |
Murat Yetkin’in yorumu
Murat Yetkin Hürriyet’teki köşe yazısında haftasonu gündemi meşgul eden Musul’a asker sevkiyatı, bu sevkiyatta kaç asker olduğu, amacın ne olduğu sorularına askeri kaynaklardan aldığı bilgiler ışığında yanıt verdi.
Yetkin’e göre Türkiye’nin Irak’ta birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana bir askeri gözlem gücü bulunuyor. Yazıda Davutoğlu’nun verdiği eğitim kampı bilgisi de doğrulanıyor: “Başika kampının bir harekât üssü değil, hem Irak hükümeti, hem de Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) bilgi ve onayı içinde bir eğitim üssü, ya da eğitim kampı”.
Kampın kuruluşu için aldığı bilgiyi de Şöyle aktarıyor: “Kampın kuruluşu teklifi ilk olarak (11 Haziran 2014’te IŞİD’in eline düşen) Musul Valisi Usel Nuceyfi’den geldi. Nuceyfi, asıl çekirdeğini Sunni Araplardan oluşan “Haştî Vatanî” grubunun meydana getirdiği ama Kürtler ile IŞİD’in işgal ettiği bölgelerden gelen Türkmen, Hıristiyan, Yezidilerin de katıldığı grupların savaşçılarına “Musul’un kurtarılması” amaçlı eğitim verilmesini istedi.”
Bağdat neden tepki verdi
Murat Yetkin yazısında Beşika kampının bilinen bir eğitim kampı olduğunu ve dönem dönem orada görev yapan askerlerin değiştirildiğini açıkladıktan sonra kritik bir soruyu gündeme getiriyor: “Peki, o zaman Bağdat zaten onay ve bilgisi içinde yapılan bu birlik takviyesi operasyonuna neden ilk defa duyuyormuş gibi tepki verdi?”
Yetkin’in verdiği yanıt şöyle:
“Bunun bir nedeni Rusya ile Türkiye arasında yaşanan kriz olabilir. Aynı şekilde İran’ın Bağdat üzerindeki etkisi ağır. Iraklı yetkililer IŞİD’le mücadelede Şii Araplardan oluşan “Haştî Şaabi” yerine Sünnilerden oluşan Haştî Vatanî ile, hem de Türkiye’yle bu kadar yakınlaşmanın açığa dökülmesine tepkisini önlemek istiyor olabilirler. Akla gelen bir neden de Irak yönetimindeki koordinasyonsuzluk, ayrı etnik ve mezhebi aidiyeti olan bakanlıkların birbirine haber vermediği örnekler geçmişte yaşandı.”
Eski Başkonsolos Musul'u anlatıyor
IŞİD’in 47 kişiyle birlikte 101 gün rehin tuttuğu eski Musul Başkonsolosu, CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Türkiye’nin Musul’a asker yolladığına dair haberler üzerine Hürriyet gazetesine bir röportaj verdi.
Yılmaz Türkiye’nin Musul’u kara harekatıyla IŞİD’den kurtarma gibi bir planı varsa, sonrası için politikası nedir, diye sorduğu söyleşide, kenti IŞİD sonrası durumunu da anlattı:
IŞİD Musul'u 10 Haziran 2014 günü tümüyle ele geçirmişti. 15 Temmuz 2013 tarihinde Musul Başkonsolosu olarak görev yapmaya başlayan Yılmaz, 11 Haziran 2014 günü Başkonsolosluk binasını basan IŞİD tarafından 48 çalışanla birlikte rehin alındı. Başkonsolosluk çalışanları 20 Eylül günü kurtarılmışlardı.
Yaklaşık bir yıl Musul’da görev yapan ve IŞİD işgalini birebir yaşayan Yılmaz, Hürriyet gazetesine IŞİD kontrolündeki Musul’u şöyle anlattı:
“Musul 1.5 milyonluk bir kent. IŞİD hepsine hâkim, sindirmiş kontrol ediyor. Yerel nüfus var ama çoğu destekliyor, bazısı da kerhen destekliyor.
“Musul harekatı IŞİD’i zayıflatır ama bitirmez”
“IŞİD artık küresel bir terör örgütü. Sadece Musul’a veya Rakka’ya yapılacak bir harekât IŞİD’i zayıflatır ama bitirmez. Çünkü IŞİD bugün Libya’da, Mali’de, Yemen’de, Nijerya’da, Somali’de, çok yerde var. Daha doğrusu bu cihatçı kafa yapısı dünyaya yayılmış durumda. Bunların bu topraksal hâkimiyet kurdukları yerlerden, hepsinden tek tek bitirilmesi halinde bile bu bitmeyecek.
“Afganistan’dan beri devam ediyor”
“Buraya giden yolun kapatılması gerekiyor; yani toplumları radikalleştiren, fanatikleştiren onlara bu yolu açan daha kökten bir anlayışla bunun ele alınması gerekiyor. Afganistan’daki savaştan beri devam ediyor bu kafa yapısı. Bunlar toplumdaki varlıklarını devam ettirdikleri sürece başka bir zayıf devleti yakalayıp oraya yerleşecekler. Tek bir yerde değiller. Onu anlamak gerekiyor. Dünyanın bunu anladığından çok emin değilim.” (HK)