Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen 14. Muhtarlar Toplantısı’nda çözüm sürecinin yeni ismini açıkladı: “Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci”.
Erdoğan bu konuşmasında da “mankurt” ifadesini kullandı, HDP’ye “ihanet şebekesi”, “paralel devlet”e de “şer bebekesi” dedi; medyanın “bölücü ve paralel örgütlerin ihanetine ortak olduğunu”, iş dünyasından “bir grubun” da destek verdiğini söyledi.
“Mankurtlara günümüzde de rastlıyoruz"
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Yönetim organizasyonunun en tepesinde yer alan cumhurbaşkanımız ile bu yapının tabanını oluşturan muhtarlarımızla bağ ne kadar güçlü olursa Türkiye için o kadar hayırlı olur. Tabi bu durumdan rahatsızlık duyanların olduğunu da özellikle bilmenizi istiyorum. Osmanlı’nın son, cumhuriyetin son dönemlerinde Abdullah Cevdet gibi sözde aydınlar, kendileri gibi düşünmedikleri için milletlerini sevmediklerini açıkça ifade etmekten çekinmiyorlardı. Bu milletin yerine başka ırk getirmek gibi ileri giden mankurtlara günümüzde de rastlıyoruz.
"1 Kasım, 7 Haziran'ın tekrarı"
“1 Kasım seçimleri, 7 haziran seçimlerinin tekrarı mahiyetinde bir erken seçimdi. 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin uzun yıllardır alışık olmadığı bir Meclis tablosu ortaya çıkardı. Türkiye 2002 Kasım ayından beri ilk defa, bir siyasi partinin tek başına hükümet kuramadığı tabloyla karşı karşıya kaldı. Haziran seçimlerinin öncesinden başlayarak 1 Kasım’a kadar geçen süreçte, bir kısım partilerin ülkenin güven ortamını tehdit eden söylemlerini hep birlikte takip ettik.
“Siz muhtarlar olarak, sizin üstünüzde belediye başkanları olarak caddelerin, sokakların, kanal açılmak suretiyle yaşanılmaz hale getirilmesini nasıl değerlendirirsiniz? Muhtarlar olarak çılgına dönmez misiniz? Bu ihanet, bunlar ihanet şebekesi.
“Paralel devlet adını verdiğimiz şer şebekesi, tüm imkanlarını Türkiye’nin kazanımlarına saldırmak için hareket etti. Kendilerini ülkemiz medyasının amiral gemisi olarak görenler de bölücü ve paralel örgütlerin bu ihanetine ortak oldular, destek verdiler.
“İçeride fitne için yurtdışında kampanya yaptılar”
“Maalesef yalanın, iftiranın, kibrin, terbiyesizliğin, uzlaşmazlığın her çeşidinin sergilendiği bu karmaşık süreç milletimizi gerçekten çok rahatsız etti. Sadece içerde fitne ateşini körüklemekle yetinmediler, yurtdışında da kampanya organize ettiler. Bir yanda ülkemizi ziyaret eden Merkel’e gelme çağrısı yaparken, öte yandan akademisyenleri gazetecileri toplayıp bildiriler yayınlattılar. Onlar da bu işin aslı bu mu diye sorma nezaketini göstermediler. Yani Türkiye’yi tanımadan uzattıkları kağıda imza attılar.
“Türkiye’nin yaşadığı bu sıkıntılı durum karşısında, benim seyirci olmam, bir kenarda beklemem, sessiz kalmam düşünülemezdi. Benim tarafım bellidir. Bazıları diyor ki tarafsız olman lazım. Tarafsız olmak hak konusundadır. Ama ben tarafım, kimden tarafım? Ben milletin tarafındayım.
“Milletimin menfaati neyi gerektiriyorsa onu korumak zorundayım. Cumhurbaşkanı olarak Meclis çatısı altında bir koalisyon hükümeti kurulamaması üzerine, anayasanın bana verdiği yetkiye dayanarak Türkiye’yi yeniden seçime götürdüm. Şöyledir böyledir, cumhurbaşkanı taraf tutuyor, bilmem ne falan.
“Türkiye Gezi olaylarıyla ilk kıvılcımı çakılan, 17-25 Aralık darbe girişimiyle bir adım öteye taşınan, bölücü terörle daha da tırmandırılan zor bir dönemi artık geride bırakıyor.
“Milletimiz yerli duruş sergiledi”
“Ülkenin ve milletin geleceği için siyaset üretenlerle, yeni Türkiye’yi savunanlarla, eski Türkiye’nin söylemleriyle hareket edenler bu seçimde bir kez daha görülmüştür. Milletimiz teröre, terör örgütlerine, onlara sırtını dayayanlara, her türlü paralel yapıya ve bunlar karşısında gerekli dirayeti ortaya koyamayanlara mesajını açık şekilde ifade etmiştir. Milletimiz, yerli; yani siz ve milli duruş sergileyenlerin yanında yer aldığını göstermiştir. Her fırsatta tekrarladığımız bir şey var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
“Ne eksiğiniz vardı ya? 260 katrilyon yatırım yaptık”
“Niye bizi bölüyorlar ya? Ne eksiğiniz vardı ya? Biz buralara hangi yatırımı yapmadık ya? Yani şu anda Güneydoğu'ya yaptığımız yatırım 260 katrilyon. Cumhuriyet tarihinde yok böyle bir yatırım. Ama biz yapıyoruz, siz yakıyorsunuz yıkıyorsunuz ya.
“Onların da kanı yerde kalmayacak”
“Bak şu anda bütün güvenlik güçlerimiz, askerimiz, polisimiz hepsi bölgedeler. Dağ taş demiyorlar. Şehidimiz de oluyor. Peygamberlikten sonra en büyük makam olan oraya yürüyen kardeşlerimiz var. Biliyorum aileler bu noktada çok dertli. Ama şunu da bilmemiz lazım ki, o şehitlik makamı öyle bir makam ki o Allah için, vatan için yürüyenlerin kazandığı bir rütbe. Bu mücadeleyle inşallah onların da kanı yerde kalmayacak.
“1 Kasım’ın en önemli mesajı yeni anayasa”
“1 Kasım’ın en önemli mesajlarından biri de Türkiye’nin bir an önce yeni anayasa meselesi çözmesi gerektiğidir. Bunu millet bekliyor değil mi? Daha önceki yeni anayasa çalışmalarında, Başbakan'dım o zaman ben. O zamanlar bizim sayımız 330’a yakındı, muhalefetin sayısı 220’ydi. Onlar 9 partimiz 3 üye ile temsil edildi. Hepsi masadan kaçtı ve işi bitiremedik. Hatta belli mesafe alındı.
“Burası cumhurun makamı”
“Benim 78 milyonla derdim yok. Ama bir şeyi unutmayalım. 78 milyon şu makamı kendi makamı olarak kabullenmek durumundadır. Burası cumhurun makamı. Tayyip Erdoğan’ı seversin, sevmezsin. Benim bununla da derdim yok. Ama buraya hakaret edemezsin. Buraya katil diyemezsin.
“Biz kucaklamayı iyi biliriz”
“Türkiye 4,5 yıldır Suriye ve Irak’tan geçen 2.5 milyon kişiyi barındırıyor. Avrupa ülkeleriyse son aylarda kapılarına dayanan 150 bin – 200 bin mülteci konusunda paniğe kapıldılar.
“Onlar o varil bombalarından kaçtılar. O bütün ülkelerini işgal etmek isteyen teröristlerin onlara sıktıkları, devlet terörünün estiği ülkeden kaçtılar. Birileri diyor ki kucaklama zamanı. Bundan daha büyük kucaklama olur mu? Biz kucaklamayı çok iyi biliriz. Yeter ki karşımızdaki de bizi kucaklamayı bilsin.
“Bu kardeşiniz, Kürt vatandaşıma kardeşim demiştir”
“Önümüzdeki dönem konuşma, tartışma dönemi değil, açık söylüyorum sonuç alma dönemidir. Bu işe illa bir isim aranıyorsa, bunun adı artık milli birlik ve kardeşlik sürecidir.
“Kimse Türkiye’nin geçtiğimiz 13 yılda yaşadığı büyük dönüşümü görmezden gelemez. Ret politikalarını biz kaldırdık. Asimilasyon politikalarını biz kaldırdık. Bu kardeşiniz başbakan olana kadar, gelen başbakanların hiçbirisi bir Kürt vatandaşımıza kardeşim diyememiştir. Ama bu kardeşiniz, Kürt vatandaşıma kardeşim demiştir.
“OHAL’i kaldırdık”
“Biz devlet millet kaynaşmasını istiyoruz. Devlet milletle kaynaşmazsa, biz geldiğimiz zaman devlet öndeydi insan arkadaydı. Biz ne dedik? Önce insan dedik, sonra devlet.
“Partimizi kuruyoruz. Ne istiyorsunuz dedim? Güneydoğu'da doğuda şunu söylediler, ‘Şu olağanüstü hali kaldırın yeter’ dediler. Daha ilk ayda olağanüstü hali kaldırdık. Niye? Biz ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız. Biz OHAL’i kaldırdık.” (ÇT)