* Yazının ilk bölümü için tıklayın.
Girişimcilik
Genç girişimciliğini güçlendirmeye yönelik finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama gibi konularda programlar düzenleyeceğiz.
(AKP)
Yüksek teknolojiye odaklı yatırımlara, yeşil projelere, kadın girişimcilere ve genç girişimcilere verilen şirket kredilerine özel teşvikler sağlayacağız. Kamu alımlarında, kamu ihale mevzuatını gözeterek, tedarik bütçelerinin yüzde 15’ini kadın girişimciler ve genç girişimcilerin kurduğu firmalardan yapılacak alımlar için kullanılması yönünde düzenlemeler yapacağız. Girişimcilik eğitimi, başlangıç fonları ve yönlendirme programları yoluyla genç girişimciliğini destekleyeceğiz.
(CHP)
Projesi uygun bulunan gençler için devlet bankalarından faizsiz kredi imkanı tanınarak gençlerin ticari hayata katılımları desteklenecektir.
(MHP)
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) bünyesinde üniversitelerde girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak ve gençleri girişimciliğe özendirmek amacıyla 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde 87 üniversitede girişimcilik dersleri verilmiştir; ve bu dersler hala devam etmektedir. KOSGEB 2014 Faaliyet Raporu’nda yer alan ve 2014 performans sonuçlarına göre “ulaşılamayan göstergeler”den biri de gençlerin kendi işlerini kurmalarına yönelik girişimcilik destekleridir. Gençlerin girişimciliği, 10. Kalkınma Planı (2014-2018) doğrultusunda KOSGEB 2015 Yılı Performans Programı’nda temel politika önceliği olarak yer almaktadır. KOSGEB yıllık Performans Programları ve Faaliyet Raporlarına buradan ulaşılabilir.
İndirimler, ücretsiz hizmetler
25 yaş altındaki tüm gençler için, ulaşımda, kültür ve sanat etkinliklerinde, çeşitli mağaza ve lokantalarda Gençlik İndirimi uygulanmasını sağlayacağız.
(CHP)
Tüm gençlik kesimlerinin haklarına kavuşması, eğitim, sağlık, beslenme, barınma, ulaşım, spor, sosyal ve kültürel gelişim gereksinimlerinin nitelikli ve parasız olarak karşılanması bir “gençlik hakkı”dır. Partimiz, bu hakkın hayat bulmasını sağlayacak. 18 yaşına kadar çocuk ve gençlere, engellilere ve emeklilere toplu taşıma ücretsiz olacak. Tüm gençlerin vize ve pasaport işlemlerinin ücretsiz bir şekilde yapılması sağlanacak.
(HDP)
Kültürel değerlerimizin yaşanması ve yaşatılması amacıyla kültür merkezleri, bilimsel araştırma kurumları ve müzeler yaygınlaştırılacak, bu birimlere erişim kolaylaştırılacak ve gençlerin müzelerden ücretsiz yararlanması sağlanacaktır.
(MHP)
THY ve TCDD’nin uyguladığı öğrenci ve gençlik indirimleri ile genel olarak yerel yönetimler düzeyindeki toplu taşıma indiriminin sadece öğrenciler için değil gençler için tüm şehirlerde kullanılabilmesine dair politika önerisini içeren değerlendirme İzleme Raporu’nda bulunabilir.
İnternet
Belirli kıstaslar içerisinde, gençlerimizin bilgi ve iletişim teknolojilerinden daha yaygın bir şekilde yararlanmaları için ücretsiz internet erişimi imkanı getirecek yenilikçi paketler geliştireceğiz.
(AKP)
Yurtlarda ücretsiz geniş bant internet erişimi sağlayacağız. Okulların kütüphanelerini ve internet altyapılarını güçlendireceğiz.
(CHP)
Gençlerin bilgiye erişiminin önündeki engelleri kaldıracağız. Temel bir hak olarak bilgiye erişim alanlarını genişletecek, sansürsüz, ücretsiz ve özgür internet erişimini ilçe merkezlerinde, toplu ulaşım araçlarında ve kamusal kent mekanlarında yaygın olarak gençlere ulaştıracağız.
(HDP)
Anaokulundan üniversiteye kadar bütün eğitim kurumları ile kütüphanelerin internet erişimi kolay ve ucuz hale getirilecektir.
(MHP)
“Türkiye’de Gençlerin Katılımı” araştırmasına göre gençlerin yüzde 93’ü interneti kullanıyor. Belirtmek gerekir ki her dört gençten biri interneti ya iş bulmak ya da işinde gerektiği için, her altı gençten biri de siyasi tartışmaları takip etmek ve tartışmalara katılmak için kullanıyor. Ayrıca, haberleri internetten takip edenlerin oranı da yüzde 45.
Birçok alanda özgürlüklerin genişletilmesi için çalışan izleme örgütü Freedom House tarafından internet özgürlüğü konusunda “salıncak ülke” olarak tanımlanan Türkiye, “Freedom on the Net 2014” raporunda “kısmen özgür” olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” değişikliğinin yarattığı sorunlar ve “sansürün sistematikleşmesi”ne dair tartışmalar için Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz tarafından kaleme alınan değerlendirmeye buradan ulaşılabilir.
İşsizlik ve istihdam
Genç işsizliğinin önüne geçmek için ‘ulusal genç istihdamı strateji belgesi’ hazırlayacağız. Üniversite öğrencilerinin kredi ve bursları kesilmeden kısmi süreli çalışma yoluyla istihdama katılımlarını sağlayacak düzenlemeler yapacağız. Esnek çalışma biçimlerini geliştirerek özellikle gençlerin istihdama katılımının önünü açacağız.
(AKP)
‘Genç İstihdamlı Büyüme Modelini’ geliştirerek genç işsizliğini azaltacağız. İstihdam süreçlerinde ve teşviklerde pozitif ayrımcılık uygulayarak, işgücü piyasasının dışında kalan gençleri çalışma yaşamına kazandıracağız. 29 yaş altındaki üniversite öğrencilerinin yarı zamanlı çalışabilmesini kolaylaştırmak amacıyla, gelir vergisi ve sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız. Üniversite kampüslerinde, öğrencilere yönelik istihdam olanaklarını genişleteceğiz.
(CHP)
Genç işsizliği ve genç yoksulluğuyla mücadelede esas olarak, çalışan ya da işsiz olma durumunu gözetmeksizin eşit yurttaşlık ve gençlik hakkı anlayışı çerçevesinde bir asgari temel gelirin karşılanması için gerekli bütçe imkanlarını oluşturacağız; sorunun öznesi olan tüm kesimlerle kısa ve orta vadeli ortak gençlik istihdam planları hazırlayacağız. Yerel yönetimlerin genç işsizlerin istihdamına ilişkin destekleyici proje ve çalışmalarını güçlendireceğiz. Dezavantajlı konumda olan ve bilhassa kent yaşamında kayıt dışı olarak çalışmak durumunda kalan genç kadınların sosyal güvence haklarının hayata geçirilmesini sağlayacağız. Kırsalda, köyde yaşayan, ev işçisi olarak emek veren, tarımda ücretsiz işçi olarak çalışan genç kadınların, yarı zamanlı, mevsimlik, geçici ya da meslek öğrenme ve staj amaçlı çalışan gençlerin temel sağlık, sosyal emeklilik ve işsizlik sigortalarının karşılanması için özel bir sosyal güvenlik planı hazırlayacağız.İşsiz gençlerin sosyal yaşamdan dışlanmalarının önüne geçilecek, mahallelerde ve semtlerde dayanışma ağlarının geliştirilmesi, sosyal ve kültürel etkinlere dahil edilmesi için alanlar açılacak.
(HDP)
Gençlerin eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik ve serbest zamanlarının değerlendirilmesiyle ilgili sorunları çözüme kavuşturulacaktır. Eğitim-istihdam ilişkileri dinamik bir yapıya kavuşturulacak, ihtiyaçlara uygun bir insan gücü planlaması yapılarak diplomalı işsizlik önlenecek ve iş bulma tesadüflere bırakılmayacaktır.
(MHP)
TÜİK İşgücü İstatistikleri’ne göre Şubat 2015 itibariyle 15-24 yaş arası genç işsizlik oranı yüzde 20’ye, 25-29 yaş aralığında ise bu oran yüzde 13,6’ya yükselmiş durumuda. Gençlerde, yetişkinlere göre yaklaşık iki kat olan işsizlik oranı, genç kadınlar açısından ele alındığında daha da dezavantajlı bir durum yaratmaktadır: Genç kadınlarda işsizlik oranı 15-24 yaş arası için yüzde 23,6 ve 15-29 yaş arası içinse yüzde 17,7’dir. Her ne kadar üniversite eğitiminin iş bulmak için bir çözüm olduğu düşünülse de, lise eğitiminin genel olarak üniversite odaklı olması ve üniversite mezuniyeti sonrası tercih edilen işin de öncelikli olarak mezun olunan alanda aranması vb. sebeplerden dolayı, istihdam oranının aksine yükseköğretim mezunları arasındaki işsizlik oranı diğer eğitim kademelerine nazaran daha yüksektir: Şubat 2015 itibariyle 15-24 yaş arası yükseköğretim mezunları arasındaki işsizlik oranı yüzde 27,6’dır. Üniversite mezunu gençlerde işsizlik oranının daha yüksek olmasının, ya da bütüncül bir bakış açısıyla söylersek, diğer eğitim kademelerinde işsizlik oranının daha az olmasının sebeplerinden biri de genç kadınlar için yaratılamayan istihdamdır. Üniversite mezunu genç kadınların işgücüne katılmalarının yanında, “ev kızı” olarak tabir edilen ve bakım hizmetleri gibi zorunluluklardan dolayı istihdam dışında kalıp iş aramayan diğer genç kadınları da ele aldığımızda, üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının yüksekliğini aslında iş arayan kadınlar için yaratılamayan istihdam olanakları olarak da görmek mümkün. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, işsizlik oranının artmasını açıklarken dile getirdiği ve tartışmalara neden olan “kriz dönemlerinde kadınlar arasında işgücüne katılım oranının artması” ifadesi, aslında genel olarak işsizlikten ziyade iş arayan kadınlar için bir istihdam alanının eksikliğine dair de bir söylemdir. Konuyla ilgili olarak Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Gülçin İşbert’in kısa bir değerlendirmesine buradan ulaşılabilir. Genç işsizliği açısından dezavantajlı olan bir diğer önemli gençlik grubu ise, ekonomik durumunu iyileştirecek becerileri yetersiz olan ve “ne eğitimde ne de istihdamda yer alan gençler”dir. Mevcut veriler aracılığıyla hakkında bilgi edinilmesi güç olan ve NEET (youth not in education or employment)[1] olarak adlandırılan bu grubun 15-24 yaş aralığındaki oranı ise yüzde 24,8 olarak tahmin edilmektedir.[2]
İşbirliği öncelikleri çocuk işçiliği ile mücadele, gençlerin istihdamı, kadın istihdamının artırılması ile kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve sosyal diyalog olan “İnsana Yakışır İş Ülke Programı Mutabakat Zaptı” 2009 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) arasında imzalanmıştır. 15-24 yaş arası genç nüfus için insana yakışır iş fırsatlarını artırmak adına Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri Fonu tarafından desteklenen ve 2010 yılı Ocak ayında çalışmalarına başlayan “Herkes İçin İnsana Yakışır İş: Ulusal Gençlik İstihdam Programı ve Antalya Pilot Bölge Uygulaması” programına ve ILO Türkiye Ofisi’nin genç istihdamıyla ilgili çalışmalarına buradan ulaşılabilir. Ayrıca konuyla ilgili olarak Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) başlığı altında yapılan bir değerlendirme İzleme Raporu’nda bulunabilir.
Kariyer merkezleri
Gençlerin ortaöğretimden yükseköğretime geçişte eğitim ve kariyer planlamasına yardım edecek “Kariyer Merkezleri” kuracağız. Lise veya üniversiteden mezun olmuş gençlere iş ve kariyer konusunda yol gösterici destekler sunacağız.
(AKP)
Üniversitelerin kariyer planlama birimlerini güçlendireceğiz. İnternet üzerinden ulaşılabilecek, ulusal düzeyde bir staj bilgi bankası kuracağız.
(CHP)
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 7. maddesi çerçevesinde, öğrencilerin iş yaşamına hazırlanması, staj uygulamalarının etkin bir biçimde yürütülmesi ve mezunların kariyer planlamasına destek olmak amacıyla kurulan ve her üniversitenin kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda faaliyetler yürüttüğü Kariyer Merkezleri’ne dair 12 Haziran 2013 tarihinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) evsahipliğinde gerçekleştirilen ve örnek çalışmaların sunulduğu toplantıya buradan ulaşılabilir.
Katılım ve temsiliyet
Gençlik STK’lerinin, üniversite öğrenci konseylerinin ve İl Gençlik Meclislerinin temsilcilerini kapsayacak bir “Ulusal Gençlik Konseyi” oluşturacağız. TBMM’de bir “Gençlik İhtisas Komisyonu” kurarak, gençlik haklarının etkin şekilde savunulmasını sağlayacağız.
(CHP)
HDP, demokratik özerk yönetimlerde tüm gençlik kesimlerinin içinde yer aldığı ve sorunlarının çözümü için çalışabileceği “Gençlik Meclisler”i modelini uygulayacak. Gençlik Meclisleri, yerinden yönetim modelini geliştirerek yerel demokrasiyi güçlendirecek. HDP’nin önerdiği demokratik, özgür, katılımcı üniversite modelinde, üniversitenin tüm bileşenlerinin eşit söz ve karar hakkına sahip olduğu Üniversite Meclisi yer alır. Her üniversitenin kendine özgün durumunu gözeten bir organizasyonla, Üniversite Meclisleri yoluyla eğitim ve kampüs hayatı kolektif olarak idare edilebilir. Böyle bir üniversite düzeninde, işlevi sınırlı olan öğrenci konseylerinin yerine okulların bütçelerinin nasıl kullanılacağı, kampüs ve sosyal tesislerin nasıl yönetileceği, yürütme organlarının seçimi vb. konular tüm bileşenlerinin eşit söz ve karar hakkının geçerli olduğu Üniversite Meclisleri yoluyla gerçekleştirilecek.
(HDP)
Temelleri, 1992’de Brezilya’nın Rio de Janerio şehrinde düzenlenen ve 21. Yüzyılın gündemini tarif ettiği için “Gündem 21” olarak da anılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın sonuç belgesinin (Rio Deklarasyonu) “Sürdürülebilir Kalkınmada Çocuklar ve Gençlik” bölümünde yer alan “dünyanın her yerindeki gençlerin kendilerini ilgilendiren alanlarda karar verme süreçlerine, bugünkü yaşamlarını etkilediği ve gelecekleri için de uzantıları olacağı için her düzeyde katılmalarının sağlanması zorunludur. Düşünsel katkıları ve destek kotarmadaki becerileri yanında dikkate alınması gereken benzersiz bakış açıları da unutulmamalıdır.” ifadesine dayanan ve 2006 yılında Belediye Kanunu’nun 76. maddesi kapsamında yürürlüğe giren “Kent Konseyi Yönetmeliği” ile yasal statüye kavuşan Gençlik Meclisleri, yerel karar alma süreçlerine gençliğin ihtiyaç ve beklentilerini yansıtan ve ayrıca yerel ortakların gençliğin katılımı konusunda farkındalığını artıran yapılardır. Yönetmelikten önce de çalışmalarda bulunan gençlik meclisleri ve diğer katılımcı mekanizmalar hakkında detaylı bilgi için Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nin yürüttüğü “Türkiye Yerel Gündem 21 Programı”na buradan ulaşılabilir. “Adrese Büyüteç: Gençlik Alanı Sivil İzleme Raporu”na göre gençlik meclislerinin en önemli sorunlarından biri, meclis için ayrılan bütçe ve bu bütçenin kullanılacağı alanların gençler tarafından belirlenememesidir. Meclislerin işleyişi açısından tartışmalı alanlardan biri de gençlik meclislerinin erişilebilir olmasına dairdir; genç dostu olma ve gençliğin temsiliyeti açısından yönetimi ve idaresi kendisine ait özerk mekanlara sahip olması, tüm ilgili gruplara ulaşabilmek adına daha etkili bir iletişim yönetimi kullanması ve engelli dostu olması, Adrese Büyüteç tarafından dile getirilen önerilerden bazılarıdır. Belirtmek gerekir ki raporun altını çizdiği en önemli hususlardan biri de, gençlik meclislerinin 1996 yılından beri hem yasal mevzuat hem de uygulama açısından kaydetmiş olduğu ilerlemedir. Gençlerin katılımına ilişkin bir diğer temel metin olan Avrupa Konseyi “Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Yeniden Düzenlenmiş Avrupa Şartı” belgesine buradan ulaşılabilir.
Tarihi daha öncelere dayanan ve kurulması planlanan Ulusal Gençlik Konseyi’ne dair 7 gençlik örgütünün 8 Ocak 2013 tarihinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na (GSB) sunduğu “…konseyin bakanlık kolaylaştırıcılığında, fakat gençlik sivil toplum kuruluşları öncülüğünde bağımsız bir yapı olarak kurulması…” temel önerisiyle başlayan süreç; gençlik örgütlerinin Mart 2013’te bir araya gelerek Ulusal Gençlik Konseyi Ortak Platformu’nu (UGK) kurması, Mayıs 2013’te UGK’nın çağrısıyla 38 gençlik örgütünün katıldığı bir toplantı düzenlenerek istek ve önerilerin bakanlığa iletilmesi, Ağustos 2013’te Ulusal Gençlik Konseyi’nin kuruluşuna dair yasanın meclisten geçmesi, Mart 2014’te UGK’nın başlattığı “Senin Hakkın, Gençlik Hakkı” projesi kapsamında düzenlenen toplantıda platformun adının Ulusal Gençlik Konseyi Girişimi (UGKG) olarak değiştirilmesi, Temmuz 2014’te UGKG’nin çalışma usul ve esasları ile tüzük’e yönelik gerçekleştirdiği toplantıyla ismine “Gençlik Örgütleri Forumu” olarak karar vermesi ve dernekleşme faaliyetine başlaması ve 29 Ocak 2014 tarihinde Gençlik Örgütleri Forumu Derneği’nin (GÖF) kurulmasıyla devam etmektedir. GÖF çatısı altında yer alan gençlik örgütleri, (Ulusal Gençlik Konseyi’ne tekabül eden) Gençlik Örgütleri Forumu’nun bağımsız, sivil, demokratik, katılımcı ve hak temelli bir yapıda kurulması için çalışmalarına devam etmektedir. Gençlik Örgütleri Forumu Derneği hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşılabilir.
TBMM altında bulunan “Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu” çalışmalarına buradan ulaşılabilir. Belirtmek gerekir ki komisyonun raporunu sunduğu 49 ve raporunu sunmadığı 89 tasarı ve teklif vardır. Ayrıca komisyonda hala 414 tasarı ve teklif bulunmaktadır.
Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından 2012 yılında Doç. Dr. Demet Lüküslü yöneticiliğinde yürütülen “Üniversite Öğrencilerinin İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü” araştırmasına göre, öğrenciler üniversite hiyerarşisinin en altında yer almakta ve olağan şüpheliler olarak denetlenen “nesneler” olarak görülmektedir. Bu durum üniversite öğrencilerinin kendilerini ifade etmesi ve örgütlenmesi önünde bir engel oluşturarak kendilerini “özneler” olarak kurgulamalarını da zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte, gençlerin siyasi katılımını üniversite öğrencisi kimliği dışında ele aldığımızda, özellikle sosyal ve ekonomik koşullar açısından dezavantajlı konumda olan gençlerin katılımının daha az olduğu gözlemlenmektedir. Volkan Yılmaz ve Burcu Oy tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Gençler ve Siyasi Katılım: Sosyo-Ekonomik Statü Fark Yaratıyor mu?” isimli araştırma, çalışan gençlerin uzun çalışma saatlerinden dolayı zaman bulamama ve maddi güvencesi olmayan gençlerin de siyaseti bir lüks olarak görmeleri gibi sebeplerden ötürü siyasal alan ile sosyo-ekonomik alan arasındaki ilişkiyi daha görünür kılmaktadır. Araştırmanın bulgularına göre, ailesinin maddi desteği olmadan geçinemeyen gençler birçok siyasi katılım biçiminde (parti üyeliği, STK üyeliği vb.) beklenenden daha az yer almaktadır. Aynı şekilde lise altı eğitime sahip olan gençler de oy verme dışında diğer siyasi katılım biçimlerinde pek fazla yer almamaktadır. Düşük sosyo-ekonomik statüye sahip gençlerin siyasi temsil kanallarının açık olmadığını belirten araştırma, dezavantajlı grupların siyasi alanda maruz kaldıkları bu dışlanmanın ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, çalışan gençler için sendikal örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması, siyasi parti ve STK’ların tam zamanlı çalışan gençleri dahil etmeye yönelik yeni stratejiler geliştirmesi ve ne istihdamda ne de eğitimde yer alan genç kadınların katılımı için yerel kadın kooperatiflerinin teşvik edilmesi gibi siyasi katılımı artıracak mekanizmaların üretilmesini önermektedir.
Gençlerin siyasi katılımına ilişkin tartışmaları gençlerin sadece temsil edildiği ve haklarında karar verildiği bir anlayıştan ziyade, gençlerin doğrudan kendi ihtiyaç ve sorunlarını dillendirebildiği ve kendileri adına karar verebildiği bir perspektif için, ŞEBEKE Projesi kapsamında Volkan Yılmaz ve Devin Bahçeci tarafından derlenen “Gençlerin Siyasi Katılımı” isimli çalışma temel bir kaynak niteliğindedir.
Seçilme yaşı
Seçilme yaşını 18’e indireceğiz.
(AKP)
HDP, gençlerin söz, yetki, karar ve katılım hakkı için örgütlenmelerinin önündeki engelleri kaldıracak, bu çerçevede oy verme ve siyasete katılma yaşını 16’ya, seçilme yaşını 18’e indirecek.
(HDP)
Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun (UGP) 2006 yılında seçilme yaşının 25’e indirilmesi amacıyla yürütmüş olduğu “Seçilmek İstiyorum” kampanyası öncülüğünde, 19 Ekim 2006 tarihinde 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu 10. maddesinde değişiklik yapılarak seçilme yaşı 30’dan 25’e düşürülmüştür. Bu düzenlelemenin devamında Habitat için Gençlik Derneği, Toplum Gönüllüleri Vakfı ve UGP ortaklığında, 2011 Milletvekili Genel Seçimi’nde 25-30 yaş arası gençlerin “seçilebilecek yerlerden” aday gösterilmesinin talep edildiği “Geç Değil Genç” kampanyası yürütülmüştür. Belirtmek gerekir ki 2011 seçimlerinde 25-30 yaş arası toplam 5 aday milletvekili olarak seçilmiştir. Ayrıca geçtiğimiz Mart ayında AKP tarafından, seçilme yaşının 25’ten 18’e indirilmesini öngören anayasa değişikliği teklifi 31 Mart 2015 tarihinde Anayasa Komisyonu tarafından kabul edilmiştir.
Muhakkak ki seçilme yaşının düşürülmesi gençlerin siyasette daha aktif rol alabilmelerinin önünü açacaktır, fakat bu tek başına yeterli değildir. “Türkiye’de Gençlerin Katılımı” araştırmasına göre 18-24 yaş arası gençlerin sadece yüzde 9’u bir siyasi partiye üye, yüzde 76,5’i ise üye değil ve olmak istemiyor. Gençlerin siyasi partilere karşı olan bu mesafesini anlayabilmek için Doç. Dr. Demet Lüküslü’nün “Türkiye’de ‘Gençlik Miti’: 1980 Sonrası Türkiye Gençliği” kitabında[3] bahsettiği, gençlerin “siyasi bir duruş olarak apolitizm”i tercih etmelerinin nedenlerine bakmak gerekiyor: Özellikle 1980 sonrası kuşağın “apolitik olduğu” iddiasının aksine, gençler aslında toplumsal sorunlara duyarsız değiller. Fakat siyasetin soru ve sorunlarına cevap verememesi, politikacılara kendi çıkarları için çalıştıklarına olan inançtan ötürü güvensizlik, siyasal alanda bazı şeylerin değiştirilmesinin zor olduğuna dair karamsarlık ve siyasi örgütlenmelerde kendilerini özgürce ifade edememeleri gibi nedenlerle siyasetten uzak durmayı tercih ediyorlar.
STK’larla ilişki ve gençlere yönelik kamu harcamaları
Gençlik Bütçesi ile gençlere ayrılan kamu kaynaklarını şeffaflaştıracak, STK’lerin etkin denetimine açacağız. Gençlik STK’lerine idari ve mali destek sağlayacak, gençlikle ilgili projeleri teşvik edeceğiz.
(CHP)
Bütçesinin ağırlıklı olarak spor harcamalarına ayrıldığı, gençliğin sporla özdeşleştirildiği ve böylelikle apolitize edilmeye çalışıldığı eski zihniyetin ürünü olan Gençlik ve Spor Bakanlığı yerine doğrudan gençlerin ihtiyaçları için çalışacak bir Gençlik Bakanlığı oluşturacağız. Gençlik Bakanlığı ile işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalışacak olan yerel yönetimlerin gençlik alanında faaliyet gösteren tüm STK ve kuruluşlarla ortak çalışma olanaklarını artıracağız.
(HDP)
İzleme Raporu’nda “STK’larla Kuvvetli İşbirliği” başlığı altında kamu kurumlarının gençlik STK’larıyla yürüttüğü hibe-temelli işbirliklerinin, şeffaflık çerçevesinde ve eşit bir seviyede STK’ların katılımını artırmaya yönelik düzenlenmesi önerilmektedir. Sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları arasındaki ilişkinin niteliği, gençleri gençlik politikalarının oluşturulmasına dahil etmenin önemli göstergelerinden biridir. Yine raporda belirtildiği üzere, STK’ların, ihtiyaçlarına yönelik çözüm önerilerini kendi yöntemleri çerçevesinde önerebilecekleri bir ortamın yaratılması ve bu çerçeveyi belirleyecek objektif şartların oluşturulmasına dahil edilerek sürecin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması, katılım sürecini eşit ve etkin hale getirecek kriterlerdir.
Kamu Harcamalarını İzleme Platformu’nun (KAHİP) verilerine göre gençlerin güçlendirilmesine yönelik kamu harcamalarının GSYH’ya oranı 2013 yılında yüzde 0,49’dur. Yapılan harcamaların yüzde 60’ı eğitimde olan gençler için ve yüzde 20’si ise spor harcamalarıdır. Bundan ötürü, eğitim ve istihdam dışında kalan gençler için yapılan harcamalar artırılmalı ve bu süreçte gençlerin ihtiyaç ve talepleri dikkate alınmalıdır. “Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzu”na İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim ve Araştırma Birimi’nin sayfasından ulaşılabilir.
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2014 Faaliyet Raporu’na göre bakanlığın 2014 yılı bütçesi 146.104.000 TL’dir ve yüzde 42’si mal ve hizmet alım giderleridir. Bütçe içerisinde Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 1.783.626 TL, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 14.490.019 TL ve Proje ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü ise 69.180.942 TL harcamada bulunmuştur. Bakanlık bütçesinin gençlik ve spor alanlarında ne oranda kullanıldığını tespit edebilmek detaylı bir çalışmayı gerektirmektedir. Fakat “Verilerle Gençlik ve Spor 2014” çalışmasına göre Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2013 I. Çağrı Dönemi’nde toplam 22 milyon TL destek verdiği 195 projenin 48’inin eğitim, 29’unun hareketlilik, 27’sinin kültür-sanat ve 12’sinin de spor türünde olduğu belirtilmektedir. Bütçenin hangi alanda kullanıldığı önemli olmakla birlikte, nasıl kullanıldığı da önemlidir. Bakanlığın son yıllarda hayata geçirdiği bazı büyük çaplı projeler, katılımcı sayıları yüksek olsa da, gençlerin genellikle ya pasif konumda kaldığını ya da projeyle ilgili karar alma sürecine pek dahil olamadığını düşündüren etkinlik bazlı projelerdir: “57. Alay Vefa Yürüyüşü” (7.500 kişi), “Sarıkamış Şehitlerini Anma Yürüyüşü” (22.535 kişi), “Anadolu’nun Kapısı Malazgirt” (20.000 kişi), “Gençlerden Ecdada Mektup” (mektup yarışması niteliğinde olan projenin üçüncü döneminde 522.190 başvuru gerçekleşmiştir) vb. Bakanlığın yürüttüğü projelerle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşılabilir.
Sonuç yerine…
Muhakkak ki partilerin gençlik politikalarını daha yakından ele almak için sadece beyannamelere değil, partilerin mevcut faaliyetlerine de bakmak gerekmektedir. Burada özetlenen politika önerileri yoğun olarak seçim öncesi oluşturulduğu için, seçimden sonra partilerin söylemlerini (ve faaliyetlerini) bu beyannameler üzerinden ele almak partilerin vaatte bulundukları söylemleri değerlendirmek açısından önemli olacaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki partilerin politika önerilerini kaleme alırken alışık oldukları ve politikaların oluşturulması sürecine gençlerin dahil olup olmayacağına dair net bir cevap vermeyen dil, bu seçimlerde de kendisini göstermektedir. Öyle ki, bu dilin ezberlenmesinden dolayı, yıllardır birçok gencin hizmet aldığı bazı kurumlar beyannamelerde yeniden bir vaat olarak sunulmakta. Fakat diğer yandan, beyannamelerde gençlerin genel bir yaş grubu olarak değerlendirilmesinin yanında, farklı gençlik gruplarına yapılan atıflar, tüm partiler için olmasa da, gençlere ve gençliğe dair homojen söylemin aşınması adına bir kazanım olarak değerlendirilebilir.
2013 yılı itibariyle yürürlüğe girmiş olan “Ulusal Gençlik ve Spor Politikası Belgesi”, artık Türkiye’de gençlik politikalarının resmi bir dayanağının da olduğunu ifade etmektedir.[4] Bu belge, eksikliklerine rağmen, gençlik politikalarının geliştirilmesi için gerekli olan zemini güçlendirmektedir. Elbette politikaların içeriğinin yanında, oluşturma biçimi ve süreci de politikanın kendisi hakkında birçok şey söylemektedir. “Türkiye Gençlik Alanı İzleme Raporu 2009-2012” politika önerileri kapsamında ele alınan “gençlerin güçlendirilmesi”, “eşit katılım imkanları”, “kurumlararası koordinasyonun artırılması”, “STK’larla kuvvetli işbirliği”, “daha güçlü bir şeffaflık ve hesap verebilirlik”, “daha çok ve açık veri seti” ve “gençlik çalışmalarında toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılması” Türkiye’de gençlik politikalarının sadece hükümet tarafından değil, tüm siyasi partiler açısından da politika oluşturma sürecinde dikkate alınması gereken önerilerdir. Tabii ki bu politikalar oluşturulurken gençlerin aktif ve eşit katılımı da, demokratik bir gençlik politikasının önkoşulu niteliğindedir. (UE/HK)
* Bu metin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi kapsamında bir Değerlendirme Notu olarak hazırlanmıştır. Notla ilgili görüşlerini paylaşan Birim çalışanları Burcu Oy, Volkan Yılmaz ve Yörük Kurtaran’a katkılarından dolayı teşekkür ederim.