Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Sınırlı Seçim Gözlem Heyeti (SSGH) 7 Haziran Genel seçimleri için yürüttüğü gözlem faaliyetinin ara raporunu yayınladı.
Heyet çalışmalarına 6 Mayıs tarihinde başladı bu süreçte 22 seçim kampanyası etkinliği gözlemledi. Heyet seçim kanunu ve düzenlemelerini de inceledi. Ara raporda Türkiye’nin seçim sistemini yasal ve yapısal tarifi yapıldı.
Kampanyalar ve bire bir görüşmelerden edindikleri gözlemlerden yola çıkarak seçim kampanyasının genel tonunu sert ve cepheleştirici olarak değerlendirdi: “Sözcülerin rakiplerine yönelik sert eleştirileri ile cepheleşmeye sürükleyici niteliktedir”.
Heyet seçim kampanyalarında Türkçenin yanı sıra, Kürtçe, Arapça ve Süryanice dillerinde de konuşmalar yapıldığının altını çizdi.
Ara raporda dikkat çekilen bir değen nokta ise HDP parti binalarına yapılan saldırılar oldu ve 18 Mayıs tarihinde HDP’nin Adana ve Mersin il başkanlıklarında iki bomba konulmasını örnek olarak gösterdi. Kampanya dönemindeki şiddete diğer örnek ise şöyle verildi: “Birbirinden ayrı gerçekleşen iki silahlı saldırı sırasında sırasıyla 23 ve 26 Mayıs tarihlerinde biri AKP, diğeri CHP adayı iki kişi yaralanmıştır. Polis tarafından tüm olayları takiben soruşturma başlatılmıştır.”
Cumhurbaşkanı’nın taraflılığı
Ara raporda “şikayetler ve itirazlar” bölümünde Cumhurbaşkanının seçim kampanyasına dahil olması yer alıyor. Heyet Türkiye Anayasasının, Cumhurbaşkanına parti ile ilişiğini kesmesi ve görevlerini önyargısız bir şekilde yerine getirmesi konusunda yemin etme mecburiyeti getirdiği notunu düşüyor. Cumhurbaşkanının seçim döneminde yaptığı konuşma ve mitingleri “ülkenin siyasi geleceği hakkında kamuoyu önünde alenen konuşma hakkını halk oyuyla doğrudan seçilmiş olması temeline dayandır”dığını da ekliyor.
Heyet bu konudaki şikayet ve başvuruları da rapora eklemiş: “Bazı siyasi partiler ve milletvekilleri, YSK’ya ve Anayasa Mahkemesi’ne Cumhurbaşkanı’nın basın ve yayın organlarında yer alması konusunu içeren şikayetlerde bulunmuştur, tüm şikayetler ya reddedilmiştir ya da bekleme aşamasındadır.”
Basının bağımsızlığı
Sınırlı Seçim Gözlem Heyeti görüşme yaptığı kişilere dayanarak Türkiye basınında “medya patronlarının, kamu görevlilerinin ve siyasi kişiliklerin doğrudan müdahalelerinin editöryel bağımsızlığı azalttığı ve oto-sansüre yol açtığı kaygısının” olduğunu rapora eklemiş.
Heyet basınla ilişkili gözlemlerinde RTÜK tarafından hazırlanmış olan ihlal raporları temel alınarak YSK tarafından 96 karar yayınlandığını aktarıyor: “Bunlardan 32 tanesi reddedilmiş, 55 tanesi uyarıyla ve 9 tanesi ise yayın durdurma ile sonuçlanmıştır”.
Heyet 15 Mayıs 2015 tarihinden itibarin beş ulusal televizyonu ve dört günlük gazeteyi kapsayan niteliksel ve niceliksel bir izleme yapıyor. (HK)