KCK Yürütme Komitesi’nden Murat Karayılan askeri operasyonlarla ilgili hareketlilik olduğunu, ancak gerillanın çatışmama yönünde hareket ettiğini söyledi.
Özgür Gündem gazetesinden Erdal Er’in sorularını yanıtlayan Karayılan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Askeri operasyonlar
“Bir süreden beri ateşkes kurallarını bozmaya dönük Türk ordusunun belli bir hareketliliği vardır. Aslında bizim güçlerimizin çok büyük bir dikkat ve duyarlılığı olmazsa, şimdiye kadar birçok yerde çatışma yaşanabilirdi. Gerillanın duyarlılığı, var olan durumu anında görüp, uygun hareketlerle zemin sunmaması sayesinde aslında çatışmalar yoğun bir şekilde şimdi gelişmiyor. Bu tamamen bizim tek taraflı olarak büyük bir duyarlılıkla muhafaza ettiğimiz bir durumdur.”
“Ben tüm ordu mensuplarının savaşmak istediklerini, bir an önce çatışmanın başlamasını istediklerini söylemiyorum. Aslında bunu bazı davranışlardan anlayabiliyoruz da. Belki ordu içerisinde de bu yönlü eğilimler vardır. Bunu o kadar detaylı bilemem. Yalnız böyle herkesin çatışmak istemediği anlaşılıyor. Çünkü birçok pratik durumda bunu gördük. Yoksa onlar çatışmak istiyor, biz çatışmadan hep kaçınıyoruz tarzında bir şey söylemiyorum. Ama böyle bir kontrollü çatışmayı geliştirme eğilimi var.”
“Mesela şimdi Uludere sınırında, daha önceden de bir kere ifade etmiştim. En son iki gün önce güçlerimize 300 metreye yakınlıktaki tepeyi gelip tuttular. Ve o tepeden güçlerimize ateş ediliyor. Şimdi biz ateş etsek, ne olacak? Çatışma başlayacak, derken sınır boyu bir çatışmaya dönüşebilir. Derken daha kapsamlı bir çatışma durumu gerçekleşebilir. Mesela Dağlıca, her kimse oradaki komutanlık, aslında orada çatışmak istiyor. Yine Şemzinan hattı yani Şemdinli, orada benzer şey var. Kısmen Mardin’de, yine Ağrı’da, yine Amed’in bazı bölgelerinde bu tür şeyler özellikle ön plandadır. Yani böyle çatışma ortamını yaratmaya dönük ciddi girişimler var.”
Çözüm süreci
“AKP’nin politikası seçimlere çatışmasız girmek, böylece istediği oyu almak, sonuç çıkarmaktır. Şimdi bu haziran seçimlerinin yakınlaştığı süreçte Önderliğimiz de AKP’nin bu yaklaşımını değerlendirmek istedi.”
“Müzakerelerin gelişmesi gerektiğini, bunun için İzleme Heyeti’nin kurulması gerektiğini, Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun devreye girmesi gerektiğini, süreci bu biçimde çözüme götürecek bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu aksi durumda çatışma olasılığının da gündemde olduğunu yansıtan bir durum çerçevesinde Önderliğimiz aslında bir hamle gibi kendi yaklaşımını görüşme heyetine dayattı. Üstten, AKP yöneticileri başta Erdoğan olmak üzere haziran seçimlerine sükûnet içerisinde girebilmek için bu istemlere olumlu cevap verdi.”
“Müzakere sürecine girilmesi gerekirken, birden bire Erdoğan’ın müdahalesiyle süreç durduruldu. Neden? Erdoğan sürekli özel anketler yaptırıyormuş. Aslında bir yerde anketlerle Türkiye’yi yönetmeye kalkışıyor. Bu anketlerde gidişatın kendi lehine olmadığını gördü. Çünkü Önderliğin bu sürecin, yani çözüm sürecinin gelişmesiyle beraber geliştirdiği başka bir projesi de var.”
HDP
“Yeni Yaşam projesi büyük bir hamledir. Aslında çok önemli bir şey. Onlar bu anketlerle baktılar ki HDP barajı aşıyor. Tabi bu öyle bir paradoks yarattı ki HDP barajı aşarsa kendi projesi suya düşecek. O nedenle Erdoğan tümden böyle süreci durdurdu.”
“Şimdi ne yapmak istiyor? Kontrollü bir çatışmayı yaratmak istiyorlar. Şimdi eğer desek ki büyük bir çatışmayı geliştirmek istiyor, savaşla birlikte seçime gitmek istiyor, bu değil. Kontrollü bir gerginlik ve kontrollü bir çatışma ortamı yaratmak istiyorlar.”
Genel seçim
“Olası saldırıları bekleme konusu önemli bir konu. Gerçekten de Türkiye önemli günleri yaşıyor. Bu seçimler herhalde Türkiye tarihinin en önemli seçim süreci oluyor. AKP, seçimi kazanmak zorunda. Ve AKP öyle düşünüyor. Kazanmak zorunda olduğunu düşünüyor. Neden, çünkü AKP seçimleri kaybederse, yargılanabilir.”
“Demokratik ilke bu seçimlere hiçbir biçimde bir tehdit bir baskı bulaşmamalıdır. Şimdi biz gerilla gücü olarak bir partiyi benimsemiş olabiliriz. Desteklemiş olabiliriz. Çevremize bu partiye oy vermelisiniz diyebiliriz. Bu hakkımızdır. Ama kalkıp da tehdit etme sizi böyle ederiz şöyle ederiz gibi bir şey yoktur. Şimdiden diyorlar ki HDP barajın altına düşecekmiş, barajı aştırmak için eylemleri PKK düzenliyormuş. Ne alakası var.”
“Bir kere HDP’nin barajı aşacağına dair bir sürü veri var. Anketler var. Yani tarihte ilk kez, Kürt halkı, Türkiye demokrasi güçleri, barış yanlısı güçler, sistemden dışlanan tüm kesimler inanç grupları, çevreleri birleşmiş, bir güç olmuş yüzde 11, yüzde 12’leri zorlayan bir duruma gelmiş. Biz kalkıp silah kullanacakmışız. Olacak şey midir bu? Bir de şöyle bir şey yapıyorlar. Sanki HDP bizim partimiz, HDP ile sanki aynıyız.”
“HDP, AKP’nin bir rakibi. AKP kendi rakibini kötülemek için, sanki HDP silahlı bir güç, sanki HDP biz, biz HDP’yiz gibi yansıtmak yanlış bir şey. HDP’nin projesi barışı geliştirecek, sorunu çözecek, demokratikleşmeyi geliştirecek proje olduğu için destekliyoruz. Eğer orta yerde iyi bir proje varsa barışı geliştirecek, sorunu çözecek demokratikleşmeyi geliştirecek. Bir proje varsa biz bu projeyi destekleriz. Ortada böyle bir proje var ve biz bu projeyi destekliyoruz.”
“Ama ne biz HDP’nin tümünden sorumluyuz. Ne de HDP bizden sorumludur. Yani sanki kalkıp HDP silahlı bir güçtür, silah bıraksınlar gelsinler diyorlar. Silah bırakmayı diyelim kim böyle bir sürecin gelişmesinin önüne geçti.” (AS)