Berbere gidince mutlu olan, keyifli zaman geçiren arkadaşlarım var. Sakal tıraşı olurken uyuyup horlayan insanlar da gördüm. Yüzünde jilet gezerken uyuyanları, uçakta korkusuzca uyuyan insanlarla bir tutuyor ve cesaretlerine hayranlık duyuyorum. Ayda en fazla bir kez uğradığım berberden mümkün olan en hızlı sürede ayrılmayı tercih ettiğimi itiraf etmeliyim. Bu sürenin daha hızlanması için, berber arkadaşa, “Tıraşı çabuk yaparsan sevinirim, çok işim var” beyaz yalanımı her zaman yedekte tutarım.
Diyarbakır’a yerleştiğimden beri, zorunlu haller dışında, hep aynı berbere gidiyorum. Kapısında Final Erkek Kuaförü yazmasına ve raflarda kullanılıp kullanılmadığını bilmediğim bir sürü kozmetik malzeme bulundurmasına rağmen, bana çocukluğumun daracık berber dükkânlarını hatırlatıyor.
Final Erkek Kuaförü’nü tercih etmemin nedenlerinden biri, bu mütevazı, sevimli halidir. Bir diğeri ise dükkânın sahibi Mehmet Ülgen ve ekibinin sıcaklığıdır. Elinin çabukluğu, asla gereksiz ve ısrarlı sorular sormaması ise, berberde geçen zamanı katlanılır yapıyor.
Dükkândaki televizyonda haber kanallarından biri açıktır sürekli. Zamanla beş vakit namazında niyazında olduğunu öğrendiğim Mehmet Ülgen’in, memlekette olup bitenlerle yakından ilgilendiğini gösteriyor. Gündemde, mesela çözüm süreci varsa, konuyla ilgili bir iki soru sorar, “İnşallah düzelir” der, işine devam eder.
"HDP barajı yüzde yüz aşacak"
Siyasi eğilimini hissetsem de bugüne kadar “Hangi partiye oy veriyorsun” diye sormadığım Mehmet Ülgen’e soruları bu kez ben soruyorum. Diyarbakır’ın nabzını, her gün onlarca insanla konuşma olanağı bulabilen Ülgen’in vereceği bilgilerle tutmaya çalışıyorum.
Malum, HDP’nin yüzde 10 barajını aşıp aşamayacağı en çok konuşulan konuların başında geliyor. Mehmet Ülgen’e, müşterilerinden edindiği izlenimi soruyorum. “HDP yüzde yüz aşacak barajı” diyor Ülgen. Anlattıklarından, Diyarbakır’da HDP’nin barajı aşmasının bir çeşit inat ve onur meselesine dönüştüğü anlaşılıyor. Ülgen’e göre HDP’nin barajı aşması, demokratikleşme ve barış sürecinin önünün açılması anlamına geliyor. “HDP Meclis’e giremezse barış görüşmelerini kim yapacak?” diye soruyor Ülgen ve cevabı da kendisi veriyor: “Süreç başkaları üzerinden de devam edebilir tabi. Ama esas olan bu görüşmelerin Meclis’te gerçekleşmesidir. Kürt halkı Meclis’e gönderdiği, güvendiği insanlar sorunu çözsün istiyor. Hem zaten Kürtler ısrar etmezse AKP’nin umurunda bile değil barış süreci. Umurunda olsa yüzde 10 barajı kaldırırdı.”
Ülgen, daha önce AKP’ye oy veren birçok insanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönem sergilediği tutumdan duyduğu rahatsızlığa da değiniyor: “Erdoğan, ‘Kürt sorunu yoktur’ demeye başladı, ama biz biliyoruz ki vardır. Diyarbakır’da düzenlediği miting bu yüzden kötü geçti.”
“Peki,” diyorum, “Sence Erdoğan bunun farkında değil mi?” Mehmet Ülgen bu soruya gülerek cevap veriyor: “Erdoğan Kürtlerden umudu kesti, gözünü MHP’nin oylarına dikti. Kürt sorunu yoktur demesi de bu yüzden.”
HDP Kaç milletvekili çıkarır?
Dini bütün Ülgen, Erdoğan’ın bölgede düzenlediği mitinglerde Kürtçe Kuran’la propaganda yapması hakkında ne düşünüyor? “Kürt halkıyla dalga geçtiğini sanıyor, onları kandırabileceğini sanıyor, ama yanılıyor. Ne Kürtçe Kuran, ne de kömür ve makarna yardımıyla kimseyi kandıramaz artık. Göreceksin, birçok yoksul insan makarnasını, kömürünü alacak, ama oyunu da HDP’ye verecek.”
Diyarbakır 11 milletvekili gönderiyor Meclis’e. Bir önceki seçimde bağımsız adaylar 6 milletvekili çıkardı. Bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle yasal engele takılınca, onun yerine AKP’den Oya Eronat Meclis’e gitti. Meclis’te 6 AKP’li, 5 HDP’li vekil Diyarbakır’ı temsil ediyor.
Mehmet Ülgen 7 Haziran’da bu sayının değişeceğine inanıyor. Bir de tahminde bulunuyor: “HDP en az 8, en çok 9 milletvekili çıkarır. Oylar çalınmasa 10 milletvekili bile çıkarabilir.”
Demirtaş ve Davutoğlu farkı
HDP’li milletvekili adayları hakkında ne düşündüğünü de soruyorum Ülgen’e. Anlaşılan o ki Selahattin Demirtaş’ın Fırat’ın öte yakasında estirdiği rüzgâr burada da çok güçlü. “Kürt halkı HDP’ye oy veriyor. Diyarbakır’daki milletvekili adaylarının çoğunu tanımıyoruz bile. Sandığa gidince şahsa değil, partiye oy vereceğiz. Ama Selahattin başka, herkes onun konuşmasını çok beğeniyor.” Selahattin Demirtaş’ın katıldığı bir televizyon programından sonra oyunu HDP’ye vermeye karar vermiş tanıdıklarını anlatıyor. “Bu kadar etkili bir siyasetçi” diyor.
AKP’den konuşurken hep Erdoğan üzerinden değerlendirmeler yaptığını fark ediyorum. Bu durumu hatırlatarak, “Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkında ne düşünüyorsun” diye soruyorum. En ciddiye almadığı soru bu mu oldu, anlamıyorum, çünkü gülerek cevap veriyor Ülgen: “Erdoğan padişah, Davutoğlu da onun veziri... Herkes bu gözle bakıyor ona. Halk üzerinde hiçbir etkisi yok.”
Birkaç müşteri ve iki çalışan daha var dükkânda. Mehmet Ülgen’le konuşurken hiç araya girmediler. Onlara da soruyorum ne düşündüklerini. “Mehmet abê doğru söylüyor, her şeyi anlattı” diyorlar.
Mehmet Ülgen 7 Haziran’da gerçekleşecek milletvekili seçimleri hakkında hem gönlünden geçenleri hem de müşterilerinden edindiği izlenimi paylaştı. Ülgen’in iddialı olduğunu söylemek mümkün. 8 Haziran’da bir daha görüşeceğiz ve bu kez seçim sonucunu değerlendireceğiz. Dükkândan ayrılmadan böyle anlaştık…(VE/HK)