Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuveyt gezisinden önce gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Kuzey Kıbrıs’ın dün seçilen cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın “iki kardeş ülke” açıklamalarına ilişkin “Ağzından çıkanı kulağı duysun” dedi.
Erdoğan şunları dile getirdi:
"Bu ifadeler bir sıcaklığın gereğidir. Sayın Akıncı Kuzey Kıbrıs halkının seçimiyle göreve gelmiştir. Burada iki kardeş ülkeyiz dediğiniz zaman ortaya çok farklı tablolar çıkar. Sayın cumhurbaşkanının ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir. Türkiye Kuzey Kıbrıs’ı neden sahipleniyor bunu bir eshabı mucibesi var. Kardeş olarak çalışmanın bile bir şartı vardır. Bu ülke Kuzey Kıbrıs’a bedel ödemiştir. Biz şehitler vermişiz. Ve bedel ödemeye devam ediyoruz.
"Sayın Akıncı tek başına bu kavgayı verebilir mi? "
“Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası alanda kavgasını veren kim? Acaba Sayın Akıncı tek başına bu kavgayı verebilir mi? Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’a bakışı yavru vatandır ve böyle bakmaya devam edecektir. Bir ananın yavrusuna bakışı nasılsa böyle bakmaya devam edecektir. Kendi görüşü böyledir. Ben de hoşgörüyle bakabilirim. Ama daha sonra sarfı nazar edebilirler. Bu da pek hoş olmaz."
Akıncı: Kardeş ilişkisinden neden rahatsız oluyor?
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Erdoğan’ın açıklamaları hakkında CNN Türk canlı yayınında konuştu.
"Neden rahatsız olunuyor iki kardeş ilişkisinden? Onu anlamakta zorlandım bir an için. Bu yavrunun büyümesini istemiyor mu Türkiye? Biz hep yavru mu kalalım? Ayakta durmasını beceremeyelim mi? Artık yetişkin bir insan olmayalım mı?
“Ben ne söylüyorsam o söylediklerimin arkasındayım. Ben sadece kulaklarımla duymuyorum, vicdanımla da hissediyorum, yüreğimle de söylüyorum, beynimle de söylüyorum. Düşündüklerimdir dilime vuranlar ve doğru olandır.
“Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığımın ilk gününde, böyle bir tartışmanın içine çekilmekten mutlu olduğumu söyleyemem. Ama belli ki Erdoğan bizim hakkımızda bir takım konular dinlemiş, bazı şeyler anlatılmış. O düşüncelerle bu şekilde konuştu herhalde.
“Ben Türkiye ile ilişkiyi istemeyen, bu konuda herhangi bir şekilde Türkiye'yi dışlayan bir söylemde bulunmadım bugüne kadar.
"İki eşit ilişki, ilişkiler küçüklükle büyüklükle ölçülmez"
"Tam tersine sağlıklı ilişkiden bahsettim, 'doğru olan da budur' dedim. Ama belli ki bu konuda farklı yaklaşımlar var. Bunları otururuz değerlendiririz. Ama şu da bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkı, elbette anavatan sevgisini yüreğinde taşımaya devam edecektir.
“Ancak bu topraklarda da artık Rum toplumuyla baş edebilme adına, kendi kimliğini kanıtlamak adına, yavruluktan bebeklikten kurtulup ayaklarının üzerinde durmak zorundadır.
“Ben bunun aslında Türkiye'nin de yararına olduğunu ısrarla söylüyorum. Kıbrıs Türk toplumunu, sürekli olarak bir yavru olarak görmenin doğru bir siyaset olmadığı kanaatindeyim. Burada bir devlet var. Bu devleti Türkiye de tanıyor. 'Anavatan', 'yavru vatan' söylemi yüreklerde olması gereken söylemdir. Ama iki eşit ilişki, ilişkiler küçüklükle büyüklükle ölçülmez. Bir devletimiz var, bir varlığız biz burada. Bu varlığın artık kimliğiyle kişiliğiyle Türkiye tarafından tanınmasını istiyoruz.
“Bizi daha ilk günümüzden kimse yanlış yere oturtmasın. Burada bir Türkiye düşmanı yoktur. Türkiye'nin esenliğini isteyen AB içinde yer almasını isteyen, çok daha demokratik güçlü bir ülke olmasını isteyen birisi var.
“Türkiye'nin Kıbrıs'ta hem garantör olarak, hem de yakın ilişki içinde olmasını bilen birisi var. Güney ile ilgili ilişkilerde 10 yıl önce evet hayır dediler. Annan planı fırsatı yitirildi.
“Ama günün sonunda yeni bir dönem başlıyor. Birbirimizi suçlayarak bir yere varamayız. Yeni bir dönem başlıyor, Rumlara da bu fırsatı vermemiz lazım. Onlar da hatalarını gözden geçirsinler." (BZ/EKN)
* Fotoğraf: Mahmut Serdar Alakuş/ AA