Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversite rektörlerinin katıldığı toplantıda konuştu.
YÖK Başkanı Yekta Saraç ile görüşmenin ardından konuşan Erdoğan ilk kez YÖK’e ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi.
Erdoğan, üniversite sayıları, üniversite eğitimi, akademisyenler gibi konulara ağırlık verdiği konuşmasında çözüm sürecine de değindi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle:
Yeni açılan üniversiteler
"Açtığımız yurtlarla, verdiğimiz burs ve kredilerle, akademisyenlere sağladığımız destekle üniversite eğitimi konusunda hiçbir engel bırakmamaya çalışıyoruz.
"Peki biz bu kadar kısa süre içinde niçin bu kadar üniversite kurduk, öğrenci sayısını artırdık?
"… Aşağıdan yukarıya doğru artarak devam eden yükseköğretime geçiş baskısı sürdüğü müddetçe üniversitelerdeki diğer sorunların üzerine kararlılıkla gitme imkanı bulamayacağımızı biliyorduk. Bugün artık yüzde 81’i aşan okullaşma oranıyla üniversite eğitimi ülkenin en büyük şehirlerinden en ücra köşesindeki köylerinde yaşayanlara kadar hiçbir gencimiz için ulaşılmaz bir imkan değildir.”
"Tüm üniversitelerimizin fiziki ihtiyaçlarını karşılama, bina, araç gerek, öğretim elemanı, idari personel sorunlarını çözme konusundaki çalışmalarımızı hep birlikte devam ettirmek zorundayız. Bu konudaki kritik eşiği aştığımıza, esas meseleyi çözdüğümüze inanıyorum, artık bir taban, zemin oluştu.”
27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat
"Türkiye 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, darbecileri teşvik eden, darbecilere yol gösteren, onlara meşruiyet sağlama çabası içine giren üniversite hocaları gördü.
“27 Mayıs'ta kamyonla taşınan öğrenci cesetlerinden bahsederek, kamuoyunu galeyana getiren üniversite rektörleri olduğunu biliyoruz, bunlar belgelerde kayıtlı. 28 Şubat'ta brifinglerde boy göstererek, gösterilerde pankart taşıyarak, unvanlarına adeta ihanet eden hocaları ibretle izledik, bunlar da var.
Akademisyenler
"Biz, demokrasi, insan hakları ve özgürlük temelindeki reformlarımızla üniversiteleri bu tür tartışmaların dışına çıkarmanın çabası içinde olduk. Üniversitelerdeki hocalarımızı kimlikleriyle, şahsiyetleriyle, birikimleriyle, milletimizin gözündeki yerleriyle çelişecek işlerin içinde olmaktan kurtardığımıza inanıyorum. Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa bundan sonra da onu yapmanın gayreti içinde olacağımızı özellikle ifade etmek isterim. Biz, kendi yanımızda olacak değil hakkın, hakikatin, ilmin safında, hikmetin safında yer alacak profesörler, doçentler, araştırma görevlileri istiyoruz, bunun için çalışıyoruz.
Öğrenciler
“Türkiye'nin kargaşanın, kavganın, terörün hakim olduğu üniversite kampüslerine değil, araştırmanın, öğrenmenin, hikmetin hakim olduğu eğitim ocaklarına çok ama çok ihtiyacı var. Üniversitelerde elinde taş olan, molotof olan, sopa olan değil kitap olan, bilgisayar olan, T cetveli olan öğrenciler görmek istiyoruz. Bunu yakalamamız lazım."
“Yol, baraj ve tünel yaptırmamak için değil bunları kendisi tasarlamak, inşaasına katkıda bulunmak için yöneticilerin karşısına dikilen öğrenciler görmek istediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"İstiyorum ki bizim öğrencilerimiz icabında bir eserin mimari, estetik anlayışına katkı versin. Bunun için kafa yorsun. O kendi ruh dünyasındaki, gönül dünyasındaki estetik anlayışını oraya yansıtsın. Bu ülkenin Başbakanlığına, bakanlıklarına orayı tahrip etmek için değil orada Türkiye'nin geleceğini müzakere etmek, görüşlerini, tekliflerini ifade etmek için yürüyen öğrenciler görmek istiyoruz.
Çözüm süreci
"Terör örgütünün silah bıraktığını açıklaması ülkemizde demokrasinin, hukukun, huzurun, güvenin, istikrarın tesisini sağlayacak önemli bir eşik olacaktır. Bu sadece lafla olmaz. Temenni ederim ki, bu son gelişmelerde sözde kalmaz, uygulamaya geçilir. Devlet, Hükümet ve tüm kurumlarıyla bu konuda üzerine düşenleri titizlikle metanetle yerine getirmiştir, getirmeye devam ediyor." (BK)
* Fotoğraf: Okan Özer / AA