Kadın Çalışmaları Derneği, sığınmaevinde kalan kadınların oy kullanmasının sağlanması için bir kampanya başlattı.
Sığınmaevinde kalan kadınlar can güvenliği riski nedeniyle ikametlerinin bulunduğu yere gidip oy kullanamıyor. Ancak bu sorunu aşmak ve şiddet gören kadınların vatandaşlık haklarından mahrum kalmamaları için yapılan bir düzenleme de yok.
30 Mart Yerel Seçimleri’nden önce de gündeme gelen konuyu CHP yasa teklifi vererek meclise taşımış ancak dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin “Onların herhangi bir sandığa kayıtlarının yapılması, yerlerinin ifşa edilmesi anlamına geleceği için onları ne yazık ki herhangi bir sandığa kaydettiremiyoruz. Bu durumdaki arkadaşlarımızın oy kullanması ne yazık ki bu seçimde mümkün olmayacak " demişti.
Şimdi Kadın Çalışmaları Derneği, sığınmaevinde yaşayan kadınların seçme hakkını kimlikleri ifşa edilmeden güvenlik içerisinde kullanabilmelerini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması nı talep ediyor.
2400’ün üzerinde kadın oy hakkından mahrum
Kadın Çalışmaları Derneği’nden Gül Erdost, Türkiye’de 120 sığınmaevi ve buralarda kalan 2 bin 400’ün üzerinde kadın olduğunu hatırlatıyor.
Erdost, bu konuda hiçbir düzenleme yapılmamasını “Kale almıyorlar” diye açıklıyor. Sığınmaevindeki kadınların barınmadan istihdama birçok sorunu olduğunu ve sadece oy hakkının değil, hiçbir sorunlarının çözülmediğine dikkat çekiyor. “Kadının aile yapısını bozup evini terk etmiş olması, onun ötekileştirilmesi ve değerinin azaltılmasına neden oluyor” diyor.
Çözüm ne?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadınların can güvenliği nedeniyle oy kullanması konusunda düzenlemeye gitmiyor.
Ancak Kadın Çalışmaları Derneği, bunun imkansız olmadığını söylüyor. Ülker Şener çözüm önerilerini şöyle özetliyor:
“Yurtdışında yaşayan vatandaşların oy kullanma işlemi, ülkedeki seçim tarihinden 45 gün öncesinden başlıyor ve seçime yedi gün kala sona eriyor. Yani 38 gün içinde oy kullanabiliyorlar.
“Türkiye’de de kadınlar kaldıkları ŞÖNİM’lerde ya da bakanlığın belirlediği yerlerde, can güvenliğinin sağlanması için de, tüm ülkedeki seçim tarihinde değil; şiddet uygulayanın bilmediği bir tarihte kadınlar oy kullanabilir.
“Bunun yanısıra sığınmaevleri ile Yüksek Seçim Kurulu (YSK) arasında kurulacak online bir bağlantıyla kadınların elektronik olarak oy kullanması sağlanabilir. YSK’dan bir yetkili görevlendirilerek, gizlilik kurallarının ihlal edilmediği de güvence altına alınabilir.”
“Eşit yurttaşlık hakkı için”
Kadın Çalışma Derneği, change.org’da başlattığı imza kampanyasıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sesleniyor:
“Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi, gelecek yıl da genel seçimler duruyor. Üzgünüz, görülüyor ki sığınmaevinde yaşayan kadınların en doğal seçme hakkını kimlikleri ifşa edilmeden güvenlik içerisinde kullanabilmelerini sağlayacak, yasal düzenlemelerin yapılmasına ilişkin herhangi bir adım atılması yine söz konusu değil.
“Devletin şiddetten kurtulmak için kendine güvenli bir ortam olarak sunulan sığınaklardaki kadının oy hakkının iadesini istiyoruz. Şiddet uygulayanın değil şiddet görenin saklandığı bir ülkede kadının birey olarak toplumda belki de yaşamını değiştirebilecek sonucu doğuracak en güçlü hissettiği “seçme” hakkının önemini vurguluyor ve sığınmaevindeki kadınların eşit yurttaşlık hakkı için başlattığımız kampanyamıza desteklerinizi bekliyoruz.” (ÇT)