2009 yerel yönetim seçimlerinde bir Büyükşehir ve ondört ilçe belediye başkanlığı kazanan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 2007 genel milletvekili seçimlerinde Ankara’nın 25 ilçesinin 23’ünde birinci parti konumundaydı. Buna karşın Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 2007 seçimlerinde sadece bir ilçede birinci parti iken, 2009 seçimlerinde yedi ilçede belediye başkanlığı kazandı.
2009 yerel yönetim seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dört Büyükşehir ilçe belediye başkanlığını kazanırken, belediye sınırları içerisinde aldığı oy oranıyla ikinci parti olmasına karşın, kazandığı ilçe belediye başkanlığı sayısı açısından Ankara’da üçüncü parti konumuna gerilemiş.
2007 genel milletvekili sonuçlarıyla 2009 belediye başkanlığı seçim sonuçları kıyaslanınca, belediye sınırları dahilinde AKP’nin dokuz ilçe kaybeden konumuna karşılık MHP’nin altı, CHP’nin ise üç ilçede kazanan konumuna geldiği görülüyor.
Ankara’da 2009 Seçimlerinde nasıl bir yarış yaşanmıştı?
Ankara’nın sekiz ilçesinde hiç rekabet yaşanmadan AKP altı, CHP de iki belediye başkanlığı kazandı. Bu ilçelerde belediye başkanlığı için yarışan ilk iki parti arasındaki oy oran farkı 12,6 puandan 28,7 puana kadar açılıyor. Ortaya çıkan bu puan farkının kayıtlı seçmen oranı ile hesaplandığı da göz önüne alındığında, ilk iki parti arasındaki oy oran farkının büyüklüğü daha da dikkat çekici oluyor. Ama bu sekiz ilçeden bir tanesinde öne çıkan dikkat çekici bir başka nokta var. O da, CHP’nin Ayaş’ta 2007’de birinci parti olmamasına karşın seçimlerdeki adayının etkisiyle bu farka (14,3%) ulaştığı ve belediye başkanlığını kazandığı.
Ankara ilçelerinden Güdül, 2007 genel milletvekili seçimlerinde AKP’nin birinci parti olduğu ve aday etkisiyle oy oranını artırarak, 2009 belediye başkanlığı seçimini tekrar kazandığı tek ilçe. Diğer tüm ilçelerde ve Büyükşehir’de AKP belediye başkan adayları partilerine ya hiç oy kazandıramıyor ya da tersine oy kaybettiriyorlar. Bu arada Ankara’da AKP’niniki dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı olan İbrahim Melih Gökçek de, partisine (asgari 7,3 azami 10,8 puan gibi) önemli oranda oy kaybettiren bir belediye başkanı olarak, partisine oy kaybettiren belediye başkan ya da adayları listesindeki yerini almış oluyor.
2009 belediye başkanlığı Büyükşehir seçimlerinde ilk iki parti arasındaki (kayıtlı seçmen bazıyla) oy farkının 5,9 puana kadar gerilediği yukarıdaki tablodan görülüyor. Aynı şekilde yukarıdaki tablonun son sütununda yer alan “(-) aday etkisi” satırlarına bakarak seçimde partisine oy kaybettiren seçilmiş belediye başkan adaylarını görmek mümkün. Buna karşılık “(+) aday etkisi” yoluyla partisinin oyunu artırarak belediye başkanlığı seçimini kazanan dokuz adayın 6’sının MHP’li, 2’sinin CHP’li ve 1’inin de AKP’li olduğu da, aynı biçimde yukarıdaki tablodan görülebiliyor.
2009 – 2011 üzerinden 2014 seçimlerine bir bakış
2516 sayılı yasadan 6360 sayılı yasaya geçince belediyelerin sınırları genişledi, kayıtlı seçmen sayıları arttı. Çünkü artık kır / kent ayrımı ortadan kalktı ve belediyeler kırı ve kentiyle ilçenin, Büyükşehir belediyeleri de ilin tamamına yönelik yerel yönetim örgütleri haline gelmiş oldular. Durum böyle olunca 2009 yerel yönetim seçimlerinde il ve ilçeler ölçeğinde belediye başkanlığı seçimleriyle il genel meclisi seçiminin karşılaştırması, bir yönüyle de olsa, 5216 sayılı yasa ile 6360 sayılı yasa uygulamalarının karşılıklı irdelenmesi anlamını taşır hale geliyor. Bu da bir bakıma iki seçimin sonucu birbiriyle karşılaştırılamaz ama, birlikte incelenebilir demek.
Belediye seçimi ile İl genel meclisi seçim sonuçlarını birlikte incelemeye başlamadan önce, yasa değişikliğiyle ortaya çıkan seçmen artış oranına değinmekte yarar var. Ankara’da yasa değişikliğinden kaynaklanan seçmen artış oranı oldukça sınırlı, yüzde 8,2 oranında. İlçeler ölçeğinde elbette önemli farklılıklar var ( 0 ile yüzde 334 arasında değişen), ama Ankara’nın çok büyük bir nüfus kesimi 2516 sayılı yasa kapsamındayken de Büyükşehir statüsünde olduğu için ortaya çıkan toplam farklılık düzeyi sınırlı bir oranda kalıyor.
2007 genel milletvekili seçimlerinde AKP’nin birinci parti olduğu Gölbaşı’nda MHP, Yenimahalle’de ise CHP hem belediye başkanlığını hem de il genel meclisi seçimlerini kazanıyor. MHP bu kazanımını 2011 seçimlerine taşıyamazken CHP taşıyor. Böylece CHP Ankara’da milletvekili seçimlerinde de birinci parti olduğu ilçe sayısını ikiye çıkarıyor. Ama AKP buna 6360 sayılı yasa ve gerrymandering’le yanıt veriyor.
Gerrymandering tam olarak Türkçe’de karşılığı yok ama, yaklaşık anlamıyla coğrafi seçim çevresi düzenlemesi yoluyla seçimin kazananının değiştirilmesi demek. AKP 6360 sayılı Büyükşehirler yasası düzenlemesiyle kırsal kesimden elde edeceği oy kazanımlarıyla yetinmeyip yeni ilçeler yaratma yoluyla da kazanımlarını artırmaya yöneliyor. İşte Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki gerrymandering olayı da bu süreçte ortaya çıkıyor.
Yenimahalle ilçesinin bazı mahalleleri Çankaya, bazı mahalleleri de Etimesgut ilçesine aktarılıp her üç ilçe için de yeni bir seçmen dağılımı ortaya çıkarılıyor. Sonuçta CHP Çankaya’da kayıtlı seçmenlerin yüzde 47,6’sıyla birinci parti iken oy oranı yüzde 49,1’e yükseliyor. Etimesgut’ta ise birinci parti olan AKP’nin oyu yüzde 41,6’dan yüzde 41,2’ye gerilemesine karşın partinin birinciliği etkilenmiyor. Fakat asıl değişim Yenimahalle’de yaşanıyor. Çünkü Yenimahalle’den ayrılan mahallelerden sonra CHP’nin oyu yüzde 35,9’dan 31.4’e geriliyor, AKP’nin oyu ise yüzde 35,2’den yüzde 39,1’e yükselerek AKP’yi bu ilçede birinci parti konumuna yükseltiyor. Ve böylece Ankara’da AKP, 2007 genel milletvekili seçimlerindekinden de daha iyi bir konuma gelerek 25 ilçenin 24’ünde birinci parti haline gelmiş ve 2014 seçimlerine 24 ilçenin birinci partisi olarak girme imkanını yakalamış oluyor.
Ankara’da parti oylarının toplumsal konumuna bir bakış
Veri Araştırma A.Ş. tarafından geliştirilen Mahalle Statüleri Veritabanından yararlanarak 2011 genel milletvekilleri seçimlerinde seçmenlerin toplumsal konumlarına göre yöneldikleri siyasi partilere ilişkin dağılımı elde etmek mümkün. Bu dağılım aşağıdaki tabloda sergileniyor.
2011 genel milletvekili seçimlerinde Ankara’da kayıtlı seçmenlerin yüzde 43’ünün oyunu AKP, yüzde 27,3’ünün oyunu CHP ve yüzde 12,8’inin oyunu da MHP’de almış Tüm diğer partilere oy verenlerin kayıtlı seçmen içindeki payı yüzde 4,2 “oy vermeyen / geçersiz oy kullanmış” seçmenlerin payı ise yüzde 12,6 olarak gerçekleşiyor. Bu dağılım Ankara’da seçmenlerin üç partili yapıda bir kümeleşme sergilediklerini gösteriyor.
Ankara’da küçük kentler ile bucak, köy ve nahiyelerden oluşan kırsal kesimin ağırlığı toplam kayıtlı seçmenlerin yüzde 3,9. Bu kesimin yarıdan fazlası AKP’ye, dörtte biri de CHP ile MHP’ye oy veren seçmenlerden oluşuyor ki, bu bir başka kümeleşme örneği.
Ankara seçmeninin yüzde 19’unu üst ve en üst, üçte biri (yüzde 34,3’ü) orta üst ve daha üst, yüzde 53,6’sını ise orta ve daha üst statülü mahallelerde yaşayan seçmenler oluşturuyor, Bu dağılımda dikkat çeken nokta CHP ile AKP’nin ilk yüzde 19 içinde 8,9 / 4,3 olarak, yüzde 34,3’lük orta üst ve daha yukarıyı oluşturan grup içinde 14,3 / 9,7 ve yüzde 53,6’lık kesim içinde ise 20,1 / 17,3’lük bir dağılım sergiliyor olmaları. Ve sonra da bu dağılımın kalan yüzde 46,4’lük kesimden CHP 7,2’lik pay alırken AKP’nin 25,7’lik bir düzeye yükselmesi.
Yani kabaca Ankara’da AKP ile CHP tam bir toplumsal kutuplaşma sergilemiş oluyorlar. Bu sergilemede AKP yaygın, CHP ise az sayıda ilçede kümelenmiş bir siyasal gücün temsilcisi.
MHP tabloda orta toplumsal bir grubun temsiliyle kendini öne çıkarırken, AKP ile CHP arasında tahtıravallinin tam ortasına oturmuş seçmen konumu gösteriyor, tıpkı oy vermeyen / geçersiz oy kullanan (seçmeyenler) grubu gibi.
Sonuç yerine
2014 Belediye Başkanlığı seçimlerinde seçmen eğilimlerinin Ankara’da AKP lehine çalışacağını gösteren üç önemli neden çıkıyor ortaya;
- 6360 sayılı Büyükşehirler yasası uygulamasıyla küçük ilçelerin ve de onların kırsal kesimlerinin belediye sınırları içerisine alınması,
- Belediye Başkanlığı seçimi yapılacak Büyükşehir ve Büyükşehir İlçelerinin çok büyük kısmında AKP’nin birinci parti oluşu ve ikinci partiyle arasında kapatılması kolay olmayan bir oy farkının olması,
- AK Partinin seçimlere iktidar partisi olarak giriyor oluşu.
Ankara Büyükşehir ve Büyükşehir İlçeleri belediye başkanlığı seçimlerinde AKP’ye rakip olacak CHP ve / ya da MHP’nin avantajları ise şöyle görülüyor;
- CHP’nin 2011 seçimlerinin ikinci partisi olarak Belediye Başkanlığı seçimlerine katılıyor oluşu,
- MHP’nin Ankara’nın 12 Büyükşehir ilçesinde AKP'nin rakibi olarak seçime katılacak oluşu ve aday tercihiyle hem CHP hem de AKP seçmenine seslenme şansına sahip olabilmesi,
- AKP’ye karşı olan muhalif seçmen kitlesinin en güçlü belediye başkan adayını destekleyip onu belediye başkanı seçtirebilmek için, CHP ya da MHP’ye yönelebilecek olmaları,
- AKP’nin yaşadığı ve yaşayabileceği iktidar yıpranması nedeniyle AKP’den uzaklaşacak seçmenlerin yönelebileceği parti olarak MHP’nin, sandık başına gitmeyecek AKP’li seçmenler nedeniyle ikinci parti olarak CHP’nin bu süreçten avantajlı çıkacağı öngörülebilir. (ST/HK)