Almanya Sol Parti (Die Linke) Eş Sözcüsü Bernd Riexinger, partisinin önceliğinin net olduğunu söylüyor: "Diğer partilerin görmezden geldiği insanların sesi olmak".
HDP'nin 1 Şubat 2014 Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştireceği “Yeni Siyaset Arayışları: Radikal Demokrasi Mücadelesinde Yeni Muhalefet ve Örgütlenme Biçimleri” başlıklı toplantıya katılan siyasi oluşumların sözcüleriyle yapılan dizi söyleşi Die Linke ile sürüyor.
Riexigner, Yunanistan’dan SYRIZA'nın Dış Politika ve Savunma Sekreteryası Koordinatörü Sotiris Roussos'a da yöneltilen sorulara yanıt verdi.
Dünyada sol-sosyalist ve diğer özgürlükçü hareketlerin genel durumunu değerlendirir misiniz?
Bu soruyu küresel düzeyde cevaplayabilmek neredeyse mümkün değil. Almanya’da ve Avrupa’da son on yılda ise neoliberal güçler etkiliydi, kısaca söylersek bu güçler tabandan tavana kadar şiddetli bir bölüşümün yolunu derinden sarstılar. Ama aynı zamanda sol partiler de başarı kazandılar. Almanya’da Die Linke, Alman parlamentosu Bundestag’da muhalefetin öncüsü oldu. Avrupa genelinde gittikçe çok sayıda insan, toplumun daha fazla kutuplaşmasını istemiyor. Bu, sol partiler için büyük bir şanstır.
Bulunduğunuz bölge ve ülkenin özgün koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu koşulları dikkate alan bir yerden siyaset yapmak nasıl mümkün?
Almanya’da gittikçe daha çok insan maaşıyla yaşayamaz duruma geldi. Çocuk yoksulluğu önemsiz bir fenomen olmaktan çıktı artık, pek çok emekli elindeki bir kuruşu harcarken bile on defa düşünüyor. Bu koşulları gözetirsek -ki bizim dışımızda kimse bunu teşhir etmek ya da bitirmek istemiyor- gelecekte de parmağımızı yaraya basmaya devam edeceğiz. Bu nedenle bizim için oldukça net, önceliğimiz diğer partilerin görmezden geldiği insanların sesi olmak.
Sosyolojik olarak partiniz kimleri temsil ediyor? Sizin hedeflediğiniz farklı kesimler var mı?
Biz daha fazla toplumsal adalet istiyoruz. İnsanların yaşamını sürdürebileceği ücretler, yoksulluğa itmeyen emeklilik. İnsanların gelir düzeyine göre sağlık hizmetlerinden faydalanmasını istemiyoruz. Aynı zamanda barışçıl bir dış politika için mücadele ediyoruz. Pek çok Avrupa ülkesinde şu günlerde Avrupa’yı kurtarma adına kanlı sonuçlara yol açan şiddetli kemer sıkma politikalarının sonlandırılmasını istiyoruz. Bu duruşlara sahip herkes bizimle aynı yerdedir.
Partinizin nasıl bir örgütsel yapısı ve nasıl bir politik çizgisi var? Parti içi demokrasiyi nasıl ve hangi yeni veya alternatif mekanizmalarla işletiyorsunuz? Koalisyon partilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yıl iki defa parti kongresi yaptık. Şubat ayında Hamburg’taki kongrede delegelerimiz Avrupa Parlamentosu seçimleri için programımızı belirledi ve parlamento için adaylarımızı seçti. Haziran’da ise üyelerimiz yeni parti yönetimini seçecekler. Ancak gündelik yaşam da partinin temelini oluşturan omurgadır. Yereldeki, işletmelerdeki, vakıf ve derneklerdeki partili üyelerimiz olmasa başarı şansımız olmaz. Partimizin hangi bileşeni olursa olsun bu öncelik herkes için nettir.
Sandık siyasetinin veya seçimlere katılmanın yürüttüğünüz mücadele açısından anlamı nedir? Bir başka deyişle sol radikalizmi tarafından uzunca bir süre sorunlu görülen ve hatta reddedilen parlamenter sistem içinde siyaset yapmak, devlet üzerine ve iktidar için mücadele vermek fikrini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz radikal sol bir parti değiliz. Die Linke, parlamenter sistemin bir parçası ve parlamenter başarı bizim için önemli. Parlamentoda temsil edilmeyen bir partinin alternatifleri tartışmak için şansı büyük değil, tersine daha küçüktür. Aynı zamanda parlamentonun parçası olmaya yoğunlaşmış ve toplumsal bağlardan vazgeçmişlerse sol partiler yine bir başarı elde edemez. Sonuç olarak politik bir dönüşüm her zaman, toplumda bunu isteyen çoğunluk varsa mümkündür.
Partinizin taban örgütlülüğünü nasıl kurdunuz? Bunun için alternatif örgütlenme modelleri geliştirdiniz mi?
Katja Kipping ve ben, partimizi gelecekte dinç tutacak bir belge ortaya koyduk. Şimdi partide ve parti yönetiminde çeşitli tematik alanları –parti içi örgütlenme, kampanyalar geliştirme ve yürütme, üye kazanma ve üyelerle ilgilenme, eğitim, yeni kadrolar yetiştirme, parlamento dışı çalışmalar, finans ve yapılar- elden geçiriyoruz. Bunun yanı sıra geçmişte de döneme uygun formatlar uygulamaya soktuk. Geçen yılki Bundestag seçim programında üyelerimizin katılımı için online bir platform yaptık, şimdi ise herkes konusuna göre partinin gelişimi için kendi deneyimlerini aktarabiliyor.
Size göre farklı toplumsal hareketlerle organik ilişkiler kurmak nasıl mümkün? Sizin geçmişten bugüne bu hareketler arasında aşmak zorunda olduğunuz gerilimler oldu mu? Farklı toplumsal hareketler arasında gerilime neden olma potansiyeline sahip noktalar nelerdir? Ya da siz gerek parti içinde gerekse genel politik hayatta bunlar arasında gerilimsiz, uyumlu bir birlikteliğin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?
Ortak ve bağlayıcı projeler önemlidir. Tüm sosyal hareketlerle tüm sorunlarda uyuşmak hiç de gerekli değil, tam tersi. Politik bir projeye ikna olunmuşsa ve başarı da isteniyorsa benim deneyimim, tartışmanın önemli olduğu yönünde, buna bazen kavga da dâhil.
Partinizin etnik, dini, cinsiyete dayalı, sınıfsal ve benzeri farklılıklara karşı tutumu ve yaklaşımı nedir?
Farklı dinsel, etnik, cinsel, sınıfsal geçmişlere ve kimliklere sahip bireylerin yer aldığı çoğulcu bir partiyiz ve dahası bu gibi farklılıklara saygı duyulan bir toplumda yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Kimlik temelli ayrımcılığa maruz kalmadan herkesin eşit eğitim, mülkiyet, sağlık haklarına sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. (BŞ-BY/HK)
Çev. Çetin Gürer
* Bu söyleşi Toplum ve Kuram dergisinde yayınlandı.
** SYRIZA'nın Dış Politika ve Savunma Sekreteryası Koordinatörü Sotiris Roussos'un söyleşisi.