Greenpeace dün akşamdan beri devam eden şiddet ve Başbakan Erdoğan’ın son konuşması üzerine yaptığı açıklamada, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden polis şiddetini kınadı, Erdoğan’ı ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu bu şiddeti durduracak adımları atmaya çağırdı.
“Başbakan neden korkuyor? Bir şehir parkını korumak için başlayan masum, barışçıl ve mütevazı hareketin, insanların tüm Türkiye’de doğanın ve özgürlüklerin hiçe sayılması karşısında gözlerinin açılmış olması ve şirketlerin kârının insan sağlığı önünde tutulmasını istemediklerini ifade etmelerinden mi?”
Temel ilkelerinden biri şiddetsizlik olan Greenpeace’in temel ilkelerinden birinin şiddetsizlik olduğu vurgulanan açıklamada Erdoğan’a “Annelerin, çocukların ve gençlerin dayanışma içinde olduğu, piyano resitallerinin herkese duygu dolu anlar yaşattığı Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nda gerçekleşen barışçıl protestoların, Türkiye’de demokrasiyi onurlandırmak dışında nasıl bir etkisi olabilir” diye soruldu.
“Başbakana soruyoruz: polis revirlere, çocukların sığındığı yerlere aşırı biber gazı, plastik mermi ve tazyikli su kullanırken hangi yasaları çiğnedi?
“Başbakan Erdoğan, yargı kararı ve halk oylamasına kadar parka dokunmayacağını söylemişken, parkta kimseye zarar vermeden bulunan insanlara gösterilen bu öfke, parkın aniden boşaltılmak istemesi neden?”
Çevrecilik nedir?
Açıklamada Gezi Parkı protestolarının sadece Gezi Parkı’yla sınırlı olmadığı vurgusu da vardı.
“Hükümet, son dönemde Belgrad Ormanları’na zarar verecek üçüncü köprü inşaatı için milyarlarca dolarlık anlaşma imzaladı.
“Çevreye ve insan sağlığına zarar verecek 50 üzerinde kömürlü termik santral ve 8 nükleer reaktör, binlerce hidroelektrik santral için taahhütler verdi.”
“Bu projelere karşı çıkan pek çok insan, Gezi Parkı’nda insanların 20 gündür karşı karşıya kaldığı aynı şiddete maruz kaldı. Türkiye’nin üçte ikisi nükleere karşı, yerel halklar, kömüre ve HES’lere karşı yaşam haklarını, doğalarını savunuyor.
“Çevrecilik, sadece şehirlerde çevre düzenlemesi yapmak, ağaçları bir yerden başka bir yere dikmek, çiçek dikmek demek değildir, aynı zamanda tüm Türkiye’yi etkileyecek, halk sağlığını ve doğayı tehdit eden projeleri sorgulamaktır, temiz kaynakları değerlendirebilmek, bu projelerde halkın taleplerini dinlemektir.”
Gezi Parkı’nda ağaçları korumak için barışçıl bir şekilde direnen insanlara gösterilen şiddetli müdahale ise bardağı taşıran son damla oldu.
Barışçıl protestolar
Greenpeace’in barışçıl protesto hakkını ve şiddetsiz bir şekilde ifade özgürlüğünü kullanan insanları desteklediği de belirtildi.
“Taksim Dayanışması tarafından sürdürülen forumlar sonrasında alınan kararlara istinaden, tüm kuruluş ve partilerin yaptığı gibi biz de çadırımızı ve logomuzu Gezi Parkı’ndan çekmiştik.
“Ancak, anayasal bir hak olan barışçıl ifade özgürlüğünün ihlal edildiği durumlara tanıklık etmeye, çevreyi koruma mücadelemize devam edecek, şiddetsiz protestoculara tıbbi yardım için ofisimizi gerektiğince açık tutmaya devam edeceğiz.” (YY)