TTB değerleri
TTB'nin yayınladığı "Tıp Dünyası" gazetesinin 1 Ekim tarihli son sayısında yer alan açıklamalara göre, TTB, herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz sağlık hizmetinin temel ilke olarak alınmasını ve sağlıktaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasını öncelikli hedef olarak öneriyor.
Toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesini de "hedefler" arasında sıralayan TTB, bunun için ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkilerde dezavantajlı toplumsal sınıflar lehine köklü değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti:
"Sağlıktaki eşitsizliklerin giderilmesi ve toplumun sağlık düzeyinin düzeltilmesi sadece sağlık hizmetleri alanında yapılacak düzenlemelerle gerçekleştirilemez. Sağlığı doğrudan ve dolaylı etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkilerde dezavantajlı toplumsal sınıflar lehine köklü değişiklikler yapılmadan sağlıkta eşitlik ve toplumsal gelişme mümkün değildir."
Kaynakların geliştirilmesi
Ulusal bir sağlık politikasının temel ilkelerini "Türkiye'de yaratılan kaynakların geliştirilmesi, dışarıya kaynak aktaran baskılara karşı korunması" olarak nitelendiren TTB, sağlık düzeyini yükseltmek için yürütülecek çalışmalara sağlık hizmeti alan ve bu hizmeti sunan kişilerin katılımının gerektiğini söyledi.
TTB açıklamasında şu görüşler yer aldı:
* İnsan gücünden kurumsal altyapıya kadar bütün alanları içeren, kaynakları ve hedefleri gözeten gerçekçi ve samimi bir planlama kavramı yerleştirilmeli ve yapılmalıdır.
* Ulusal bir sağlık politikası, Türkiye'deki sınıfsal-bölgesel eşitsizliklerin ağırlığını göz önüne alarak, kaynakların oluşumunda merkezi bütçe kaynaklarını esas almalı, hizmet sunumu ve finansman tek elde toplanmalıdır.
* Bu düşünceden hareketle; ülkemizde sağlık hizmeti sunumunda temel sağlık hizmeti üreten kurumların performansı artırılmalı, sağlık insan gücü ülke ihtiyaçlarına uygun yetiştirilmeli, hizmet içi ve sürekli eğitimde öncelikle temel sağlık hizmetlerinde çalışanların ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Örgütlenme
Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin alt yapısının eşitsiz olduğu yolunda saptamaların bulunduğu açıklamada, merkezi-bölgesel kaynakların paylaşımının bu eşitsizlik göz önüne alınarak dağıtılması gerektiği de vurgulandı.
Açıklamada, sağlık hizmet sunumunun sürekli olması, basamaklandırılmış hizmeti öngörmesi, ekip çalışmasının temel alınması, ulaşılabilir olması, riskli gruplara öncelik verilmesi ve hizmetin değişik bileşenlerinin eşgüdüm içinde örgütlenmesi talep edildi.
"İkinci basamak sağlık kurumlarında kâr ve maliyetten önce bu kurumlara bağlı olan, bu kurumların beslendiği temel sağlık hizmeti kurumlarının ihtiyaçlarını sağlayacak düzenlemelerin esas olması gerekir" denilen açıklamada hizmetin denetimi için de öneriler yer aldı:
"Hizmetin denetiminin ise, çalışanların temel alınması yanında, hizmeti yöneten, hizmeti veren ve alanların birbirlerini denetlemesi üzerine kurulması gerekir. Sağlık alanında 'ticarileşmenin' yolunu açan; kurum ve kişiler arasında rekabet yerine işbirliğini, dayanışmayı ve karşılıklı yardımlaşmayı esas alan ilişkilerin geliştirilmesi önemlidir. Kaynak kullanımında akılcılık belirleyici olmalı, harcama-etkinlik ve yararlılık faktörleri göz önünde tutulmalıdır."
Kazanımlar korunmalı
Açıklamada "2002 itibariyle, yıllardır yürütülen kamu sağlık hizmetlerini çökertme politikalarına rağmen yasal ve/veya yaşamsal düzeyde halen var olan, Türkiye'de uzun yıllar süren mücadelenin sonucunda kazanılmış ve toplumun geniş kesimleri lehine olan sağlık alanındaki kazanımların korunması hedeflenmelidir" diyen TTB, temel sağlık hizmetlerinin ve kamu hastanelerinin genel bütçeden finansmanını talep etti.
TTB ayrıca;
* sosyalleştirmenin belirli ilkelerinin,
* özellikle sağlık ocaklarının kırsal bölge ve küçük kentlerdeki maddi başarı ve kazanımlarının,
* maaşlıların ek vergi vermeksizin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkının,
* SSK'nın hem finanse eden hem de hizmet sunan bir kurum olarak varlığının,
* sağlık çalışanlarının 657'de tanımlanmış iş güvencesi gibi kazanımların
korunması gerektiğini vurguladı.
TTB'nin çözüm önerileri
TTB açıklamada, taleplerine uygun çözüm önerilerini de ortaya koydu. Birlik, buna göre, "finansman" konusunda Sağlık Bakanlığı'na Dünya Sağlık Örgütü'nün de önerdiği gibi en az yüzde 10'luk bütçe payı ayrılması gerektiğini belirtti.
TTB, önerilerini şöyle sıraladı:
* Finansman modeli olarak genel vergilerle oluşan genel bütçe sisteminin benimsenmesi gerekir.
* Özel sağlık işletmelerine ve özel sağlık sigortalarına tanınan her türlü kolaylaştırıcılıktan vazgeçilmesi ve kaynakların kamu sağlık hizmetlerine kaydırılması gerekir.
* Mevcut kaynaklar, kamu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve genişletilmesine ayrılmalıdır.
* Birinci basamak sağlık hizmetlerini ücretli hale getiren her türlü uygulamanın sonlandırılması, kamuya ait sağlık kurumlarındaki vakıf ve derneklerin kapatılması, varlıkları kamuya devrederek döner sermaye yerine genel bütçeden kaynak sağlanması gerekir.
* "Hizmet Sunumu" ile finansman tek elde toplanmalı, birinci basamak sağlık hizmetleri özendirilmeli ve öncelenmeli, bölgesel dağılım ve ihtiyaçlar göz önüne alınarak sağlık ocağı sayısı ilk elde 7 binlere, sağlık evi sayısı 13 binlere çıkarılmalıdır.
Sevk sistemi
"Kamu hastanelerinin yapımı ve donanımı, sayı ve bölgesel eşitsizlikleri azaltacak; ihtiyacı karşılayacak ve sevk zinciri içerisinde çalışacak bir düzenleme ile artırılmalıdır" denilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Kamu hastanelerinin sayısı yukarıdaki anlayış çerçevesinde bin 100'e çıkarılmalı, halen yürürlükte olan 224 sayılı yasada öngörüldüğü şekilde sağlık ocakları çalıştırılmalı, sevk zinciri mutlak uygulanmalıdır. Öncelikle sağlık ocakları olmak üzere kamu sağlık hizmeti sunan kurumlar altyapı/donanım açısından desteklenmeli ve düzeltilmelidir."
TTB, Türkiye'de bulaşıcı hastalıklarla aşıyla korunabilir hastalıkların sıklığı ve nüfus artışı göz önüne alındığında bağışıklamaya özel bir önem verilmesi gerektiğini de vurguladı.
Tam süre çalışma
TTB, sağlık çalışanlarının çalışma düzeniyle ilgili önerilere yer verdiği açıklamada, mevcut hekim sayısının yeterli olduğunu ancak hekimlerin bölgesel dağılımındaki eşitsizliğin sorun yarattığını belirtti. Birlik, önerilerini şöyle sıraladı:
* Hekimlerin ülke düzeyindeki dağılımındaki dengesizlikleri azaltacak, çalışma ortamını da gözeten özendirici bir istihdam politikası izlensin.
* Ülke ihtiyacına uygun bir eğitimle hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının sayısı ve nitelikleri artırılsın, dağılımındaki eşitsizlikler düzeltilsin.
* Sağlık hizmetlerinin ihtiyacı olan kadrolar açılsın ve gerekli istihdamın sağlanırken, hekimlere tam süre çalışma getirilsin. Çalışma koşulları düzeltilsin, emeğin ücret olarak karşılığının alındığı, grevli toplu sözleşmeli koşullarda bir tam süre uygulaması benimsensin.
Tıp eğitimi
TTB, tıp eğitimi konusundaki saptamalarını ve önerilerini de açıkladı:
* Mezuniyet öncesi tıp eğitimi müfredatı ülkenin sağlık sorunlarını önceleyen ve bilen, ihtiyaca uygun bir içerikle gözden geçirilmeli; topluma dayalı, problem çözmeye yönelik eğitim yöntemleriyle yürütülmelidir.
* Gereksiz nitelik tartışmalarına ve kaynak israfına yol açan planlamadan yoksun tıp fakültesi açılması politikası sonlandırılmalıdır.
* Mevcut tıp fakülteleri ihtiyaca uygunlukları ve her türlü donanımları açısından gözden geçirilmeli, uygun olmayanların eğitim vermeleri değerlendirilmelidir.
* Tıp fakültelerinin eğitim araştırma bölgeleri yeniden açılmalıdır.
* Mezuniyet sonrası eğitimin asgari çerçevesini standardize edecek ve niteliği artıracak düzenlemeler yapılmalıdır.
* Bu alanda, meslek örgütünün yaptırımcı ve düzenleyici olmasında, ilgili kurumlar kolaylaştırıcı bir işlev üstlenmeli ve birinci basamak sağlık hizmetlerinde pratisyen hekimliğin kritik rolü ışığında Genel Pratisyenlik Enstitüsü desteklenmelidir.
Tıbbi teknoloji - ilaç
Açıklamasında, "tıbbi teknoloji ve ilaç" konusunu da ele alan TTB, yurtdışından ithal edilen ileri teknolojik aygıtlarla ilgili ciddi, bilimsel bir planlama yapılmasını istedi:
"Türkiye'nin gereksiz teknoloji çöplüğüne dönüşmesi önlenmeli, kamu tarafından bir teknoloji ve ilaç sanayi kurulmalıdır. Bir ulusal aşı üretim merkezini oluşturulması da hedefler arasına alınmalı ve bu hedefe öncelik tanınmalıdır."
Demokratikleşme ve toplum katılımı
Sağlık alanındaki düzenlemelerde demokratikleşmenin önemine değinen TTB, Türkiye sağlık ortamının kurumlar düzeyinde ve çalışanlar için demokratikleştirilmesini istedi.
Birlik, sağlık çalışanlarına grevli toplu sözleşmeli sendikal hak tanınmasını, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışanların sağlığı boyutunda düzenlemeler yapılmasını, baskı, rotasyon, sürgün, angarya gibi uygulamalara son verilmesini istedi.
"Sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve sunumunda toplum katılımı 224 sayılı yasada öngörülüyor. Bu çerçevede sağlık ocakları düzeyinde toplum katılımına olanak sağlayan sağlık kurullarının çalıştırılması gerekir" denilen açıklamada, genel kurulun en kısa sürede, bir ilk adım olarak toplanması istendi. (BB/NK)