AKP Bildirgesinde Emek ve Sosyal haklar
Bİldirge sosyal haklar ve sendikal haklar konusunda Avrupa standartlarının hemen hemen tümüyle yakalanmış olduğunu savunuyor. 'Emek' sözcüğü yerine kullanılan 'girişimcilik' vurgusu, üzerinde konuşulan her kesim için her derde deva çare olarak sunulmuş. Kadınlardan gençlere, işssizlerden emeklilere dek her kesim için girişimcilik teşviğinden dem vuruluyor.
Sosyal hak yerine sosyal destek kavramı tercih edilmiş.'Kimsesizin kimsesi olma' şiarı gibi organik ve geleneksel bir toplum anlayışına referansla, verilmekte olan sosyal desteklerden uzun uzadıya bahsedilmiş. Gelir dağılımındaki iyileşmeden dem vurulmuş, ancak TÜİK'in 2010 yılı için verileri seçim bildirgesindeki verileri yalanlıyor: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre en üst ve en alt yüzde 20'lik dilimler arasındaki gelir farkı 8,5 kat, metinde dillendirildiği gibi 7,4 değil (Gelir ve yaşam koşulları araştırması-dönemi 2009/ 1, 2, 3).
En üst yüzde 10'luk dilim ile en alt gelir grubundaki yüzde 10'luk dilim arasındaki iyileşmenin ise en üst dilimin nispeten yoksullaşması (ya da bu dilimin zenginliğinin belgelenemeyip kayıtdışında kalması!) sonucunda oluştuğu OECD ve Dünya bankası raporlarında da son yıllarda ifade edilmiş ve 'görece iyileşmenin' en alt gelir grubunun durumunun iyileşmesi sonucunda oluşmadığı belgelenmişti.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu olarak geçen yıl tamamladığımız ve bu yıl da yeni verilerle destekleyerek yeniden yayına hazırladığımız Türkiye'de Eşitsizlikler başlıklı çalışmada yukardaki bilgiler referanslarıyla anlatılıyor.
Genel olarak ekonominin ne kadar iyi olduğundan bahseden AKPi seçim bildirgesi, eşitsizliklerin derecesini aksettirmede çok yetersiz kalıyor. Üstelik ekonomik göstergeleri kriz dönemlerinde dışardan desteklemiş olan ve ekonomideki iyiliğin asıl mimarı olan 'sıcak para' akışının yavaşlamasının beklendiği seçim sonrası dönemde, ekonomideki suni iyilik halinin ne kadar bozulabileceği ve bunun cari açıkla nasıl bir ilişkiye girebileceği de ele alınmıyor.
CHP bildirgesinde emek ve sosyal haklar
CHP bildirgesi emek ve sosyal haklar konusuna gerçekten çok yer ayırmış durumda. Bazı örnekler vermekle yetinmek zorundayız.
"İnsan onuruna yaraşır ücret, güvenceli çalışma" başlığı altında 'yaşama hakkının ayrılmaz parçası olan çalışma hakkının adil ve elverişli koşullarda, insanca yaşama olanağı sağlayacak bir ücret karşılığında gerçekleşmesini sağlayacaklarını, asgari ücreti, çalışanın insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmesini sağlayacak düzeyde belirleyeceklerini, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) emek ve emek haklarını koruyan sözleşmelerine ve Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uyumlu olacak şekilde evrensel kurallar çerçevesinde yapacaklarını, dul ve yetimlerin güvencesi olan "asgari aylık" uygulamasını tekrar yürürlüğe koyacaklarını' anlatıyor.
"Herkes için sendikal haklar" başlığı altında 'hak ve çıkarlarını sendikaları aracılığıyla savunmak isteyen her yurttaşımızın bu temel hakkını karşılayacak ve güvence altına alacak yasal düzenlemeleri yapacaklarından, sendikaya üyelik hakkı, toplu sözleşme hakkı ve grev hakkını hiçbir kısıtlama ve müdahaleye fırsat vermeyecek şekilde bütün çalışanlara tanıyacaklarından, işçi, kamu çalışanı ve her kesimden çalışanların kurduğu sendikaların üst kuruluşlarda ortak örgütlenmelerini özendirecek düzenlemeleri gerçekleştireceklerinden, sendikaları, başta siyasi otorite olmak üzere, her türlü gücün karışmasına karşı koruyacaklarından, sendikalı işçi, kamu görevlisi, işyeri sendika temsilcisi ve sendika yöneticilerinin çalışma hakkı ve çalışma koşullarını mutlak güvence altına alacaklarından dem vurmakta.
Sendikaların yönetim ve işleyişine üye iradesinin doğrudan ve etkin olarak yansıyacağı bir yapılanma sağlanacağı, noterin, işçi ve sendika arasındaki ilişkinin düzenleyicisi olmaktan çıkarılacağı vurgulanmış.'Toplu sözleşme sürecinde yüzde 10 işkolu barajını sendikalar için engel oluşturmaktan çıkaracak, etkin işleyen ve her türlü baskıdan uzak bir yetki sistemi kuracağız, grev hakkının özünü zedeleyen ve bu hakkın kullanılmasını fiilen engelleyen düzenlemeleri kaldıracağız, grevi sadece toplu sözleşme sürecinde uygulanabilecek bir hak olmaktan çıkaracak; genel grev, hak grevi ve dayanışma grevini yasallaştıracağız,' denmiş.
Bunlar uzun süredir Avrupa İlerleme Raporlarında da dile getirilen sorunların düzeltilmesine ilişkin son derece gerekli öneriler ve Türkiye'deki sendikal uygulamaları evrensel standartlara yükseltmek için gerekli koşulları da ardı ardına sıralayan öneriler.
"Kamuda taşeronlaşmaya ve güvencesiz çalışmaya son" başlığı altında 'kamu hizmetlerinin tam zamanlı, iş güvenceli, kadrolu işçi ve memurlar tarafından görülmesi ilkesini benimseyeceğiz, "Eşit değerde işe eşit temel ücret" uygulamasını hayata geçirecek, kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliklerini gidereceğiz' deniyor.
Bu madde AKP'nin bildirgesi ile doğrudan karşılaştırılması gereken bir madde. Zira AKP bildirgesinde öğretmenlerin 'iller arasında dengeli dağılımını gerçekleştirmek için farklılaştırılmış ücret modeli geliştirileceğinden' bahsedilmekte (s. 82).
CHP metni ayrıca 'kamuda taşeron işçiliği, sözleşmeli personel (4/B) ve geçici personel (4/C) gibi uygulamalara son vereceğiz. Bu personeli memur ve işçi kadrolarına geçireceğiz, başta sağlık hizmetleri olmak üzere, yerel yönetimlerde, KİT'lerde, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron işçiliğine son vereceğiz.Taşeron işçileri ILO normlarına göre kadrolu olarak çalıştıracağız.Ücretli çalışanların farklı statülerde istihdamından dolayı hak ve özgürlüklerinde ayrımcılık yapılması uygulamasına son vereceğiz. Kamudaki öğretmen açığını kapatmak için atama bekleyen öğretmenlerin atamalarını bir an önce gerçekleştireceğiz' demiş. bildirgesinde taşeronlaşma dahil bu alanlar sorun alanları olarak görünmemekte.
Bunlar dışında sosyal haklara sıkça değinilen CHP bildirgesinde, varolan sosyal destek programlarının hak temelli olmayışı ve onur incitici şekilde dağıtıldığı vurgulanarak aile sigortasının hayata geçirileceği anlatılmış.'CHP, Aile Sigortası ile çağdaş bir sosyal güvenlik sistemi ve sosyal koruma ağı geliştirecektir. Aile Sigortası, inanç ve köken ayrımı gözetmeksizin, her yurttaşı her türlü dışlanmışlıktan kurtarmayı ve yoksulluğu ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Aile Sigortası ile yurttaşlarımız kimseye muhtaç olmadan, bağımsız, özgür ve eşit bireyler olarak yaşayacaktır. Nesnel ölçütlerle, bireyin ve ailenin onurunu güvence altına alan bir sosyal destek yaklaşımı, Aile Sigortası uygulamasının temel çıkış noktasıdır. CHP, tüm toplum kesimlerini kapsayan bir sosyal adaleti gerçekleştirmeyi temel önceliği olarak görmektedir. Bu amaçla daha az fırsata sahip olan toplumsal kesimlere yönelik özel sosyal destek programları geliştirmenin öneminin bilincindedir. CHP, bu kapsamda sosyal politikalarını özellikle kadınlara, çocuklara, gençlere, emeklilere, engellilere ve yaşlılara yönlendirmektedir.Bu grupların fırsat ve hizmetlerden eşit olarak yararlanabilmeleri için sosyal devleti tüm gücüyle seferber etmektedir,' denmiş.
Metnin alt başlıklarında da her toplum kesimi için sosyal haklar listelenip hedefler anlatılmış.Bunları uzun uzadıya alıntılayamıyorum.
Blok bildirgesinde emek ve sosyal haklar
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bildirgesi de daha ilk sayfada 'emekten yana' olduğunu söyleyerek başlamış, taşeronlaşmanın ortadan kaldırılacağı konusuna eğilmiş (s. 23) CHP bildirgesiyle benzerlik taşıyan şekilde "Çalışanların yoksulluğuna son verilecek" başlığı altında 'asgari ücret ve emekli aylıkları, yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmesi, vergi dışı tutulması, günlük ve haftalık çalışma süreleri azaltılıp; ücretler düşürülmeksizin haftalık çalışma süresinin 35 saat olarak belirlenmesi, esnek, kuralsız çalıştırma biçimlerine, taşeronlaştırmaya olanak sağlayan yasal düzenlemelerin ortadan kaldırılması, çocuk işçiliğine, çocuk emeğinin sömürüsüne son verilmesi, kayıtdışı istihdamın, kayıt altına alınması' gibi hedefler sıralamış.
Ayrıca blok, 'İş Yasası, Sendikalar Yasası ve Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Yasası‟nı, işçi sınıfına bütün tarihsel kazanımlarını ve haklarını iade edecek biçimde yeniden düzenleyecektir. Lokavt bir hak olmaktan çıkarılacaktır,' denmiş (s. 24).Lokavtın hak olmaktan çıkarılması sözü yalnızca Blok bildirgesinde var.
Bunun dışında CHP ve BLOK bildirgeleri emek konusunda önemli oranda örtüşmekte.CHP bildirgesi üç bildirge arasında sosyal haklar konusunun en kapsamlı şekilde ele alındığı bildirge. BLOK bildirgesi ise prensipler ve hedefler konusunda benzer maddeler sıralamış olmakla beraber, emek ve sosyal haklar konusunda CHP bildirgesi kadar detaya inmiyor.
Bunun en önemli sebeplerinden biri ekonomide de katılımcı bir model benimseyen BLOK bildirgesinin 'konfederal şekilde yapılanmış kooperatiflere' yaptığı vurgu. Özetlemek gerekirse, AKP'nin neoliberal bir ekonomi politikası izlediğini ve varolan durumu zaten demokratikleşmiş kabul ettiğini söylememiz mümkün.
Bu anlamda AKP'nin neoliberalizm açısından statükocu olduğunu görüyoruz. Buna karşılık CHP çok kapsamlı ve detaylı ve sosyal demokrat anlayışla kaleme alınmış bir emek ve sosyal haklar hedefi oluşturmuş durumda. BLOK bildirgesi ise sosyalist bir anlayışla kaleme alınmış ve ekonomi alanının da katılımcı bir anlayışla yeniden kurgulanmasını öngörüyor. (AC/BA) (SÜRECEK)
* Seçim Bildirgelerinde "Demokratikleşme/1: CHP, "BLOK", AKP ve "Temel Haklar" için tıklayınız
Seçim bildirgelerinde "Demokratikleşme"/2: CHP, "BLOK", AKP ve "Kadınlar" için tıklayınız
** Ayşen Candaş, Yard. Doç. Dr., Boğaziçi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi