PKK'nin çatı örgütü Koma Civaken Kürdistan (KCK) başkanı Murat Karayılan Kandil'de düzenlendiği basın toplantısında eylemsizlik kararını bir ay uzattıklarını açıkladı. Karayılan, karşılıklı güven verici çabaların gelişmesi durumunda sürecin süresiz ateşkese dönüşebileceğini belirtti.
Fırat Haber Ajansı'na göre Karayılan, ''Bu sürecin süresiz bir ateşkes olarak uygulanması tarafımızdan arzulanmıştır. Ancak AKP hükümetinin son iki hafta içerisinde hareketimizin tasfiyesine dönük faaliyetleri bizlerde ciddi kaygılar yaratmıştır'' dedi.
"Hareket olarak bu sürecin kalıcı bir barış ortamına dönüşmesi için tek taraflı adımlarımız ve çabalarımız istenen sonucu vermemiştir. Bunun nedeni, AKP hükümetinin beklentilerin tam tersine, binlere varan siyasi tutuklama, DTP'nin kapatılması ve askeri operasyonları sürdürmesidir. Ardından da adına milli birlik ve kardeşlik projesi dediği içi boş, tamamen bir aldatma ve tasfiyeden ibaret olan demokratik açılım adı altında bir proje geliştirmiştir. AKP hükümetinin bu yaklaşımı sorunun daha da ağırlaşmasına, acıların artmasına ve daha ciddi bir güven bunalımına neden olmuştur.
"Türk devletinin bazı kurumları [tek taraflı ateşkesin sona erdiği ve çatışmaların yoğunlaştığı] 1 Haziran Hamlemizin yarattığı sonuçlardan hareketle çatışmasız bir ortamın gelişmesi için Önder Apo ile diyaloga girerek bazı görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bunun üzerine Önder Apo hareketimizin yönetimine mesaj göndermiş ve ateşkes çağrısını yapmıştır. Yine barıştan yana olan pekçok çevrenin de çağrılarını dikkate alan Önderliğimiz ve hareketimiz 13 Ağustos 2010 tarihinde süresi belirlenmiş eylemsizlik kararını ilan etmiştir. Bu karar, günümüze kadar geçerliliğini korumaktadır. Yaptığımız açıklamada, sürecin olumlu yönde ilerleyebilmesi için öncelikli olan dört maddelik öneri talebimiz de dile getirilmişti.
"Ancak Türk devleti ve hükümeti bu temel taleplere ilişkin ciddi sayılabilecek hiçbir adım atmamıştır. Askeri ve siyasi alana yönelik operasyonlar devam etmiş, siyasetçilerin tutuklanması durmamıştır. Seçim barajının düşürülmemesinde ısrar edilmiştir. Önderliğimizin yaşam koşullarında ciddi bir değişiklik yaşanmamıştır. Haksız yere gözaltına alınıp tutuklanan 1700 Kürt siyasetçisinin tutukluluk hali hala devam etmektedir. Türk ordusunun geliştirdiği operasyonlarda eylemsizlik pozisyonundaki yirmiyi aşkın Kürdistan özgürlük gerillası yaşamını yitirmiştir. Özellikle Hakkari alanında provakatif bir biçimde hem gerillaya, hem de halka dönük saldırılar olmuş ve katliamlar yaşanmıştır. Ordunun geliştirdiği saldırıda 10 Kürdistan özgürlük gerillası şehadete ulaşırken JİTEM'in ve gizli kontra teşkilatının halka dönük gerçekleştirdiği katliamda 9 yurtsever insanımız yaşamını yitirmiştir."
Koşullar
Belirlenen süre içinde güçlerinin zorunlu ihtiyaçlar çerçevesindeki faaliyetler dışında herhangi bir hareketlilik içinde bulunmayacağını açıklayan Karayılan, "Ancak güçlerimizin üzerine şiddetle gidildiğinde kendini savunma çerçevesinde cevap verme ve misileme haklarını kullanacaklardır. Bu dönemde güçlerimiz kendisini savunmayı esas alacaktır" dedi.
Karayılan çatışmaların bir daha başlamaması için şu koşulları öne sürdü:
* "Öncelikle, gerillanın üs alanlarına dönük askeri operasyonlara son verilmesi gerekmektedir. Çünkü askeri operasyonların devam etmesi, ateşkesi kendiliğinden anlamsız hale getirecektir. Bu nedenle gerçek anlamda bir ateşkesin uygulanması için çift taraflı olması kesin gereklidir.
* Diğer önemli bir husus; Kürt halkının toplumsal, siyasal ve kültürel alanlarına dönük siyasi amaçlı operasyonlarla, baskı, şiddet ve haksız yere tutuklamaların durdurulmaması toplumsal gerginliği arttıracağı ve ateşkesi sürdürülemez hale getireceği açıktır. Bu nedenle ortamı tahrik edici, Kürt halkının siyasal iradi güçlerine karşı siyasal operasyonlara son verilmesi gerekmektedir.
* Sürecin kalıcı bir barışa dönüşmesi için en önemli bir husus da, Kürt sorunun çözümünü de kapsayan demokratik bir anayasa ile demokratik cumhuriyet sürecinin geliştirilmesidir. Sorunun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesi için demokratik anayasa ertelenemez bir görev olup, bu konuda pratik adımlarının atılması süreci derinleştireceği muhakkaktır.
* Bütün bunlarla birlikte Önder Apo ile diyalog ve müzakerenin ilerletilmesi, bu sürecin gelişmesi, sağlıklı yürümesi ve sonuç alıcı olması için stratejik bir husus durumundadır. Sorunun köklü çözümünde genel ve güvenlik boyutunun Önder Apo ile, demokratik haklar ve anayasa boyutunu da Kürt halkının yasal temsilcileri durumunda olan DTK ve BDP ile diyalog ve müzakerenin sürdürülmesi kalıcı barışı gerçekleştirecek yegane yol durumundadır." (EÜ/EÖ)