Anayasa değişikliği referandumunu boykot edeceğini açıklayan Katılımcı Aktivistlerce düzenlenen "Referanduma Katılmıyoruz" toplantısının konuşmacılarından Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, referandum sürecinin işleyişine "demokrasi kültürü ve ahlakı açısından baktığını" söyledi.
"Görüyoruz ki asıl mesele yargıyla ilgili. Yargıyla, nüfuz kullanmayla ilgili bir didişme olayı. Ve anayasa değişiklerinin gündeme gelmesi de bu didişmenin sonucu bir nüfuz kullanma mücadelesi. Böyle bir durumda bunu gizleyerek bir takım maddelerin gelişigüzel seçilerek kapsamlarından çıkartılıp bir bileşke yaratılması ve özellikle 12 Eylül istismarıyla bunun sunulması bence siyasi açıdan kabul edilecek bir şey değil. Sonuç evet de hayır da çıksa önemli olan katılımın mümkün olduğu kadar az olabilmesidir."
Kavala'nın ardından söz alan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nden yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik, AKP'nin "12 Eylül acılarını yaşamış insanların sırtından kendi siyasi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalıştığını" ifade etti:
"O yüzden ortada çok açık bir sahtekarlık var. Bu anayasayı gerçekleştiren AKP, anti komünist yeşil kuşak projesinin, şu topraklarda yetişen bir akımın temsilcisidir."
Yazar Faik Bulut da boykot demesinin nedenlerini şu sözlerle açıkladı:
"Türkiye'de AKP iktidarı kendince kendine ters gelen Kemalist duvarı yıkmak istiyor. Ama o duvarın arkasında özgürlük yok. O duvarın arkasında çift örülmüş bir duvar var. AKP'nin ideolojisi, fiziksel genetiği 12 Eylül'le hesaplaşma ve demokrasiyi getirmeye müsait değildir. Bunu AKP istese de yapamaz. AKP, ucuz kahramanlık yaparak halkı kandırmak istiyor."
Temelkuran: 'Yeter artık' demek için boykot
"12 Eylül anayasasına evet ya da hayır demek; 12 Eylül anayasasının devamı anlamına gelir" diyen Genel-İş Sendikası Konut İşçileri Şube Başkanı Nebile Irmak Çetin ise, 160 sendika yöneticisi ve binlerce işçi ile birlikte referandumu boykot edeceklerini açıkladı.
Toplantının katılımcılarından gazeteci yazar Ece Temelkuran referandum sürecinde yaşanan tavır farklılıklarına ilişkin "Ortada çok şizofrenik bir ortam var. Aynı siyasi çizgide olduğumuz dostlarımızla bu nedenle ayrılmış durumdayız. İnsanlarımızın şizofren edildiği bu durumu 'yeter artık' demek gibi boykot ediyorum" diye konuştu.
"Son yıllarda artık insana ikrah (bıkkınlık) getiren bir kafa karışıklığı var. Yalnızca referandum için değil aynı zamanda tüm süreç için 'artık sabrım kalmadı'yı boykot ediyorum. Bütün bu süreci açıklayacak tem kelime var; müstekreh (tiksinti verici). Siyasi bir ayrımım olmayan bir arkadaşımla bu referandum konusunda nasıl ayrı durabiliyorum, bu nasıl oluyor? İnsanların artık bu kadar kafa ayarlarıyla oynandığı için bu kadar kızdığım için boykot ediyorum."
Türk Tabipler Birliği (TTB) Yönetim Kurulu üyesi Gençay Gürsoy, referandumda hayır demeyeceğini buna karşın Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) boykot kararını da anladığını söyledi.
Gürsoy, "Ben bu olanağın pazarlık konusu yapılabileceği inancındayım. Gelişmeleri izleyip tavır beklemek önemli. Ben imama küsüp oruç bozmam. Özellikle solun bu konuda birbirini yemesini hiç anlamıyorum. Şimdilik kesin kararım hayır olmayacak" diye konuştu. (BT)