Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal "en azından şimdilik" başkanlığa yeniden aday olmayacağını, partiyi yenilemek üzere ortaya çıkacaklara destek olacağını, Anayasa referandumu sürecinde de meydanlara çıkmaya hazır olduğunu söyledi.
Dün (11 Mayıs) gece NTV'deki "Canlı Gaste" programına katılan Baykal'ın sözlerinden bazıları şöyle.
Partinin harekete geçmesini bekliyorum: Net olan bir şey var. Ben genel başkanlıktan istifa ettim. İstifam partiyi yeni bir arayışa davet etmektir. Ben bunun gereğinin yapılmasını, örgütün partinin harekete geçmesini bekliyorum.
Desteğe hazırım: Yeni bir genel başkan seçimi yapılacak. Birileri çıksın, bir arkadaşımız gelsin, partiyi yenilesin, ben destek olmaya hazırım.
Referandumda meydanlara çıkarım: Bu partinin bir mensubu olarak onunla omuz omuza, el ele referandum meydanlarına, seçim meydanlarına çıkmaya hazırım.
Yetkilendirme beklemiyorum: Benim elbette partiye karşı bir sorumluluğum var. Sahipsiz kalmasını, ayrışmasını istemem. Onun için birilerinin çıkıp aday olmasını, partiyi toparlamasını bekliyorum. Bunu beklerken, buna inanırken, yeniden aday olmayı değerlendirme noktasında olamam. Partimden bir yetkilendirme bekliyor durumunda da olamam.
Ne halleri varsa görsünler, diyemem: Partide yeni genel başkan adaylarının önünü açmışken, bunun olamayacağını varsayarak bir açıklama yapamam. Kimseyi engellemek, caydırmak istemiyorum. Yeni bir aday çıkma ihtimalini en azından şimdi ortadan kaldırmak istemiyorum. Ama ne halleri varsa görsünler de diyemem.
Tablodan etkilendim: Şu anda, hepimizin tahminlerini, değerlendirmesini aşan bir manzara var. Şaşırtıcı bir tablo var. Duygusallıktan kaynaklanan, tahminleri aşan, hepimizi şaşırtan bir duyarlılık sergileniyor. Ne bekliyorduk, evet üzülenler olur, ama siyasetin bir gerçeğidir diyerek kabullenirler. Yeni isimler çıkar. Ama öyle olmadı. Ve her türlü tahmini aşan, yeni bir süreç başladı. 'Geri dön' çağrıları başladı ve giderek tırmandı. Ortaya çıkan duygusal tepkiler beni şaşırttı. Elbette bu tablodan etkilendim.
Eyleme dökmeyin, dedim: Evimin önünde bir grev çadırı var. Çok acı bir manzara, içim parçalandı. İnsanlar çadırda şekerli su içerek 'inadına Baykal, inadına sol' diye bağırıyorlar.
Bana telefon edip bunu yapacaklarını söylediler. 'Lütfen yapmayın, eyleme dökmeyin' dedim, engellemeye çalıştım. Cevap , 'Biz bu eylemi sizin için yapıyoruz ve ilk kez talimatınızı dinlemeyeceğiz' oldu. Şaşırtıcı bir meydan okuma kültürü, bir dayatma kültürü gelişti.
Sonra site korumasını aşıp her nasılsa içeri girmişler, evin önüne yerleşmişler. Gece yarısı "inadına Baykal" diye bağırıyorlar. Torunum "dede bir çık selam ver" dedi. Çıkmadım ama yüreğim onlarla... (TK)