1991'de İşçiler tam 21 gün fabrika içinde direnirken, işçilerle birlikte Beykoz halkı da gece gündüz fabrika dışında direndi.
Fırın kapatılmak istenmişti
Paşabahçe direnişi Zonguldak direnişinin hemen ardından gelmişti. 1991 yılının Ocak ayında başlayan toplu sözleşme görüşmeleri sırasında 9 No'lu fırın ve bağlı servislerde çalışan işçiler yıllık izne çıkarıldı. İzin dönüşü işçiler, "olağanüstü durum" denilerek ambar ve oto-züccaciye gibi servislere gönderildiler. Bunun anlamı ise 9 No'lu fırının kapatılmak istenmesi.
İşten atmalar yakınken, işyerinde örgütlü Çimento, Cam,Toprak ve Seramik Sanayii İşçileri Sendikası (Kristal-İş) bu servislerde 2 saatlik ücret feda edilerek 4 vardiya sistemiyle çalışmayı önerdi. Ancak işçiler için önemli olan iş güvencesiydi. Böylece toplusözleşmenin en önemli talebi de ortaya çıkmıştı: İş güvencesi.
İşçiler iş güvencesini sağlamak üzere, üçte bir tazminat uygulamasını getirmek istediler. Bu uygulamaya göre; işten çıkarılan bir işçi, örneğin 10 yıllık bir işçiyse, ödenecek tazminat 30 yıllık çalışma karşılığı olarak hesaplanacaktı. Ayrıca işçiler işten atmalara başka bir önlem olarak da, yeni işe giren bir işçinin saat ücretinin 18 bin 300 lira olmasını istiyorlardı.
21 Haziran'da grev oylaması yapıldı
Ancak işçilerin bu talepleri sendika tarafından dikkate alınmadı. İşçilerin kararlılıklarına rağmen patron karşısında direnemeyen sendika bu tavrını grev başladıktan sonra da sürdürdü. Grev boyunca grev ve mahalle komitelerinin oluşturulması, diğer fabrika ve şubelerle ilişkiler hep işçilerin zorlamasıyla oluyordu.
Sonunda sendika grevi bir an önce bitirme amacıyla 21 Haziran'da yeniden grev oylamasına gitti. "Grev bizim sandık denize" diyen 1600 dolayında işçi oylamayı boykot ederken, 700 işçi grevin bitirilmesi yönünde oy kullandı, 400 işçi ise "hayır" oyu verdi. Ertesi gün sendika yöneticileri, saat ücretinin 7bin 200 lira olduğunu ve patronun "1993'e kadar işten çıkarma olmayacağı yönünde delikanlı sözü verdiğini", bu nedenle sözleşmeye yazılı bir madde koymaya gerek duymadıklarını açıkladılar.
Toplu sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık bir ay sonra işten atıl malar başladı. Paşabahçe Cam Fabrikası'nda çalışan 584 işçi 25 Temmuz 1991 günü İş Yasası'nın 13. Maddesine dayanılarak işten çıkarıldı. 2500 işçi hep birlikte şalterleri indirdi ve işyerini terk etmeme eylemini başlattı.
Baskı ve tehdit, işten atmalar Paşabahçe işçisini yıldıramadı. Bu kararlılığa, halkın desteği de omuz verdi. Paşabahçe caddelerinde her gün yürüyüşler, eylemler yaşandı, esnaf kepenk indirdi.
Esnaf kepenk indirdi
Aileler ve İstanbul'un dört bir yanındaki işçiler bu meşru eyleme destek verdiler. Paşabahçe ve Beykoz esnafı 29 Temmuz 1991 günü kepenk kapattı. Paşabahçe direnişi Türkiye'nin gündeminde önemli bir yere oturdu. Her gün çok sayıda işçi, memur, esnaf, politikacı direnişi ziyaret etti. Yürüyüşler düzenlendi. Patron, direnişi bastırmak için "fabrikayı kapatırım" tehdidinde bulundu. Önce 47, ardından 334 kişiyi daha işten attı. Bu kez gerekçe 17. maddeydi.
Paşabahçe direnişi Cam Han'a yürüyüşle sonuçlandı. Binlerce işçinin, ailelerinin de katılımıyla gerçekleştirdiği yürüyüş sonunda işçiler geri alındı. Ne var ki; hemen ardından işten atmalar başladı. Üstelik sendikacıların söylediği gibi, sadece emekliliği gelenler ile kendi isteğiyle ayrılanlar da değildi işten atılanlar.(NK)