Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, Trabzon'da yaptığı konuşmada orduya karşı psikolojik harekat yürütüldüğünü savundu; "Haksız yere Türk Silahlı Kuvvetleri'nekarşı psikolojik harekat yürütmek ve ülkesini, milletini sevmek bir arada olamaz" dedi.
Başbuğ, bugün Trabzon'da, Oruç Reis firkateyninde yaptığı basın toplantısında "demokrasi ve hukuk devletinin yanında olduklarını" söyledi; "Başka ordularla karıştıranlar, TSK'nin etkinliğini azaltamazlar" diye konuştu.
Başbuğ'un konuşmasından bazı bölümler şöyle.
Farklılıklara saygılıyız, ortak değerler öne çıkarılmalı: Toplumsal huzura giden yolun ortak değerlerimizden geçtiğine inanıyoruz. Farklılıklara elbette saygılı olmalıyız. Ancak farklılıklara saygılı olmak her zaman farklılıklarımızı öne çıkarmayı da gerektirmez.
Türkiye 1984'ten beri bölücü terör örgütüyle mücadele etmektedir. Ülkemiz ve milletimiz, insanımız özellikle terörün yoğun olduğu bölgedeki insanlarımız terörden büyük zarar görmüştür.
Örgütle mücadeledeki ana hedefimiz terör sorunun Türkiye'nin gündeminin en alt sıralarına indirilmesidir. Unutulmamalıdır ki ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasının da her zaman elbette bir bedeli olur.
TSK'ye karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülüyor: Buna özellikle bugün üzerinde beraber olduğumuz Oruç Reis firkateyninde değinmemin özel bir anlamı vardır. Herkes bunun açık anlamını anlamaktadır. TSK'nin kendine olan özgüveni tamdır. Kimsenin en ufak şüphesi olmasın.
Bu özgüven TSK'nin kendisine yönelik, gerçeklere, doğrulara dayanan, önyargılı olmayan, sağduyulu eleştirilere her zaman saygıyla karşıladığını ve eleştirilere açık olduğunu açık bir kanıtıdır. Ancak son zamanlarda gerçekdışı olaylara, yalanlara dayalı önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK'ye karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülmektedir.
Medyaya "hizaya gel" mesajı: Ne acıdır ki özellikle Türkiye'de medyanın bir kısmının varoluşlarının temel nedeni, gerçeklere, doğrulara dayanmayan önyargılı ve özel amaç taşıyan eleştiriler yaparak haksız yere TSK aleyhine kampanya yürütmektir.
Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir. Demokrasiyi savunmak, onlar için, TSK'nin karşısında olmaktır.
İçinde bulunduğumuz süreçten rahatsızız. Bu rahatsızlığımızı her vesileyle yetkili ve ilgili makamlara ilettiğimiz gibi, yasal olarak yapılması gerekenleri de yapıyoruz.
TSK'ye karşı planlı ve kendi amaçları/menfaatleri çerçevesinde haksız şekilde psikolojik harekat yürütenlere "Bulunduğunuz yer, yol doğru değildir" diyorum.
Terör olaylarıyla TSK'yi ilişkilendirmeyin: Son dönemde her terör olayıyla TSK'yi ilişkilendirme yönünde çabalar da vardır. Her gün bu çabalara yenisi ilave ediliyor.
Bunu terör örgütünün destekleyicileri, sempatizanları yapabilir, ama böyle ilişkilendirmeleri ve imalı konuşmaları siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır.
Bizi en çok üzen yaralayan noktalarda biri, TSK içinde bizlere canları emanet edilen mehmetçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin olduğunun düşünülmesi, ileri sürülmesi konusudur.
Yargıya "hizaya gel" mesajı: Adli makamlarımıza da sorumluluklar düşüyor. Adli makamlar ihbar mektuplarına, özellikle itirafçıların ve gizli tanıkların ifadelerine karşı daha dikkatli hareket etmelidir. Böyle durumlarda TSK'yle bilgi teatisi ve işbirliğinde bulunmalıdır. Aksi durumlar kurumlar arası çatışmalara neden olabilir.
İhmal başka, kasıt başka: TSK'nin hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu olmamıştır.
Ancak haksız ve mesnetsiz suçlamalara karşı da TSK sessiz kalamaz. Bazı meydana gelen terör olaylarında elbette bazen hatalar eksiklikler olabilir. Bunlar görevin icrasında olabilecek ihmalli davranışlardır. Ancak ihmal başka, kasıtlı hareket etmek başka şeydir. TSK ihmal ve eksikliklerin olduğu bütün olayları da yargıya taşımaktadır, taşımak zorundadır.
Ordunun etkinliğini azaltamazlar: Elde ettikleri tek şey belki, komuta katını, yani bizleri, gereğinden fazla meşgul etmeleri ve TSK'nin bütün personelini ve Türk milletini üzmeleridir.
Gün birlik, beraberlik, bütünlük günü: Türkiye'nin önünde elbette güçlükler vardır. Ancak inancımız, Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, birlik, beraberlik ve bütünlüğünü korudukça, her türlü güçlüğü yenebilecek güçtedir.(TK)