* Haberin fotoğraf galerisine ulaşmak için tıklayın.
Okulda politik etkinlikte bulunmak, okula girmesi hiçbir şekilde yasaklanmamış olmamasına rağmen okula zorla girmeye çalışmak, sinevizyon gösterisi yapmak, aslında saldırıya uğradığı kişiye saldırmış olmak gibi gerekçelerle rektörlük tarafından toplam olarak 14 yıl 9 ay uzaklaştırma cezası alan 54 İstanbul Üniversitesi öğrencisi bu durumu protesto ediyor.
Milliyet gazetesi yazarı Ece Temelkuran ve Çağdaş Avukatlar Grubu, 19 gündür Beyazıt Kampüsü önünde çadır kurarak ve afiş asarak nöbet tutan öğrencileri dün ziyaret etti ve onlara destek verdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın İstanbul toplantıları sırasındaki eylemlere katıldıkları için de haklarında soruşturma açılan öğrencilere, Mimar Sinan Üniversitesi'nden gelen bir grup sergiledikleri tiyatro oyunu, Gevende de müzikleriyle destek verdi.
12 Eylül 1980 darbesinin ardından merkezi bir yapı olarak kurulan Yüksek Öğretim Kurulu'nun 1985'te çıkardığı Disiplin Yönetmeliği, yöneticilerin çok farklı sebeplerle öğrencileri cezalandırmasının önünü açtığı için eğitimciler, hukukçular ve uzmanlar tarafından yıllardır eleştiriliyor.
Avukatlardan destek
Çağdaş Avukatlar Grubu, yaptığı basın açıklamasında, "devrimci öğrencilerin güvenliklerini sağlamak konusunda harekete geçmeyen üniversite yetkililerinin aynı öğrencilere sudan sebeplerle disiplin cezası vermesin"i eleştirdi.
"Daha önce 'ideolojik halay çekmek', bir grup solcuyla oturmak, yüksek sesle türkü söylemek ve benzeri suçlamalarla cezalandırılan müvekkillerimiz oldu. Ancak gelinen nokta en ağır diktatörlükleri dahi aratmakta; adeta darbe dönemini çağrıştırmaktadır. Bu nedenle öğrenci arkadaşlarımızın sokaktaki bu direnişine destek veriyoruz."
Temelkuran: İnat edin
Temelkuran'ın cezalı öğreciler ile gerçekleştirdiği "Ne olacak bu işler" başlıklı alternatif ders ise yağmur altında fazla uzun sürmese de, "inat etmeyi" öğütlediği öğrenciler için önemli bir destekti.
"Sizler, İstanbul üniversitesi'ne, İstanbul Üniversitesi Rektörüne, Yükseköğretim Kuruluna ve Türkiye'ye ders veriyorsunuz zaten. Insanların haklarını araması gerektiğini, bunun da bir hak olduğunu bu ülkede unutturmaya çalışıyorlar. Örgüt sözcüğünden korkulduğu bir dönemde sizler örgütlenerek tüm Türkiye'ye bir ders veriyorsunuz. Umut sözcüğü bu ülkede fazla önemseniyor. Umutdan ziyade inadı önemseyin, ancak inatla bu işin içinden çıkarsınız. Avukatlarınızdan duyduğum kadarıyla açılan bütün davalarınızı kazanıyosunuz. Bütün bu operasyon sizi yıldırmaya yönelik ve sizin inadınıza sarılmaktan başka çareniz yok. "
Öğrenciler, YÖK'ün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım'da herkesi düzenlenecek protestolara katılmaya çağırdı; haklarında verilen uzaklaştırma cezalarının geri alınmaması halinde Ankara'ya yürüyeceklerini söyledi.(EY/EÜ)
* Fotoğraflar: Deniz İlgün