İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, hükümetin "Kürt açılımı" diye adlandırılan paketinin hazırlandığını, bu süreçte toplumun tamamının mutabakatını aradıklarını söyledi.
Koordinasyonunu yürüttüğü çalışmanın içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen, ancak "kısa, orta, uzun vadeli önlem ve uygulamalar" içereceğini bildiren Atalay, bütün siyasi partilerle görüşeceklerini söyleyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın randevu vermediği Demokratik Toplum Partisi'yle (DTP) görüşeceklerini de ima etti.
Gazetecilerin "DTP'nin bu sürece nasıl katkısı olabileceğini düşünüyorsunuz" sorusuna da "Olumlu atmosferi biliyorsunuz. Bütün çabamız bunu pozitif sonuçlara götürmek. Herkesten gayret bekliyoruz. Partilerin katkılarını da bekliyoruz" diyerek bu göndermeyi pekiştirdi.
Atalay, Kürt sorununun Türkiye'ye çok şey kaybettirdiğini, geleceğini kararttığını, çözümü demokrasiyi geliştirmek, hakları ve özgürlükleri artırmakta gördüklerini birkaç defa vurguladı.
Atalay'ın açıklamasında ve gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlardan notlar şöyle.
Çalışma sürüyor, bitmedi
Çalışmalar henüz sonca ulaşmadı. Bizi kaynak göstererek yapılan haber ve yorumlar gerçeği yansıtmıyor. Öze ilişkin açıklamalar için çok erken. İstirhamım buradan açıklama yapılmadıkça söylentiye dayanan haber yapılmaması.
Olumlu hava doğdu
Terör sorununun sonlandırılması ve toplumsal mutabakat için, cumhurbaşkanı, başbakan, medya, siyasi parti liderleri, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşa kadar olumlu yaklaşım var. Bunu en iyi şekilde değerlendirip kendi sorunumuzu kendimiz çözmeliyiz.
Acı tecrübeler geçmişe saplanıp kalınca geleceği kaybederiz. Bu sürecin en önemli özelliği geçmişten ders almak.
Beklentilerle ilgili erken ifadelerden kaçınmak gerek
Beklentilerle ilgili gereksiz, erken ifadelerden kaçınmamız gerekecek. Tüm kesimlerin süreci sabote edecek, baltalayacak tutumlardan uzak duracağına inanıyoruz.
En büyük güvence halkın birlikte yaşama iradesi
En büyük güvencemiz, halkımızın yüz yıllardır bir arada yaşama, ortak gelecek inşa etme iradesine sahip olması. Bu çözüm sürecini kolaylaştıran altyapıyı hazırlıyor.
Çözüm yöntemimiz daha fazla demokrasi
Kürt meselesi olarak adlandırılan mesele, demokratik hakların geliştirilmesi ve pekiştirilmesiyle, nerede yaşarsa yaşasın her vatandaşın kendini eşit ve hür fert olarak hissetmesiyle çözülür. Çözüm sürecinin yönü demokratikleşmedir. Paketin genel adı "demokratik açılım".
Daha fazla demokrasi, hak, özgürlük sağlandığında çözümsüz görünen sorunların çözümlendiğini gördük. İnsan odaklı, insana ve topluma güveni esas alan politikaları uygulamaya koyduk.
Bu süreç, aslında bizim hükümet olarak ve AKP programları olarak başından beri kendi sözlerimizin, icraatımızın devamı. Farklı bir ivme kazanıldı, bunu iyi değerlendirmek istiyoruz. Buna belki daha olumlu yeni bir safha olarak bakılabilir.
Herkesi dahil edeceğiz
Demokratikleşme adımlarını toplumun tüm kesimleriyle birlikte atmak istiyoruz. Bu süreçte herkesin yıkıcı değil, yapıcı, çözüme katkı sağlayıcı tutum içinde olması gerekir. Sürece herkesi dahil etme yolunda çaba sarf ediyoruz, edeceğiz.
Çözümsüzlüğü savunan, negatif siyasetin kimseye faydası yok. Konuya kafa yoran tüm toplumsal ve siyasi aktörlere "Gelin bu sürece katılın, ağır bedel ödeten, soframızdan lokma eksilten, geleceğimizi karartan sürece çözüm bulalım" diyoruz.
Mümkün olan en geniş katılımı ve mutabakatı hedefledik. Başta CHP olmak üzere bütün partilerin destekleri istenecek. Muhalefetin olumlu açıklamalarını çok önemsiyoruz. Takip ediyoruz. Başta sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, akademisyenler, medya temsilcileri ve yazarların da katkılarını alacağız.
İlgili bakanlıkların, bütün devlet kurumlarımızın görüşleri alındı,
Başka ülkelerin deneyimlerini inceledik
Çeşitli ülkelerin bu konudaki tecrübelerini inceliyoruz. Geçen hafta İspanya Dışişleri Bakanı'yla görüştüm. Örnekleri iyi inceledik. Ama hiçbir ülkenin yöntemini aynen uygulamak görüşümüz yok; zaten mümkün değil. Her ülkenin kendine özgü şartları var. Kendi modelimizi uyulamaya çalışıyoruz. Türkiye'ye ve kendimize güveniyoruz, güvenelim. Umarım, dünyaya örnek olacak bir Türkiye modeli de biz oluştururuz.
Söylenen, yazılan her şeyi değerlendiriyoruz
Medya temsilcileri ve köşe yazarlarıyla mümkün olduğunca görüşeceğiz. Herkesin yazdıklarını takip ediyoruz zaten. Kitaplar, makaleler, araştırmalar, ne varsa hepsi arşivimizde, değerlendiriyoruz. Basındaki güzel değerlendirmelere, çalışmalara, katkı veren yayınlara bakarak, çoğulcu basın, entelektüel birikimimiz olduğunu görüyoruz. Bu birikimi değerlendirmeye çalışıyoruz. Yazılan, söylenen her şeye ilgi gösteriyoruz. Medyamızın her türlü yapıcı desteğini bekliyoruz. Güzel Türkiye'ye, insanımızın geleceğine hizmet için hepiniz katkı verin.
Başbakan açıklayacak
Açıklama beklentileriniz var. Zaman zaman bunlar yapılacak. Ama erken açıklamalar yapmayacağız. Seçilecek her kavram önemli. Gereksiz siyasi malzeme olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. Olağanüstü dikkat göstereceğiz, herkesten de bu dikkati bekliyoruz. Çalışma bittiğinde, Başbakan ya da takdir ettiği kişi tarafından açıklama yapılır.
Görüşmeler için paketin tamamlanmasını beklemeyeceğiz
Muhalefetle görüşmeler için paketin tamamlanması beklenmeyecek. Ben zaten bazı görüşmeler yaptım. Partilerimizin daha önce bu konulardaki çalışmalarını da derledik. Kendileriyle görüşeceğiz ve görüşlerini alacağız.
Kısa, orta, uzun vade
Sanıyorum Meclis açıldıktan sonra hareketlilikler olur. Hazırlıkta her ihtimal göz önüne alınıyor. Yasal düzenleme olmadan yapılacaklar var, yasal düzenleme gerektirenler olabilir. Kısa, orta, uzun vade bu demek. 15 Ağustos bizim tarihimiz değil. Ama dileğimiz bu çalışmayı çok daha uzun süreye yaymamak. En azından benim fikrim bu. Yaz tatilinde de bu çalışmaları yürütüyoruz. Yaz döneminde mesafe almak istiyoruz. (TK)