Demokratik Toplum Partisi (DTP) Milletvekili Sırrı Sakık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkanı Deniz Baykal'ın Kürt sorununa dair açıklamalarını olumlu bulduklarını söyledi. Kürt sorununun çözümü için karşılıklı konuşma ikliminin doğduğuna inanan Sakık, şu an en acil olanın "konuşmayı sürdürebileceğimiz, çatışmasızlık ortamının sağlanması" olduğunu vurguladı.
"PKK'nin çatışmasızlık için belirlediği 1 Haziran tarihi daha makul süreye çekilebilir. İç ve dış operasyonlara son verilebilir. Bunlar olursa, konuşabileceğimiz bir zaman süreci doğar. Çatışmasız ortamda daha rahat konuşulabilir. Karşılıklı olarak herkes bir an önce ellerini o tetiklerden geri çekmeli. Kandil'den gelen mesajlardan biri, 'akil insanlar'ın konuşması, sürece dahil olmasıydı. Bu da hayata geçebilir."
Arka arkaya görüşmeler
Sakık geçen hafta partisinin eşbaşkanı Ahmet Türk'le birlikte CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer'le görüştü. Başbakan Erdoğan'ın Türk'le görüşmeyi kabul ettiğini, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açıkladı. Türk, daha önce de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le görüşmüştü.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay geçen hafta "Bütün uluslararası sorunlarda silah bırakma en önemlisidir. Demokratik süreç işlesin. Bütün meselelerimizi silahsız ortamda görüşebiliriz" dedi.
Özellikle Kürtçe yayın ve Kürtçe kamu hizmeti konuların olumlu baktıklarını ifade eden Baykal, 27 Mayıs'ta Mardin, Adıyaman ve Urfa'ya gitmeye hazırlanıyor.
"Erdoğan'ı kutluyoruz"
Sakık'ın bu son gelişmeler üzerine bazı saptamaları ve değerlendirmeleri şöyle.
Daha çok bir araya gelinmeli: Yeni bir dilin iklimi doğdu. Cumhurbaşkanı'nın, Baykal'ın, Başbakan'ın söylemleri bu doğrultuda. Sorunu konuşarak çözmek zorundayız. Adımların olumlu olduğunu düşünüyoruz. Daha da çok bir araya gelinmeli. Hiçbir siyasi partiyle kavgalılığımız yok.
Erdoğan'ın "farklı kimliklerin kovulması faşizanlıktı" sözleri: Bu, geçmişimizle yüzleşmek adına çok sevindirici. 1915'ten bugüne kadar, sadece Ermenileri ve Rumları değil, "farklılıklarımız" dediğimiz kesimlerin büyük kısmını dışarı ittik. Şimdi barışma süreci var. Başbakan Hakkari'de "ya sev ya terk et" diyor, arkasından pompalı tüfekle halka ateş edeni destekliyordu. Bunlarla sorunun çözülmeyeceğini gördü. Bugünkü değerlendirmelerini olumlu buluyoruz. Kutluyoruz.
Baykal Kürt sorunu raporunu raftan indiriyor: Baykal da olumlu mesajlar veriyor; çözüm için hassas olmamız gerektiğini söylüyor. CHP'nin Kürt sorunu raporunu raftan indiriyor. Bu da çok olumlu. 2002'de Diyarbakır'da Kürt sorunuyla, iç barışla ilgili "karşılıklı birbirimizi affetmeliyiz" demişti. Hayata geçerse zaten sorun büyük oranda çözülür.
MHP de barış sürecine katılmalı: MHP'yi de sorumu olmaya davet ediyoruz. Barıştan bahseden herkese vatan haini diyor. Bundan vazgeçmesi gerek. Kendimi kimliğimle, anadilimle ifade etmek neden ihanet olsun. Keşke MHP söylemlerinden kendini kurtarsa, barış sürecine adım atsa. İdamın kaldırılmasında MHP'nin imzası önemliydi. TRT'nin yarım saatlik Kürtçe yayına geçmesinde de payı vardır.
Herkesi sürece katmaya çalışacağız: Sadece siyasi partilerin değil, 70 milyon insanın bu sürece katılmasını istiyoruz. Genelkurmay'dan yargıya, sivil toplum örgütlerine kadar herkesi sürece dahil etmeye çalışacağız.
Kürt konferansına acilen ihtiyaç var: Irak'ta toplanacak Kürt konferansının önerisi DTP'den geldi ama, altyapısı oluşmadı. Çalışmalar ne düzeyde, bilmiyoruz. Bu konferansa acilen ihtiyaç var. Çatışan taraflar da dahil edilirse, onları da dinleyip, barış sürecine katmak gerek. Umarım süreç hızlandırılır. Kürt sorunu Ortadoğu'nun ana sorunlarından biridir.
Barış sürecinden ödün vermeyeceğiz: Yerel seçimlerden sonraki bütün olumsuzluklara, önümüzün kesilmeye çalışılmasına rağmen barış sürecinden ödün vermeyeceğiz. Şu an üçü genel başkan yardımcısı, yaklaşık 300 üyemiz tutuklu. (TK)