12 Eylül askeri darbesinin ardından gelen dört yıl içinde sağ ve sol görüşlülerin yanı sıra adli suçlardan yargılanan ve biri de ASALA militanı 50 kişi devlet eliyle öldürüldü. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Apoletli Adalet adlı kitabında bu infazların nasıl ve neden yapıldığını anlatıyor. Kısaca aktarıyoruz:
Her idam dosyası ayrı bir skandal içeriyordu. Kararların emir sonucu verildiği ve cuntanın intikam hislerinin ürünü olduğu o kadar belliydi ki, aradan geçen yıllar içinde bu kararları alınmasında rol oynayanlar dahi savunamadı.
Necdet Adalı ile ilgili idam hükmü, heyetteki asker üyenin de katkısıyla ikiye karşı bir oyla verilmişti. Heyette yer alan ve müspet oy kullanan bir yargıç "infaza ihtimal vermiyorduk, Meclis kabul etmez diye düşündük" diyordu. İnfaz için Meclis onayı şarttı. Meclisi fesheden MGK, yasama görevlerini de üstlenerek idamların önünde duran son pürüzü de temizledi.
Soyergin
Serdar Soyergin'in gözaltına alınmasıyla idam edilmesi arasında geçen süre sadece üç aydır. Soyergin'in avukat talepleri, "ilk celsede bu yönde bir talebiniz olmadı" denilerek geri çevrildi. Soyergin biri subay iki kişiyi öldürmekten dolayı tutuklanmıştı. Savunmasında öldürülen iki kişiden birini meşru müdafaa gerekçesiyle öldürdüğünü kabul ediyor, tankçı yüzbaşıyı ise kendisinin öldürmediğini söylüyordu. Üstelik tanıkların tümü ifadelerinde Soyergin'i yüzbaşıya ateş ederken görmediklerini belirtmişlerdi. Ama 12 Eylül cuntasının en hızlı günlerinde bir yüzbaşıyı öldürmekten yargılanan Soyergin'in idam hükmü daha yakalandığı an kesilmişti. Ötesi, işi kitabına uydurmak içindi.
Erdal Eren, yaşı küçük olduğu bilinmesine karşın idam edildi. Ne kemik muayenesi yapıldı, ne de avukatlarının gerçeği ortaya çıkartacak olan keşif ve soruşturmanın genişletilmesi talepleri kabul edildi. Eren'i astıkları gibi, avukatı Nihat Toktay'ı da Erdal Eren'i savunduğu için altı ay hapse mahkum ettiler. Toktay, temyiz imkanı dahi olmayan bu cezayı çekti.
Saner, Tandoğan, Özenç
Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan da jet hızla yargılandı. Türkiye'deki CIA ajanlarına yönelik eylem yaptıkları için davanın üzerinde daha en baştan itibaren ABD'nin gölgesi vardı. Hiçbir tevsii tahkikat talebi kabul görmedi. İnfaz, "Vietnam Kasabı" olarak bilinen Commer'in Türkiye ziyaretinden tam üç gün sonra 25 Haziran 1981'de gerçekleşti. Cunta, bu iki gencin hayatını, ABD ile ilişkilerine kurban etmişti.
Mustafa Özenç'i savunan avukatın, yargılama devam ederken sıkıyönetim bölgesine girmesi yasaklandı. Özenç'in avukatı hakkında verilen ve temyizi bile olmayan ceza tamamlandığında idam kararı çoktan kesilmişti.
1 Mayıs'ı kutladıkları için
İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar ve Seyit Konuk hakkındaki idam kararı, 1 Mayıs 1981'de verildi. Üç genç işçi mahkeme salonunda "Yaşasın 1 Mayıs" dedikleri için cezalarından herhangi bir indirim yapılmadı. Kararda, "Sanıklar duruşmanın düzenini bozarak 1 Mayıs işçi bayramını kutlamıştır. Bu durumu dikkate alan mahkememiz, TCK'nin 59. maddesinin kullanılmasına gerek bulunmadığına karar vermiştir" denildi. Üç genç işçi, 1 Mayıs'ı kutladıkları için asıldı.
Ali Aktaş
Ali Aktaş'ın yargılandığı olayda meşru müdafaa unsuru son derece açıktı. Fakat mahkemede bu husus hiç dikkate alınmadı. Normal şartlarda yapılacak bir yargılamada kısa süreli bir hürriyeti bağlayıcı ceza alması gereken Ali Aktaş'ı da kendi hukuklarını çiğneyerek idam sehpasına gönderdiler.
Yukarıgözi, Yazgan, Yazgan ve Kambur
Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan, Erdoğan Yazgan ve Mehmet Kambur'a idam hükmü veren heyette yer alan bir yargıç daha sonra rüşvet suçundan hüküm giydi. Sekiz yıl hapis cezasına çarptırılan yargıcın adı Eyüp Menteş'ti. Avukatlar müvekkilleri hakkında karar veren heyetin şaibeli olduğunu ileri sürerek itirazda bulundu. Ancak bu talep geri çevrildi. İdam cezasına çarptırılan dört arkadaştan Ömer Yazgan 1978'de Kara Harp Okulu'ndan mezun olmuş bir teğmendi. Gölcük Askeri Mahkemesi'nin verdiği idam kararında Ömer Yazgan'ın asker olmasının etkisi vardı. Çünkü cunta, Ömer Yazgan ve arkadaşlarını asarak, ordunun içinden çıkan hainlerin (!) nasıl cezalandıracağını ibret-i alem için göstermek istiyordu.(EM/EÜ)
* Ara başlıklar bianet'e ait.
* Apoletli Adalet, Bir 12 Eylül Hesaplaşması-II, Ertuğrul Mavioğlu, İthaki, 2006, 271 sayfa, 21 YTL.