*Fotoğraf: Ayla Güvenç İmir
Dünyadan ve Türkiye'den toplamda 360 fotoğrafçının katılımıyla yapılan "Korona Günlerinde Fotoğraf" isimli ortak çalışma, aynı isimli web sitesinde online gösterime açıldı. "Korona Günlerinde Fotoğraf" çalışması, 3 Mayıs'ta 19 fotoğrafçının çağrısı üzerine 33 fotoğraf editörünün görev alması ve 360 fotoğrafçının katılımıyla başlamıştı. İlk çağırıyı yapanlar "Toplumsal sorumluluk sahibi fotoğrafçılık" anlayışıyla harekete geçen Fotoğraf Vakfı, Galata Fotoğrafhanesi -Fotoğraf Akademisi, Nar Photos olmuştu.
Çağrıdan sonra Türkiye'nin 31 ve Almanya, Azerbaycan, Finlandiya, Fransa, İngiltere, Kanada ve Kosova'nın 10 farkı şehrinden katılan 360 fotoğrafçı iki ay süresince pandeminin kişisel ve toplumsal yansımalarını fotoğrafladı.
*Fotoğraf: Nazile Bolat
Korona Günlerinde Fotoğraf çalışması içerisinde yer alan haber ve belgesel fotoğrafçısı Özcan Yurdalan da çalışma ile ilgili şunları söyledi:
"Bu çalışmadaki beklentilerimizden biri, fotoğrafçıların tekinsiz bir döneme girerken yaratıcı bir üretim süreci içinde olmaları için fırsat sağlamak, aynı zamanda dayanışmanın ve birlikte üretmenin güzelliklerini paylaşacak bir ortam yaratmaktı. KGF çalışmasına katılan editörlerle ve fotoğrafçılarla yaptığımız ekran toplantılarda bu sonucu elde ettiğimizi gördük. Ancak KGF’nin asıl etkileyici sonucu ise şu oldu: 'Sözü vatandaşa vermek'. Fotoğraf yaratıcı bir ifade aracı olarak herkesin kendisine ve çevresine dair hikayeler anlatabileceği bir alan.
"Nitekim şunu rahatça söyleyebiliriz ki Korona Günleri Fotoğraf çalışmasında ortaya çıkan yüzlerce hikaye yukarıdan yukarıdan söylenen onca kocaman sözün arasında aslında evde iş yükü iki kat artan kadının, pandemi boyunca işsiz kalan berberin, en son yemeği ne zaman yediğini hatırlamayan hastane personelinin, günlerdir ailesini görmeden, yoğun bakım servisinde cansiperane çalışan hemşirenin, kepengi kapalı esnafın sözüdür, kendini dışlanmış hisseden yaşlının sözüdür" dedi.
Birlikte görsel bir bellek oluşturmak
*Fotoğraf: Aslıhan Yoğurtçu
Fotoğrafçıların ortak hazırladığı basın bülteninde yapılan fotoğraf çalışması ise şöyle anlatıldı:
"Tüm dünyada gündelik hayatı kökten sarsan, psikolojik, sosyal ve ekonomik yıkımlara sebep olan pandemi sürecinin Türkiye’de de etkisini göstermeye başladığı, tartışmalı izolasyon tedbirlerinin uygulamaya konulduğu mart ayını takip eden günlerde son yüzyılın en kritik döneminin görsel belleğini oluşturmak amacıyla bir grup fotoğrafçı tarafından Korona Günlerinde Fotoğraf adlı ortaklaşa bir editöryal fotoğraf çalışması başlatıldı.
"Dönemin içsel ve dışsal yansımaları"
*Fotoğraf: Fatmagül Mercan
"Korona Günlerinde Fotoğraf çalışması, içinden geçtiğimiz 'tecrit' zamanlarına fotoğrafla bakmak; kaygılarımızı, umutlarımızı, heyecanlarımızı ve korkularımızı kaydetmek; yaşama tutunma irademizi, dayanışma hallerimizi görünür kılmak; birlikte bir görsel bellek oluşturmak; canlılar alemine ve doğaya yabancılaşarak yarattığımız bu dünyada ne zaman ve nasıl biteceğini öngöremediğimiz bu süreci kendimizden yola çıkarak yaşadıklarımızı ve yaşayamadıklarımızı aktarmanın yanı sıra hiç bakmadıklarımızı, görmediklerimizi, hallerimizi, duygularımızı, anlarımızı fark ederek, kendimize daha içerden bakmayı deneyerek birlikte yol almak; birbirimize görüntüler aracılığıyla dokunarak eksikliğini hissettiğimiz güzel duyguları yaşamak; yaratıcılığımızın ve özgür ifadenin önünü açmak amacıyla uygulamaya konuldu.
*Fotoğraf: Özge Aslankara
"Bugünden yarınlara bırakılan bu büyük görsel bellek, evlerde yaşanan tecritin etkilerini, çalışmak zorunda bırakılanların koşullarını, sokaklardaki farklılaşan görünümünü, yeni alışkanlıkları ve yeni normal olarak adlandırılan bu dönemin içsel ve dışsal yansımalarını ilerleyen zamanlarda hatırlamayı kolaylaştırmak ve üzerinde düşünmek için görünür kılıyor."
"Yarışmacı ruh yerine dayanışmacı ve paylaşımcı tutum"
*Fotoğraf: Hatice Ataç
Geniş katılımlı bir editoryal çalışma olarak tasarlanan bu çalışmada, fotoğrafçılar ile editörler eşleşerek birlikte görsel hikayeler ürettiler.
Korona Günlerinde Fotoğraf'da geçerli olan temel ilkeler arasında "yarışmacı ruh yerine dayanışmacı ve paylaşımcı tutum", "yaratıcılığın ve özgür ifadenin önünü açmak", "ırkçılık, ayrımcılık, cinsiyetçilik, şiddetçilik, türcülük gibi tutumlardan uzak durmak", birbirimize karşı davranışta olduğu gibi dilde de bu ilkelerin hayata geçirilmesini sağlamak hedeflendi.
Fotoğrafçılar ve editörler, bu çalışmadan elde edilecek olası sonuçlarını da şöyle sıralıyor:
*Fotoğraf: Ömer Karbuzoğlu
"Kişisel ve toplumsal hikayeler anlatabilen güçlü fotoğrafları, bağlam metinleriyle sunan görsel hikayecilik dilinin pratiğini yapmak. Türkiye'de egemen olan biçimci yaklaşım ve süslemeci tavırla üretilen "klişe görüntü fotoğrafçılığının" yanı sıra böyle bir içerikli alanın da varlığını deneyimlemek.
"Görsel hikaye anlatıcılığının sadece fotoğraf elitinin pratiği olmadığını, herkesin ulaşabileceği bir ifade aracı olabileceğini deneyimlemek. Fotoğrafçılık alanındaki ilgi / bilgi düzeyine bakılmaksızın her isteyenin KGF çalışmasına katılarak görsel hikaye pratiğine bir giriş yapmasının önünü açmak."
6 bin tekil fotoğraf ve 200'ü aşkın görsel hikaye
*Fotoğraf: Ebru Yörükoğlu
Çalışma yaklaşık 6 bin tekil fotoğrafı ve 200’ü aşkın görsel hikâyeyi içeriyor. Bugünden yarınlara bırakılan bu büyük görsel bellek, evlerde yaşanan tecritin etkilerini, çalışmak zorunda bırakılanların koşullarını, sokaklardaki farklılaşan görünümünü, yeni alışkanlıkları ve yeni normal olarak adlandırılan bu dönemin içsel ve dışsal yansımalarını ilerleyen zamanlarda hatırlamayı kolaylaştırmak ve üzerinde düşünmek için görünür kılıyor.
Korona Günlerinde Fotoğraf çalışmasında üretilen tekil fotoğraflar ve görsel hikâyelerin önemli bir kısmı www.koronagunlerindefotograf.com sitesinde yayınlanmaya başlandı. Temmuz ayının sonuna kadar da yapılacak güncellemelerle tüm hikâyeler ulaşılabilir hale getirilecek.
Korona Günlerinde Fotoğraf’ın sosyal medya üzerinden takip edilebileceği hesapların linkleri ise şöyle: