Geleneksel üflemeli çalgılar ustası ve Ertan Tekin, 5 Haziran Cuma günü, Kadıköy – Yeldeğirmeni'nde yer alan Çayyaş Sahne'ye konuk oluyor.
Küçük yaşlarından beri müziğin içinde olan mey, zurna ve duduk üstadı Ertan Tekin, 28 yıllık müzik hikayesini, Çayyaş Sahne'ce düzenlenen 'Çayyaş Sohbetler' kapsamında, gazeteci Özgün Çağlar'la yapacağı söyleşide anlatacak. Ayrıca Ertan Tekin etkinlikte, Simurg grubundan Halil Tan'la birlikte doğaçlama bir performans gerçekleştirecek.
Söyleşi
'Türkiyeli bir duduk ustasının portresi' başlığıyla Çayyaş Sahne'de gerçekleşecek olan söyleşide Tekin, memleketi Erzurum'un müziğine etkisini, kendisi gibi müzisyen olan babası Şahabettin Tekin sayesinde başlayan müzik macerasını, geleneksel Ermeni enstrümanı dudukla tanışmasını ve gerek yurtiçinde gerek yurtdışında devam eden çalışmalarını anlatacak.
Ertan Tekin kimdir?
Erzurum’a bağlı Ilıca'nın eski Ermeni köylerinden biri olan Karaz'da yaşayan Tekin ailesi, 60'ların sonlarına doğru İstanbul'a göç etti. Ertan Tekin, 1972 yılında İstanbul'un doğdu. Mey, klarnet ve zurna seslerini ilk olarak babasından duydu; babasının yanında usta - çırak ilişkisiyle yetişti. 80'li yılların ortalarından itibaren Tekin, düğün salonlarında çalmaya başlayarak profesyonel müzik yaşamına başladı.
Erzurumlu geleneksel üflemeli çalgılar sanatçısı Şahabettin Tekin'in oğlu olan Ertan Ekin, yurtdışında ve yurtiçinde son 15 yıldır, poptan rock'a, sanat müziğinden halk müziğine değin birçok çalışmada yer almasına rağmen “hem kendisini hem de müziğini korumak için” pek fazla göz önünde yer almayan bir isim. 2010 yılında Kalan Müzik etiketiyle ilk albümü 'Demans' çıkaran Tekin'in aynı zamanda Murat Aydemir (tambur) ve Çağ Erçağ’la (çello) birlikte hazırladığı 'Itri ve Bach' (2013) adlı bir albümü de bulunuyor.
Ertan Tekin, aynı zamanda Türkiye'de geleneksel Ermeni enstrümanı 'duduk' deyince de akla gelen sayılı isimlerden biri. Agos genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in 2007'de katledilmesinin ardından düzenlenen cenaze töreninde de duduk çalan Tekin, bir röportajında “Gurur duyarak söyleyebilirim ki, sayemde, Türkiye’de nefesli enstrüman çalan hemen hemen her müzisyenin çantasında artık duduk bulunuyor” diyor. (HK)
Katılımın ücretsiz olduğu etkinliğe dair detaylı bilgi için tıklayın.