Söz konusu yönetmelikte; çocuğun bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimini sağlamak açısından yapılması gereken işlerden birisinin de; onların, düzenli ve periyodik olarak muayene ve kontrollerinin "sağlıkçılar" tarafından gerçekleştirilmesi gerektiği kurala bağlanmaktadır.
Çocukların gelişme ve sağlık kayıtları
Bu bağlamda "çocukların sağlık ve genel gelişme durumları, beden yapıları ve ruhsal özelliklerinin en az haftada bir defa görevli hekimce kontrol ve kayıt edileceği" belirtilmiştir. Yönetmeliğe eklenmiş bir örnek formla standartlaştırılan bu izleme ve gözlem kartlarında, çocukların sağlıkları ve gelişimleriyle ilgili bilgiler yanında yapılan koruyucu aşıların ve serumların bilgilerinin de yer alacağı kayda alınmıştır.
Aslında benzer bir düzenlemenin "özel olarak ve ayrıca tanımlanmış bir yönetmeliği olmasa da" tüm topluma hizmet veren 224 sayılı yasa çerçevesinde kurulmuş bulunan sağlık ocaklarında olduğu bilinmektedir. Bu sağlık kurumlarına kayıtlı olan yurttaşlar için kullanılan formlara bakıldığında, çocukların bu tür gelişme ve sağlık kayıtlarının tutulduğu anlaşılmaktadır.
Bulaşıcı hastalık
Yönetmeliğin 21. Madde'sinde yer alan düzenlemede; işyerlerinde çocuklar için kurulacak emzirme odalarında ve yurtlarda bulunan veya yeni kabul edilecek çocukların öncelikle hekim muayenesinden geçirileceği, sağlık ve gelişme durumlarının kayda alınacağı ve herhangi bir bulaşıcı veya tehlikeli bir hastalığı olup olmadığının kontrol edileceği koşulu getirilmektedir.
Toplu yaşanan veya bulunulan yerlerde bu tür "bulaşıcı hastalıkların" kontrol ve tedavisinin çok önemli olduğu açıktır.
Yönetmelikte ayrıca böyle bir muayene sonucunda bulaşıcı veya tehlikeli bir hastalığa tutulduğu anlaşılan çocukların, orada bulunan hekim tarafından ya da bir sağlık kuruluşuna gönderilerek tedavisinin yapılacağı ortaya konulmaktadır.
Çocukların beslenmeleri
İncelediğimiz yönetmeliğin önemli maddelerinden birisi de "Çocukların Beslenmesi" başlıklı 22. Maddedir. Bu maddede öncelikle genel beslenmenin kuralları belirtilmiş ve bunun bir hekim nezaretinde yapılacağı ortaya konulmuştur.
Diğer yandan, "Çocuklara, ayrıca, günde 250 şer gram dayanıklı veya pastörize, bulunmadığı takdirde kaynamış süt veya yoğurt verilir" denilerek çocukların gelişimi için gerekli temel olan "protein ve minerallerin" verilmesi bir "zorunluluk" olarak kayıt altına alınmıştır.
Ülkemizde, zaman zaman merkezi idare, zaman zaman yerel yönetimler, bazı yer ve durumlarda da özel sektörün destekleriyle tüm çocuklara herhangi bri karşılık talep edilmeden "süt" verilmesi uygulamaları söz konusu olmaktadır.
Bu çok önemli desteğin "her çocuğa ve sürekli" sağlanmasının önemini bu yönetmelik de ortaya koymaktadır. O zaman "günde 250 gr. sütün gelişim ve sağlık için her çocuğun hakkı olduğu" gerçeği herkes tarafından bilinmeli, talep edilmeli ve gereği yerine getirilmelidir.
Okul önceki eğitim kurumları
Söz konusu yönetmelik çocukların psiko-sosyal gelişimleri için "çocukların eğitim ve geliştirilmeleri" ile ilgili olarak yapılması gerekenleri de kayıt altına almıştır.
23. Maddede bu amaçla yine iş yasası gereği olarak; 1.5.1997 tarihli ve 22976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1475 Sayılı "İş Kanununa Tabi İşyerlerinde İşverenlerin Kuracakları Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının Eğitim ve İşleyiş Esasları Hakkında Tüzük" yayınlandığı ve bu eğitimin söz konusu tüzükte belirtilen esaslara göre gerçekleştirileceği kayıt altına alınmıştır.
Yönetmelik bu düzenlemeleri yapma ve uygulama sorumluluğunu "İşveren"e vermiş ve bunların kurulup çalıştırıldığının da hizmete girdiği tarihten en geç 30 sonra bir rapor halinde Milli Eğitim Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına iletileceği belirtilmiştir.
Bu tür kurumların işçi ve çalışanların ne kadarı için "var olduğu ve uygulandığı" tartışılabilir. Ancak tanımlanmış bir hak olması ve dahası hep vurguladığımız gibi bir "asgari standart" tanımlamış olması önemlidir.
Yurttaşlık hakları
Çocuklarla ilgili hak talebinde bulunan ve bunun mücadelesini veren örgütlerin de, doğrudan çocuk sahibi olan aile ve bireylerin de, "yurttaşlık" temelinde hakların ayrımında olan kişilerin bu asgari standartları, tüm çocukların gelişimi, bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan sağlığı için talep etmesi gereklidir.
Devletin ve onun uygulamadan sorumlu unsurlarının da bu hakları düzenleyen yazılı belgelerin, özüne ve içeriğine uygun kurum ve yapıları oluşturmaları da göz ardı ve ihmâl edilemeyecek görevler arasındadır.
Yasama ve icra organlarının "kendisine bir görev olarak verdiği herkes, bu görevleri sonuna kadar yerine getirmekle yükümlü olmalıdır.
Burada belirtilen düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi ve tanımlanan bu hakların gereklerinin yerine getirilmemesi; bu ülkenin ve toplumun "geleceği" kabul edilen çocukların; sağlıklarını ya da yaşamlarını yitirmelerine yol açarsa; bunun sorumlusu yalnız uygulayıcılar değil, onları yeterince denetlemeyen ve zorlamayan toplumun tümü olacaktır.(MS/AD)