* Yazın ülkemize gelen güneş ışıklarının artması,
* Ten rengimizin beyaz oluşu ve kültürel özelliklerimiz,
* Temel eğitim yetersiz olduğu için korunmanın bilinmemesi.
Direkt güneş ışığının sorumlu olduğu ve en sık görülen cilt sorunları; akut ve kronik güneş yanıkları ve bunun doğurduğu olumsuzluklardır...
Güneş yanıkları
Güneş ışığına bağlı olarak vücutta ortaya çıkan sağlık sorunlardan birincisi, hemen müdahale edilmesi gereken güneş yanıkları.
Günümüzde gerek sağlıklılığın bir işareti olarak, gerekse "moda" olduğu için "Bronz bir tene kavuşmak" herkesin özlemi. Ancak böyle bir cilt rengine kavuşmak çok kolay olmuyor.
Ten rengi beyaz olanlarda daha fazla olmak üzere; herhangi bir güneş perdesi ya da güneş ışınlarından koruyucu bir madde kullanmayan kişilerde, güneş ışınlarının özellikle dik geldiği saatlerde cilt yanıkları ortaya çıkması olağan.
Güneş yanıkları; ışınların dik geldiği anlarda çok kısa sürede 2-4 saat içinde ortaya çıkabiliyor. 12 saatte en üst şiddete ulaşan yanıklarını, 72 saatte de giderek etkisi kaybolmaya başlıyor.
Güneş yanığında, önce deri bütün olarak kızarıyor , sonra içi sıvı dolu sivilce gibi küçük kabarıklıklar meydana geliyor. Bu sırada deri sıcak ve hassas oluyor. Yanık ilerledikçe derinin daha alt tabakalarda bulunan sinirlerin uçları da etkileniyor ve şiddetli ağrılar oluşuyor.
Uzmanlar, bulunulan ortam rüzgarlıysa ve denizden yansıyan ışınların da etkisiyle güneş altında kalınan süre artmışsa yanığın hemen fark edilmeyeceğini kaydediyorlar. O sırada tabloya güneş çarpması belirtileri de eklenebiliyor. Uzmanlar yanığın farkına erken varılıp ortam değiştirilirse yanmanın durabileceğini, fark edilmezse; küçük sivilce şeklindeki kabarıklıkların birbirleriyle birleşerek "bül" adı verilen daha büyük içi sıvı dolu keseciklerin meydana geleceğini belirtiyorlar.
Güneş yanıkları 2-3 günde iyileşmeye başlayabiliyor. İyileşme döneminde kaşıntı oluşuyor, yanık nedeniyle ölmüş bulunan cildin en üst tabakası 5-7 gün içinde soyulup atılıyor ve alttan yeni deri dokusu geliyor.
Uzmanlar, su toplayacak şekilde yanmış olan deri bölgesinin yüzde 10'un üzerinde olması veya yanığın yüksek ateşle seyretmesi halinde ya da yanık yerlerinde yaralar oluşması ve bunların üzerinde iltihap gelişimi söz konusu olmuşsa, acil müdahale yapılması gerektiğini söylüyorlar. Çünkü yanık nedeniyle oluşan sıvı kaybı sonucu yaşamsal organlarda hasarlar ve enfeksiyon nedeniyle de ciddi durumlar oluşabiliyor.
Ne yapılmalı?
Güneş yanığında derinin soğutulması ilk önce yapılacak işlem.
Soğuk suyla ıslatılmış kompres uygulanması, ağrı kesici ve ateş düşürücülerin verilmesi, tüm vücut soğutulduktan sonra yağlanarak derinin nemini koruması da önemli.
Eğer yanık yerlerde kaşıntı varsa onu azaltacak ancak, alerji yapmayacak ve alkol içermeyen kremler uygulanabilir. Su toplayan yerlerin ise olduğu gibi bırakılması; eğer patlamışlarsa cildin enfekte olmasını engelleyecek önlemler alınması gerekiyor.
Güneşin kronik etkileri
Uzmanlara göre, güneşin ikinci olumsuz etkisi yinelenen temaslara bağlı olarak yıllar içinde birikerek ortaya çıkıyor.
Güneşin içerdiği bazı çok zararlı ışınlar, özellikle cilde rengini veren maddelerin yapıldığı hücreler başta olmak üzere, sık yenilenen hücrelerin yapısında değişiklik meydana getiriyor ve bazı hastalıkların oluşmasına yol açıyor.
Güneşe sık maruz kalan yerlerde; çiller, farklı renkte lekeler, deride sertleşme ve kalınlaşmalar bunlar arasında sayılıyor. Uzmanlar bunların bir bölümünün bir çeşit kansere bile yol açabileceğini kaydediyorlar.
Güneşin uzun sürede ortaya çıkan bir diğer etkisi de erken deri yaşlanması olarak adlandırılıyor.
"Aşırı terlemeye" ve "ıslaklığa" bağlı olarak...
Yazın görülen cilt hastalıkları arasında aşırı terlemeye bağlı sorunlar ve halk arasında "isilik" denilen durum var.
Sıcak ve terlemenin neden olduğu özellikle büklüm yerlerinde görülen sürtünme ve tahrişle, derinin yağ salgısının sık yıkama nedeniyle alınmasına bağlı olarak ortaya çıkan pişikler en sık görülen sorunlar arasında sayılıyor.
Cildin ıslak kalmasına ve vücudun büyük bölümünün açıkta olmasına bağlı olarak, en küçük bir doğrudan temasta geçebilen mantar hastalıkları sık rastlanılan diğer cilt hastalıkları arasında sayılıyor.
Uzmanlar, doğal ya da sentetik bazı kimyasal maddelerin vücuda alınımı ya da temasına güneş ışığının eklenmesiyle ortaya çıkan bazı alerjik reaksiyonları da önemli cilt hastalıkları arasında sayıyor. Bu durum kozmetik kullanımında da ortaya çıkabiliyor.
Kozmetik ürünleri kullanmasını bilmemek
Çoğu insanın güzelleşmek için kullanılan kozmetik maddelerini ve özellikle de parfümleri kullanmasını bilmediğini ileri sürüyor uzmanlar.
Kozmetik maddeler, doğru kullanılmadığında mevcut kozmetik sorunları çözmek yerine, daha çok sorun yaratıyor.
Kozmetik amaçlarla uygulanan birçok krem, losyon ve ağızdan alınan ağrı kesici antibiyotik ilaçların cildi güneş ışınlarına karşı oldukça duyarlı hale getirdiği kaydediliyor.
Toplum yeterince bilgili ve duyarlı olamadığı için, bu tür sorunların giderilmesi için gereken işlemler ve bu amaçla harcanan paralar da daha çok oluyor.
Örneğin isilik,çok alışılmış tablolardan birisi olduğu için ve genellikle hastalık diye kabul edilmediğinden bireyler, bir sağlık kuruluşuna başvurmayabiliyor.
Ona karşılık, eğitim düzeyi yükseldikçe duyarlılığın arttığı belirtiliyor.
Uzmanların dikkat çektiği bir başka nokta da birçok insanın bilgisizlik nedeniyle düşük koruma faktörlü ürünlerle güneşin zararlarından korunmaya çalıştığını, bunun sorunları azaltmak bir yana tam tersi artırdığını kaydediyorlar:
"Estetik nedenlerle cildin güneşten yanmasının istenmesi ve bunun çabuk olmasının arzulanması, bronz görünmek moda olduğu için hiçbir koruyucu özelliği olmayan çeşitli yağlar sürülmekte bunların sonucunda insanlar, güneşe bağlı olarak istenmeyen biçimde çeşitli lekelerle karşı karşıya kalıyor."
Mantar enfeksiyonları
Havuzlardan daha fazla olmak üzere yüzme amacıyla girilen sulardan gelen bir diğer hastalık etkeni de "mantar enfeksiyonları"na neden oluyor.
Bunu önlemede kişisel vücut temizliğinin önemi büyük. Uzmanlar şu uyarıları yapıyor:
* Bu hastalıklar, havuzların içinden değil, çevresinden, ortak kullanılan şezlong, tabura vb. eşyalardan ve yine ortak kullanılan terlik, havlu ve diğer kişisel eşyalarla, vücudun doğrudan doğruya temasıyla geçer.
* Bulaşması ve tedavisi kolaydır.
* Ancak aynı kişi gerekli dikkati göstermezse hastalığı birçok kereler kapabilir.
* Mantar hastalıkları mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurularak tedavi ettirilmelidir.
* Mantar tedavisinde hastalığın vücutta tuttuğu bölgeye göre, farklı tedavi süreleri vardır.
* Bu süre içinde kaşıntı gibi yakınmalar genellikle başlangıçta olur,
* Tedavinin uygulanmasıyla bu yakınmalar geçer, ancak yakınmaların geçmesi hastalığın bittiği anlamına gelmez. Tedavinin doktorun önerdiği süre boyunca devam ettirilmesi gerektir.
* Mantarın tedavisi yanında vücudun hijyenine ve korunmasına da dikkat edilmesi gerekir.
* Hastalığın oluşmasına yol açan olumsuz koşulların da düzeltilmesi önemlidir.
* Sık banyo yapılmalı ancak hastalığın olduğu bölge, mutlaka çok kuru tutulmalıdır . Mümkünse, kişisel giysi, terlik vs. gibi malzemeler kimseyle paylaşılmamalıdır.
Allerjik hastalıklar
Alerjik bünyeli kişilerde, tatil yerlerinde karşı karşıya geldikleri maddelere bağlı olarak, alerjik reaksiyonlar artabilir.
Örneğin bazı kişilerde, havuzların temizlenmesi için kullanılan klorlu suya karşı alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir, bu nedenle, havuzlarda klor ayarlanmasının özenle yapılması ve havuzlardaki temizliğe dikkat edilmesinin önemi tekrar karşımıza çıkıyor.
Cilt hastalıklarında güneşin etkisi
Güneş ışınları bazı deri hastalıklarına olumlu bazılarına da olumsuz etki yapar. Örneğin:
* Derinin rengini veren maddenin yeterince yapılmaması ya da ciltte bulunmaması durumunda görülen "vitiligo"
* Ya da "kseroderma pigmentozum" denilen hastalıklarda, güneş ışınlarından daha dikkatli korunmak gerekir.
* Halk arasında "sedef" de denilen "psoriasis" hastalığıyla gençlerde görülen ergenlik sivilcelerinin ise güneş ışınlarının etkisiyle şiddetlerini yitirip dahası tümden iyileşebileceği de kaydediliyor.
Deri kanserleri
Güneş ışığına aşırı maruz kalmaya bağlı olarak cilt kanserlerinin özellikle de halk arasında "kara kanser" denilen Malign melanom adlı kanserin görülme sıklığında artış olduğunu vurgulayan dermatoloji uzmanları; buna ilişkin verilerin son yıllarda daha fazla ortaya konulduğunu kaydediyor.
Özellikle ozon tabakasının incelmesi ve bazı bölgelerde tümden yok olması sonucu bu tabakanın tuttuğu kimi çok zararlı güneş ışınlarının, deriye doğrudan ulaşması bu tür kanserlerin oluşumuna neden oluyor.
Bu duruma bağlı olarak uzmanların uyarıları şu noktalarda toplanıyor:
* Korunmanın önemi daha da çoğalmaktadır.
* Tekrarlanan ve kabuklanan değişik büyüklükteki yaralar, eskiden var olmayan, birdenbire renk değişikliği ile belirginleşen lekeler ve kabarıklıklar,
* Benlerdeki aşırı ve hızlı büyümeler ,
* Kaşıntı, ağrı ya da diğer yakınmalar, renk ve biçim değişiklikleri,
* Benlerin yüzeyinde ortaya çıkan küçük yara ve kanamalar bu açılardan uyarıcı kabul edilmelidir.
* Özellikle orta yaştan itibaren uzun yıllar açık havada, bir şekilde dolaşmış, bulunmuş insanlar kendilerini düzenli kontrol etmeleri,
* Olağan dışı ya da öncekinden farklı bir durumda bir uzman kuruluşa başvurmaları gerekir.
(MS/NU)