Makalenin İngilizcesi için tıklayın
Belirsizliklerle dolu corona günlerinden geçiyoruz. Bir taraftan sağ kalabilme mücadelesi yürütülüyor, diğer taraftan da ekonomik olarak yaşamda kalabilme mücadelesi.
Yaşananların ağırlığının yanı sıra insanı gerçekten umutsuzluğu düşüren şeyler oluyor. Bu yangın yerinin ortasında ihale derdine düşüldüğünde, böylesi günlerde telaşla kayyum atamaları yapıldığında, ekonomik önlem paketine konaklama vergisi, havayolu taşımacılığındaki KDV oranlarının ve konutların kredilendirilebilirlik oranlarına ilişkin düzenlemelerin sıkıştırıldığında anlıyoruz ki hükümetin gündemi ile halkın gündemi çok ama çok farklı.
Aslında kamu kurumlarının sorumluluğu olarak değerlendirilmesi gereken hizmetlerin sunulması için “biz bize yeteriz” adlı kampanya ile vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından bağışta bulunulması isteniyor. “Kamu kaynakları yetersiz olduğundan”, vatandaşların kendilerine sunulacak hizmetlerin finansmanını kendilerinin sağlaması isteniyor. Bu kampanyanın başka tür bir açıklaması olabilir mi?
Yaşam, insan her şeyden önemli deniyor tüm yetkililerce, sonra AMA ile başlayan cümleler dökülüyor ağızlarından, en çok da “Ama kaynaklar yetersiz”. Çok sayıda kişi de kimsenin işten çıkarılmaması, yoksullara, göçmenlere, kayıt dışı çalışanlara, işsizlere ayni ve nakdi yardım yapılmasının gerekli olduğuna inanıyor ama kamu kaynaklarının buna yetmeyeceği şeklindeki manipülatif açıklamalardan etkileniyor.
Sorun gerçekten kamu kaynaklarının yetersizliğinden mi yoksa kamu kaynaklarının hangi kesimlere, nasıl ve ne oranda dağıtılacağı konusunda tercihlerden mi kaynaklanıyor? Kritik ve incelenmesi gereken temel soru bu.
Konuyu basitleştirerek incelemek ve bütçeden birkaç kalemde azaltmaya gidilirse ne kadar kaynak yaratılabileceği ve bu kaynaklarla hangi temel gereksinimlerin karşılanabileceği konusunda bir örnek oluşturmayı amaçlıyorum..
2020 Bütçesine hızlı bakış
Yukarıda belirttiğim ana sorunu incelemek için 2020 bütçesinin harcama kalemlerini basitçe inceleyelim. Bu inceleme, harcama kalemlerinin tahsis edildiği kurumlar ya da harcamaların hangi işler için tahsis edildiği üzerinden yapılabilir.
1-Kurumsal İnceleme: Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Danıştay, Sayıştay, MİT, Diyanet İşleri gibi Genel Bütçeli İdareler, Ölçme, Seçme Yerleştirme Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu, KOSGEB, TSE, DSİ ve benzeri Özel Bütçeli Kurumlar ve RTÜK, BDDK, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Kamu İhale Kurumu gibi Düzenleyici ve Denetleyici Kurumların 2020 yılı için planlanan harcamaları ele alınmıştır. Temel harcama kalemleri personel giderleri, sosyal güvenlik harcamaları, mal ve hizmet giderleri, cari transferler, sermaye giderleri ve sermeye transferleridir.
Şu koşullarda herkesin işini ve sosyal güvencesini koruması temel hedeflerimizden olduğu için personel giderlerini ve sosyal güvenlik harcamalarını, detayları hakkında yeterli bilgiye sahip olamadığımız için cari transferler ve sermeye transferlerini inceleme dışı bırakacağım. Daha açık söylemek gerekirse sadece mal ve hizmet giderleri ve sermaye giderleri kalemlerini inceleyeceğim.
2020 bütçesinde bu kalemlerin kurumlara göre dağılımı şöyle:
Yukarıda belirtilen kurumlar 2020 yılı bütçesinde sadece incelenen bu iki harcama kaleminde sadece yüzde 30 azaltmaya gitse;
159.879.9530000* % 30 = 47.963.985.900 TL’lık kaynak yaratılmış olur.
Yani yaklaşık 48 MİLYAR TL.
Yaratılan bu kaynak ne ifade eder?
Asgari ücretin aylık net tutarının 2.324 TL olduğu göz önünde bulundurulursa, yaratılan bu kaynak toplam 20.654.045 adet asgari ücreti karşılar. Eğer korona karantina günlerinin 4 ay süreceği kabul edilirse;
5.163.511 (5milyon163bin511) Kişi veya haneye 4 ay asgari ücret ödemesi yapılabilir.
2- Fonksiyonel İnceleme : Merkezi yönetim bütçesinden ulaştırma, sağlık, eğitim ve tarım yatırımları için ayrılan paylar gruplandırarak gösterilir. Konuya yine en yalın haliyle bir örnek oluşturmak için sadece ulaşım harcamalarını ve kamu özel işbirliği (KOİ) projeleri nedeniyle müteahhit firmalara yapılacak ödemeleri ele alacağım.
Ulaşım harcamaları, karayollarında otoyol, bölünmüş yol vb. yatırımlar ile havaalanı ve liman yatırımları vb. kalemleri kapsar.
KOİ projeleri, yap işlet devret (YİD), yap işlet kirala (YİK) gibi modellerle yapılan şehir hastaneleri, enerji üretim tesisleri, yat limanları ve havaalanı inşaat projeleridir. Devlet bu yatırımlar için müteahhit firmalara, cari harcama (bakım onarımı, temizlik ve bilgisayar hizmetleri vb.), kira bedeli ve hizmet satın alma garanti bedeli ödemesi yapar.
2020 bütçesinden; yeni karayolu, havaalanı, liman vb. yatırımı için ayrılan pay 17.7 Milyar TL ve KÖİ projelerindeki cari harcamalar, kira bedeli ve hizmet satın alma garanti bedeli olarak 18.8 Milyar TL ödenmesi planlanıyor. İki kalemin toplamı olan 36.5 Milyar TL’lık planlanan harcama % 30 azaltılırsa 10.65 Milyar TL’lık kaynak yaratılabilir.
Sadece ulaşım harcamalarının ve KÖİ ödemelerinin yüzde 30 azaltılması ile yaratılan bu kaynak 4.582.616 adet asgari ücreti karşılar. Karantina günlerinin 4 ay süreceği kabul edilirse;
1.145.655 Kişi veya haneye 4 ay asgari ücret ödemesi yapılabilir.
Sonsöz
Yaşadığımız salgın koşullarında işsizlerin, işinden çıkarılanların, göçmenlerin asgari koşullarda da olsa sağ kalımını sağlayacak, onları endişeden kurtaracak kaynaklar mevcut. Daha detaylı incelemeler ve önlemlerle çok daha fazlası yaratılabilir. Yeter ki bunu yapacak istek ve irade olsun. (AGY/DB)