Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) "Sağlık İstatistikleri 2000" araştırması sonuçlarının verilerine göre, temel sağlık hizmetlerinin başında gelen aşılama, çocuk ve anne ölümleri, bulaşıcı hastalıklardan ölüm oranları, sağlık personeli başına düşen hasta sayısı şöyle:
Bölgelere göre aşılama oranları
Marmara Bölgesi'nde; yüzde 87.6, Ege'de; yüzde 52.6, Akdeniz'de; yüzde 83.4, İç Anadolu'da; yüzde 86.3, Karadeniz'de; yüzde 88.6, Doğu Anadolu'da yüzde; 67.7, Güneydoğu Anadolu'da; yüzde 52.6. Türkiye genelinde yüzde; 73.6.
Bu oranlar, aşılama suretiyle yok edilmesi istenen hastalıkların henüz ortadan kalkmasının zor olduğunu gösteriyor.
Bu rakamları değerlendirirken, ülkemizdeki istatistiksel verilerin güvenirliğinin az olduğu kabul edildiğinde, sağlık açısından kaygı duymamak olanaksız.
Diğer yandan sağlık kuruluşlarının ve sağlık personeli dağılımının daha fazla olduğu yörelerde bile, yüzde 90-95 düzeyinde olması gereken aşılama oranlarının düşüklüğü, koruyucu sağlık hizmetlerine ne kadar az önem verildiğini ortaya koyuyor.
Koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmemesi sonucu ortaya çıkan tablo şöyle:
Bebek ölümleri..
Beş yaş altı çocuklarda ölüm oranı:
Kentlerde binde 42.4, kırsal bölgede de binde 68.0.
Batı'da; binde 38.3, Güney'de; binde 43.0,
Orta Anadolu'da; binde 49.6, Kuzey Anadolu'da; binde 50.5,
Doğu Anadolu'da binde 75.9.
Anne ölümleri ve nedenleri:
Yüzde 41 kalp, yüzde 12 kanser, yüzde 7'si beyin damarı hastalıkları, yüzde 2 pnomoniler, yüzde 1 enterit ve ishal, yüzde 5 doğum sırasında ölüm, yüzde 25 kazalarda ölüm, yüzde 9 açıklanamayan semptomlardan ölüm.
Ülkelerin gelişmişlik göstergeleri arasında yer alan bebek ve anne ölüm oranlarının bu kadar yüksek olması, yine temel ve koruyucu sağlık hizmetlerinin ülkenin her yerine ve toplumun tüm kesimlerine yeterince ulaştırılamadığını gösteriyor.
Sağlık kuruluşlarından verilen ölüm belgeleri üzerindeki nedenler temel alınarak yapılan sıralamadan çıkarılan sonuçlar yorumlandığında; bir yandan ülkedeki sağlık sorunlarının nitelik değiştirdiği gözlenirken, bir yandan da temel sağlık sorunlarının hala önemini koruduğu ortaya çıkıyor.
Bulaşıcı hastalık oranları:
Boğmaca; milyonda 21.7, difteri; milyonda
0.3, dizanteri; milyonda 392.7, bağırsak enfeksiyonu; milyonda 8 bin 78, hepatit; milyonda 797.6, kızamık; milyonda binde 372, menenjit; milyonda 11.4, çocuk felci; milyonda 1.3, tetanos; milyonda 0.9, tifo;
milyonda 492.8, verem(tüberküloz; yüzbinde 31.5.
Bu rakamlar yorumlandığında, aşıyla önlenebilen hastalıklara yönelik
aşılama oranlarının düşüklüğü ortaya çıkıyor.
Başta verem ve kızamık olmak üzere çocuk felci, tetanos, boğmaca, difteri ve
hatta bulaşıcı sarılık aşısı yapılabildiği halde, toplumun tüm
riskli kesimlerine aşılama uygulanmaması nedeniyle, bu hastalıklar ciddi sorun olmaya devam ediyor.
#Sağlık personelinin durumu
Ülkemizde uzman doktor başına; bin 839,pratisyen hekim başına; bin 457, sağlık memuru başına; bin 516, hemşire başına; 908, ebe başına; bin 531 kişi düşüyor.
Bölgelere göre
Marmara Bölgesi'nde; uzman başına bin 324, Ege Bölgesi'nde; bin 602, Akdeniz Bölgesi'nde; 2 bin 452, İç Anadolu Bölgesi'nde; bin 339, Karadeniz Bölgesi'nde; 3 bin 386, Doğu Anadolu Bölgesi'nde; 4 bin 853, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde; 6 bin 384 kişi düşüyor.
Rakamlar, dağılımdaki eşitsizlik ve bundan kaynaklanan hizmet
açıklarını ortaya koyuyor. Diğer yandan "basamaklandırılmış" sağlık
hizmetinin olmadığı, uzman - pratisyen sayısının neredeyse eşit
olmasından anlaşılıyor. Bu da ("koruyucu hekimlik" yerine), çok pahalı ve daha çok kaynak gerektiren "tedavi edici hekimliğin" benimsendiğini ortaya koyuyor.