Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
bianet yazarı Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık’a yarın gerçekleşecek üçüncü duruşması öncesinde uluslararası insan hakları örgütlerinden ve mesleki bilimsel kurumlarından da destek geldi.
Zararlı pestistlere karşı güvenli ve sürdürülebilir alternatifler yaratma amaçlı bir kuruluş olan İngiltere Pestisit Eylem Ağı (Pesticide Action Network UK) ve risk altındaki insan hakları savunucularını korumaya yönelik Avrupa merkezli bir vakıf olan Front Line Defenders Bülent Şık’ın yargılanmasıyla ilgili ciddi endişelerini ortaya koyan ve 26 Eylül’deki duruşmasında derhal beraat edilmesini talep eden bir destek mektubuna imza attı.
Uluslararası Af Örgütü tarafından yayınlanan bir açıklamada ise örgütün Kıdemli Türkiye Kampanyacısı Milena Buyum, Şık’ın ifade özgürlüğünü kullandığını söyledi.
Şık’ın "Yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258)”, “yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)” suçlamalarıyla yargılandığı davasının üçüncü duruşması, 26 Eylül Perşembe günü saat 14.00’te Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
180 bilim insanından mektup
Öte yandan, 35 ülkeden 180 kadar doktor ve bilim insanından oluşan, hastalıkların çevresel ve mesleki nedenleri üzerine bilgileri yaymayı ve kamu sağlığını korumayı hedefleyen Colleggium Ramazzini Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı’na bir mektup yollayarak Bülent Şık’ın bir an önce beraat etmesi dileğinde bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İlgili Bilim İnsanları Komitesi (Committee of Concerned Scientists) de web sitesinde Bülent Şık’ın davasına geniş yer verdi.
Yine, Risk Altındaki Akademisyenler’in (Scholars at Risk) Akademik Özgürlüklerin Takibi Projesi kapsamında yayınladığı Düşünmekte Özgür (Free to Think) başlıklı raporunda da Bülent Şık’ın davası yer aldı.
“Sağlıklı bir çevrede yaşamak temel bir insan hakkı”
Pesticide Action Network UK ve Front Line Defenders tarafından kaleme alınan mektupta şu ifadelere yer verildi:
“Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamak temel bir insan hakkıdır ve bu hakkı savunanlar cezalandırılamaz.
“Bülent Şık’ın kamu sağlığını ve insan haklarını korumak için araştırmasını yayınlaması Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesinde Toplumsal Organların, Grupların ve Bireylerin Hakları ve Sorumlulukları Üzerine Bildirge tarafından korunmaktadır.”
Buyum: Şık’ı yargılamak yerine tedbir alınmalı
Milena Buyum ise şunları söyledi:
“Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer yetkililer bulguların ortaya çıkmasını önlemek ve Dr. Şık’ı yargılamak yerine, söz konusu çevre kirliliğini ortadan kaldırmak ve halk sağlığını korumak için derhal gerekli tedbirleri almalıdır.
“Dr. Şık, yetkililer gerekeni yapmadığı için bulguları yayınladı. Şık’ın araştırma sonuçlarını kamuoyuna açıklaması, bilgi edinme ve yayma özgürlüğü hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı kapsamında koruma altındadır. Uluslararası Af Örgütü suçlu bulunup mahkum edildiği takdirde Dr. Şık’ı düşünce mahkumu ilan edecektir.”
Colleggium Ramazzini: İnsanlığa karşı ödevini yerine getirdi
35 ülkeden 180 kadar bilim insanının oluşturduğu Colleggium Ramazzini’nin mektubu da şöyle:
“Mesleki görüşümüze göre Dr. Şık mesleğinin sınırları dahilinde etik bir şekilde davranmış, Sağlık Bakanlığı tarafından üç yıl önce duyurulmuş olması gereken bilimsel verileri kamuoyuyla paylaşarak insanlığa karşı ödevini iyi niyetle yerine getirmeye çalışmıştır.”
*Uluslararası Af Örgütü'nün açıklaması için tıklayın.
Bülent Şık'ın yazıları ve soruşturma süreciBülent Şık'ın yazı dizisi "Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi"nin açıklanmayan verileri üzerineydi. Çalışma, 2011-2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı'na Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüştü. Amaç Türkiye'de kanser vakalarının en fazla görüldüğü bölgeler olan Kocaeli (Dilovası) ile Ergene Nehri Havzasında yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde çevresel ortamlarda bulunan kanserojen (kanser yapıcı) kimyasalları tespit etmekti. 22 Kasım 2016'de yayınlanan 677 sayılı KHK ile Akdeniz üniversitesindeki görevinden ihraç edilen Bülent Şık, bu projede gıda ve su ile ilgili araştırma projelerinin organizasyonu, analizlerin yapılması ve sonuç raporlarının yazımında görev almıştı. Araştırma yapılan bölgelerdeki binlerce gıda ve su örneği Bülent Şık'ın 2010 - 2015 yılları arasında teknik müdür yardımcısı olarak görev aldığı Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi'nde analiz edildi. Araştırmanın sonuçlarını anlatan Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazı dizisi "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi" başlığıyla 15 Nisan 2018 günü başladı dört gün sürdü. Sağlık Bakanlığı yazı dizisinin ardından “Halkta infiale neden olduğu”, “dış alımları etkilediği” gerekçeleriyle Şık hakkında suç duyurusunda bulundu. Şık'ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsinin istendiği İddianameyi ilk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu hazırladı. Ancak bu iddianame mahkemeden savcılığa geri gönderildi ve üzerinde değişiklik yapılmadan terör suçları bürosunca hazırlanarak mahkemeye tekrar iletildi. 7 Şubat 2019'da görülen ilk duruşmada araştırmada geçen illerin baro başkanları Bülent Şık'ı savunmak üzere duruşma salonunda hazır bulundu. Hakime Nursel Bedir, avukatların kovuşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerini reddetti. Hakime Bedir, Sağlık Bakanlığı'na müzekkere yazılmasına ve bilirkişi raporu istenmesine hükmederek duruşmayı 30 Mayıs 2019 tarihine burakmıştı. |
(TP)