Maksimum kalıntı limiti kavramını bir pestisit olan ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu’nun (IARC) 2015 yılında muhtemel kanserojen olarak nitelediği glifosat üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Glifosat son yılların en tartışmalı pestisitlerinden biri. IARC glifosatın muhtemel kanserojen olduğunu açıkladıktan sadece birkaç ay sonra Avrupa Birliği’nin gıda güvenliği alanındaki otorite kurumu European Food Safety Authority (Avrupa Gıra Güvenliği Otoritesi -EFSA) glifosatın muhtemel kanserojen olmadığını açıklamıştı.
Gıda güvenliği alanında iki önemli kurumun arka arkaya birbiriyle çelişen açıklamalarda bulunmaları epeyce tartışma yaratmıştı. Bu çelişkili açıklamaların en somut faydası konuyu açıklığa kavuşturmak için dünya genelinde çeşitli ülkelerde glifosat ile ilgili pek çok çalışmanın başlatılması oldu. Aradan geçen birkaç yıl içinde glifosatın kanserojen olup olmadığı konusunda kurumlar arasında bir uzlaşı sağlanamadı. Ancak yapılan çalışmalar dünya genelinde toprak, su, neredeyse her türlü gıda maddesi ve hatta hiyyenik pamuk ve bebek bezi gibi kozmetik ürünlerde bile çok yaygın bir glifosat kirliliği bulunduğunu gösterdi. Glifosatın bu kadar yaygın bir kirliliğe yol açacak şekilde kullanılmış olması artık ciddi bir sorun olarak görülüyor.
Glifosat tarımsal üretimde kullanılan ve herbisitler sınıfında yer alan bir pestisit.
Pestisitler tarımsal üretimde kullanılan toksik etkili kimyasal maddeler. Herbisitler bir tarımsal alanda yetiştirilen ürün dışında kalan bitkileri öldürmek amacıyla kullanılıyor. Pestisitler kullanıldıktan sonra ürünün hemen hasat edilmemesi gerekiyor. Bir bekleme süresi var ve bu süre içinde pestisitin miktarı azalıyor. Pestisitler hasat edilen gıdalarda kullanım miktarlarına ve hasat zamanına bağlı olarak kalıntı bırakıyorlar.
Bir tarımsal ürünün yetiştirilmesi, nakliyesi ve depolanması süreçlerinde pestisitlerin kullanılması sonucunda ürünün üzerinde veya içinde kalan pestisitleri ve pestisitlerin dönüşüm ürünleriyle metabolitlerinin tamamına kalıntı adı veriliyor. Pestisit kalıntıları bir ya da birden fazla sayıda olabilir.
Mevcut toksikoloji anlayışımız bir toksik kimyasalın belirli bir gıda ürününde bırakabileceği maksimum kalıntı miktarının ne olması gerektiğine bir sınırlama getiriyor. Maksimum kalıntı miktarları; gıda ürününe, pestisitin toksikolojik özelliklerine, pestisitin ne sıklıkta uygulandığına, gıda ürününün ne şekilde tüketildiğine, beslenme alışkanlıklarına ve bazı başka faktörlere bağlı olarak ülkeden ülkeye göre değişiklik gösterebiliyor.
Bu kısa bilgiler eşliğinde Türk Gıda Kodeksi’nde glifosat için yer alan maksimum kalıntı limitlerine ilişkin hükümleri nasıl değerlendireceğimize geçelim.
Tablo 1, Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’nde glifosat için belirlenen bazı hükümler dikkate alınarak hazırlandı. Yönetmelikte hangi pestisitin hangi gıda ürününde kullanılacağı ve kullanım sonrası son üründe, ne miktarda kalıntı bırakacağı belirtiliyor. Bir pestisiti yönetmelikte belirtilen gıda ürünleri haricinde bir başka gıda ürününde kullanmak yasak.
Gıdalarda Glifosat Kalıntısı İçin Belirlenen Sınır Değerleri | |
Ürün | Son üründeki maksimum kalıntı miktarı (MKL) miligram/kilogram |
Patates | 0.5 |
Mandalina, Portakal | 0.5 |
Şaraplık Üzüm | 0.5 |
Sofralık zeytin, Yağlık zeytin | 1 |
Sarımsak, Soğan, Taze soğan | 0.1 * |
Domates, Patlıcan, Biber, Hıyar, Kabak | 0.1 * |
Kavun, Karpuz, Enginar, Kereviz, Pırasa, | 0.1 * |
Tatlı Mısır | 3 |
Taze fasulye, Taze bezelye | 0.1 * |
Kuru Fasulye | 2 |
Mercimek, Kuru bezelye, Acı bakla | 10 |
Keten tohumu, Kolza tohumu | 10 |
Soya fasulyesi | 20 |
Arpa, Sorgum, Yulaf | 20 |
Buğday, Çavdar | 10 |
Pirinç | 0.1 * |
Mısır | 1 |
Çay | 2 |
* Analitik olarak tespit edilen en düşük miktar. |
Tablo 1’de patateste bulunmasına izin verilen en yüksek glifosat kalıntısı miktarı 0.5 mg/kilogram olarak belirlenmiş. Yani bir kilo patateste bulunabilecek maksimum glifosat kalıntısı miktarı 0.5 miligramı geçmemeli. Miligram bir gramın binde biridir. Patates örnekleri laboratuvarda analiz edildiğinde tespit edilen glifosat kalıntısı miktarının 0.5 miligramı aşması durumunda o ürünlerin piyasaya sürülmemesi gerekir; bir başka deyişle ürünler tüketilmemelidir. Tabi teoride böyle yoksa pratikteki işleyiş böyle değil; etkili bir kontrol olduğundan söz etmek olanaksız.
Burada akla maksimum kalıntı limiti değerinin altında kalan miktarlarda pestisit içeren ürünlerin güvenilir olup olmadığı sorusu gelir. Bu konu epeyce tartışmalıdır. Örneğin hepsi de limit değerin altında birden fazla sayıda pestisit çıktığında işler karışmaktadır. Ya da bazı pestisitler limit altındaki değerlerde olsalar bile hormonal sistem üzerinde olumsuz etkiler göstermektedirler.
Pestisitlerin hangi gıda ürünlerinde kullanılacağını ve hasat edilen ürün üzerinde maksimum ne miktarda kalıntı bırakacağını belirleyen yönetmelik incelendiğinde bazı kalıntı limitlerinin yanına * işareti konulduğu görülecek tıpkı Tablo 1’de pirinç ya da taze fasulye satırında yer aldığı gibi.
* işaretinin ne anlama geldiğini anlamak için yönetmeliğin sonuna bakmak gerekiyor ve oraya bakıldığında * işaretinin karşısında “Analitik olarak tespit edilen en düşük miktar” ifadesinin yer aldığı görülecektir. Bu ifade analiz çalışmalarının en önemli kavramlarından biri olan tespit limiti (Limit of Detection) kavramına gönderme yapar. Ama bu kavramı başka bir yazıda ayrıntılı olarak ele almak daha iyi olacak. (BŞ/HK)