CHP'den Hasta Mahpuslar İçin Teklif: Adli Tıp Raporuna Gerek Kalmadan Tahliye Edilsinler

Fotoğraf: PİRHA

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, ağır hasta ve hasta mahpusların Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna ihtiyaç duyulmaksızın cezalarının ertelenmesine ilişkin Ceza İnfaz Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi için teklifte bulundu. Aydoğan, Meclis Başkanlığı’na sunduğu kanun değişikliği teklifinde, Ceza İnfaz Kanunu'nun 16’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan hasta mahpusların “Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir” ibaresinin çıkartılmasını istedi. Aydoğan, söz konusu Kanunu’nun “Hasta tutuklu ve hükümlülerin Adli Tıp raporuna gerek kalmaksızın hastane raporu ile cezalarının geri bırakılmaları” şeklinde değiştirilmesini önerdi.

TIKLAYIN-İHD: Hapishanelerde 457'si Ağır, 1333 Hasta Mahpus Var

"457'si ağır 1333 hasta tutuklu-hükümlü var"

Cezaevlerinde bulunan ağır hasta ve hasta mahpusların sayısına dikkat çeken Aydoğan, “İnsan Hakları Derneği’nin son verilerine göre hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1333 hasta tutuklu/hükümlü bulunmaktadır. Dernek yetkilileri cezaevindeki OHAL uygulamalarının OHAL sonlandırılmasına rağmen kalıcı hale geldiğini ifade etmektedirler. Konu hakkında basında sayısız haber kamuoyu ile paylaşılmakta, tutuklu/hükümlü yakınları tarafından tarafımıza da bazı bilgiler ulaşmaktadır” dedi.

"Hastalara kelepçe takılmasını onur kırıcı"

Hasta mahpuslara kelepçe takılmasına değinen Aydoğan, şöyle devam etti: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesine göre, “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz” hükmü ile hastalara kelepçe takılmasını onur kırıcı ve aşağılayıcı muamele olarak değerlendirildi. Yine Türk Ceza Kanun 93. Maddesinde yakalanan veya tutuklanan kişinin nakil sırasında kelepçe takılmasının zorunlu haller dışında zorlayıcı bir tedbir olmadığı ifade edilmiştir.

“Temel haklar olan yaşama, sağlık hakları ile işkence yasağı, Türkiye´nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları hukuku sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır.

TIKLAYIN-İHD: Kelepçeli Muayene ve Ring Aracıyla Sevk, Mahpusların Tedavisini Aksatıyor

"CPT ve AİHM kararlarına rağmen ihlaller yaşanıyor"

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) “Devletin, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı yönünden cezaevlerinde tutulma şartlarında kaçınılmaz olan düzeyin ötesinde sıkıntı ve güçlüğe maruz bırakılmamaları, gerekli tıbbi desteği sağlayarak sağlık ve iyilik hallerinin muhafazasını temin etmekle yükümlü olduğunu” belirtmiştir.

"Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) “Tutukluların gözetim altında bulundukları süre boyunca, tutukluluk sürelerinden bağımsız olarak her zaman bir doktora erişim haklarının bulunması gereklidir. Sağlık hizmetleri, doktora danışma talepleri gereksiz gecikme olmadan karşılanacak şekilde düzenlenmelidir” şeklinde belirtilmesine rağmen cezaevlerinde bu anlamda hak ihlalleri yaşandığına dair iddialar kamuoyu ile paylaşılmaktadır.”

TIKLAYIN-"Adli Tıp Raporlu Hastalar Bile Tahliye Edilmiyor"

"Hak ihlallerini araştırmak için komisyon kurulsun"

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını öneren Aydoğan, şunları söyledi:  “Sağlığı ve can güvenliği devletin güvencesi altında olan tutuklu ve hükümlülerin durumunun araştırılması ve sorunun çözüm yollarının belirlenmesi için tüm tarafların ve konu hakkında uzman kişilerin bir arada yürüteceği çalışmalarla Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını teklif ederiz." (RT)