Soma’da iş cinayeti sonucu yüzlerce kişinin ölümü nedeniyle Ankara’da Olgunlar Sokak’ta bulunan “Madenci” heykelinin heykeltıraşı Metin Yurdanur ile konuştuk.
Heykeltıraş Yurdanur, dün heykel önünde toplananlara saldırısını şu sözlerle değerlendiriyor:
“Polis memuru gençler 20-25 yaşlarında. Onları yönlendiren amirleri var. Amirleri gidin şunu yapın diyorlar, onlar da yapıyor. Polis gücünü yönlendiren devlet cenaze evinde ölülere saygı duysa mutlu olacağız. Şu an her yer cenaze evi. Herkes acıyı yüreğinde hissediyor. Ne olur biraz daha duyarlı olsunlar ve acı çekenlerin acılarını yaşamalarına izin versinler. Acı çeken insanlara tekrar acı yaşatmak doğru değil.”
“Madenci” heykeli neden yapıldı?
1992’de Ankara’nın en merkezi yerlerinden Atatürk Bulvarı üstünde Olgunlar Sokak’ta yapılan “Madenci” heykelinin öyküsünü eser sahibi Yurdanur şu sözlerle aktarıyor:
“Aralık 1991'de Zonguldak'tan 100 bin maden işçisi sendikal hakları için Ankara'ya yürüyüşe geçti. Onların önleri Karabük'te devlet güçleri tarafından kesildi.
“Bu insanlar Ankara'ya sokulmadılar. Aralık ayında Karabük'ün soğuğunda işçi ve aileleri çok büyük zorluklarla karşılaştılar.
“100 bin işçi Ankara'ya sokulmadı ama 1992'den bu yana Ankara'da o işçi, gericiliğe, kötülüğe karşı haklarını savunmak için kazmasını sallıyor.”
“İnsanlar acılarını yaşıyor”
60 yaşını geçtiğini, böylesine bir iş cinayetine tanık olmadığını, milyonlarca insan gibi kendisinin de yüreğinin yandığını söyleyen heykeltıraş Yurdanur, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Sadece ülkemizde değil dünyadaki pek çok ülkede yaşayan emekçi kardeşlerimizin de bu acıya ortak olduğunu biliyoruz.
“Türkiye'yi bir yas evi gibi düşünüyorum. Cenaze evinde ağıtlar yakılır, acılar paylaşılır, yüreği yanan insanlar feryat ederler, bağırır, çağırır, yakarırlar.
“Onlar rahatsız edilmezler. Onların üzerine gidilmez, niye ağlıyorsun, niye bağırıyorsun denilmez. Acı çeken, bu acıyı paylaşmak isteyen insanların üstüne gidilmez. Sakin olunur. Çünkü bu cenaze olayıdır. İnsanlar acılarını yaşıyor.
“Bu acıları artık insanlar yaşamasın. Almanya'da madenlerde son 20 yılda iki kişi hayatını kaybetmiş. Orada yaşanmıyorsa bizde niye yaşanıyor? Yüzlerce kişinin ölümünden bahsediyoruz. Onların yanı sıra bir de sakat kalanlar, psikolojileri bozulanlar var.
“Erdoğan 1800'lerin sonları 1900'lerin başlarından örnekler veriyor ama olmaz böyle şey. 100 yılda teknoloji çok değişti.”
Metin Yurdanur Kimdir?
1950'de Sivrihisar’da doğdu. Çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar'daki Frigya kalıntıları, onda heykele karşı ilgi ve merak uyandırdı. Gazi Eğitim Enstitüsü'nde sanat eğitimi aldı ve heykele başladı.
1979’da Ankara Belediyesi'nin talebi üzerine kamusal alanlara heykel çalışmaları yapmaya başladı. Abdi İpekçi Parkı, Gar Meydanı, Batı Kent ve Kavaklıdere gibi birçok yer için heykeller tasarladı.
1985 yılında kendi atölyesini açan sanatçının atölyesinde yaptığı ilk eser Sivrihisar'ın girişine dikilen Nasreddin Hoca heykeli oldu.
Yirmisi Ankara'da olmak üzere Türkiye'de 100, Macaristan'da üç, Almanya'da iki, Libya, Türkmenistan veJaponya'da ise birer heykeli var. (EKN)
Yurdanur’un eserleri için tıklayınız.
* Manşet fotoğrafı: Emrah Özesen / Agence Le Journal