İnternetteki CIA Söylentileri Hedefi
Ödüllü gazeteci Nadire Mater, CIA'den Amerika'nın en saygın vakıflarından John D. and Catherine T. MacArthur Vakfı aracılığıyla para alarak karşılığında Türk ordusunu eleştiren bir kitap yazmakla suçlanıyor.
Bu hayal ürünü senaryoyu dünyanın başka herhangi bir yerinde dikkate alacak kimse bulmak zor olsa da, son aylarda peş peşe tartışmalarla çalkalanan Türkiye'de ciddiye alındı.
Mater hakkındaki iddialar, İnternette yayımlandıktan sonra bir siteden ötekine yollandı, sonunda yazılı basının eline düştü ve köşe yazarlarınca sahiplenildi.
İki gün geçmeden Mater, Türklerin, kişiliğini ve kitabını çay bahçelerinde enine boyuna konuştukları hararetli tartışmaların konusu olmuştu bile.
"Bu bir psikolojik linç," diyor Mater.
Nadire Mater 1997'de Güneydoğu'da Türk ordusu ile Kürt isyancılar arasındaki savaşı konu alan bir kitap yazmak üzere bir MacArthur bursu için başvuruda bulundu. Projesi altı ay sonra, 726 burs başvurusu içinden seçilen 32 proje arasındaydı ve Mater 59 bin dolarla ödüllendirildi.
'Mehmedin Kitabı' orduyu kızdırıyor
Mater 'Mehmedin Kitabı' adını verdiği savaşta görev almış Türk askerleriyle söyleşilerden oluşan çalışmasını 1999 başlarında yayımladı. Yazar, onları kovuşturmadan korumak için askerlerle yaptığı söyleşilerini, onların adlarını saklı tutarak kullandığını söylüyor.
Mater kitabının önsözünde, MacArthur'dan burs aldığını da açıklamıştı.
Ama Mater'in yazdıkları ordunun soylu mücadele öyküsüyle taban tabana zıttı..
Sonuçta, Mater, Haziran 1999'da 'orduyu tahkir ve tezyif'le suçlandı. Suçlu bulunsaydı 12 yıl hapis cezasına çarptırabilirdi. Uluslararası ilgi uyandıran ve geçtiğimiz Eylül'de karara bağlanan yargılama sonucunda, Mater beraat etti.
Yazar dava boyunca, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve insan haklarının sembolü haline geldi. Yargılandığı duruşma salonu destekleyicileri ile dolup taştı. Ama, geçen hafta her şey bitti.
Kuva-yi Medya adındaki web sitesinde imzasız bir yazı yayınlandı. Yazı, iki muhafazakar Amerikan yazarını ve onların araştırmalarını CIA-MacArthur Vakfı bağlantısına kanıt gösteriyor, Mater ve kitabını kuşku altına sokuyordu.
Bunu, Türkiye'nin en büyük gazetesi Hürriyet'in köşe yazarlarından Emin Çölaşan'ın makalesi izledi. CIA-MacArthur bağlantısına atıfta bulunan Çölaşan, Mater'in kitabının "ustaca PKK propagandası yaptığını" ileri sürüyordu: Eğer bilinçsiz, hain ya da o taraf eğilimli biriyseniz, okuyup bitirdiğinizde "Helal olsun PKK'ya derdiniz."
Görülen o ki, Türk medyasından hiç kimse, eserleri, suçlamalara dayanak yapılan Amerikalı yazarlarla temas kurmuş değildi.
Washington'da yayınlanan Insight dergisinin yazarlarından J.Michael Waller, Türk gazetelerinin manşetlerinde yer aldığını öğrenince şok geçirdi ve kendisine atfedilen görüşlerin, "Funding Subversion of National Security"(Ulusal Güvenliğin Altının Oyulmasına Destek Vermek) başlıklı makalesine dayandırıldığını öğrenince daha da şaşırdı.
"MacArthur Vakfı'nın CIA için herhangi bir şey yapacağını kırk yıl düşünsem aklıma getiremezdim. Bu çılgınlık," dedi.
Çölaşan'ın adını andığı diğer Amerikalı, "The Great Philanthropists" (Büyük Yardımseverler) adlı kitabın yazarı ve Capital Reseach Center'da araştırmacı Martin Morse Wooster'di.
Kendisiyle yaptığımız söyleşide Wooster, "Asla, MacArthur Vakfı'nın arkasında CIA'nın olduğunu söyleyemem," dedi.
MacArthur Vakfı, burslarını savunuyor
Mater'e burs veren araştırma grubunun program görevlisi ve başkanı John Slocum, MacArthur Vakı'nın bağımsızlığını vurgulayarak, bursların hangi ölçütlere göre verildiğini açıklıyor: "Yaptığımız hiç bir şeyde hükümet parası yoktur. Biz para almıyoruz. Aracılık etmiyoruz. Burslarımıza başvuru süreci açıktır ve eserler sipariş üzerine yazılmaz."
Komplo teorileriyle kaynayan Türkiye'de, gene de şu sorunun yanıtı hala açıkta: Bu suçlamaları kim ortaya attı?
"Bu basit bir şey değil" diyor Mater. "Bunu tartışırken bile çok dikkatli olmak zorunda hissediyorum kendimi. Ama öyle görülüyor ki, bu bir kampanya. Birilerince bir yerlerde ince ince hazırlanmış... Kimbilir, belki de 'Mehmedin Kitabı'nın İtalya ve Almanya'da son günlerde yayımlanmış olmasıyla ilgilidir."
Belki de, yanıt, bu yıl Türkler'in karşı karşıya kaldıkları muazzam mali sıkıntıları, Türk lirasının devalüasyonunu ve borsanın durmaksızın düşüşünü dile getiren manşetlerdedir. Mater'i eleştirenler, durup durup sözü aldığı parasal ödüle getiriyorlar.
Mater hakkında birkaç suçlayıcı makale yazan Deniz Som, kendisiyle yaptığımız söyleşide, "Asıl mesele 59 bin dolar," diyor... 4 bin gazetecinin işten atılmış olduğu bir ülkede bu para çok fazla."