Düzenlemeler, Tepkiler, Hak Aramalar/ Nisan-Mayıs-Haziran 2019
Gün Gün Üç Aylık Medya/İfade Özgürlüğü İhlalleri- Tam Metin/ Nisan-Mayıs- Haziran 2019
BİA Medya Gözlem 2001-2019
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Türkiye’nin 20 yıllık Avrupa Birliği’ne üyelik çabalarını merkezileşme ve otoriterlik hamleleriyle zora sokan siyasi iktidar muhalif sesleri, eleştirel gazetecileri ve hak savunucularını yargı eliyle susturmakla kalmıyor, Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi’ne bağladığı kurumların antidemokratik işleyişine de yol veriyor.
180 ülkenin yer aldığı RSF Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 157. Sıraya batıp çıkamayan, Avrupa Parlamentosu’nun AB üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istediği Türkiye’de iktidar, etki alanına soktuğu Yargı, TRT ve Anadolu Ajansı gibi kurumları özerk ve demokratik özlerinden daha da uzaklaştırdı.
İktidar, Musa Kart, Önder Çelik, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper, Mümtazer Türköne, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi pek çok gazeteci hapisteyken, sistematik keyfi tutuklama gibi antidemokratik uygulamaların varlığını kabul etmese de, buna da yönelik olması beklenen Yargı Reformu’nu açıklamak zorunda kaldı.
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, AİHM, Anayasa Mahkemesi ve yerel yargının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmede sorumluluktan kaçtığı bir dönemde 213 gazeteci ve medya temsilcisinin toplam 10 kez ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 408 yıl hapis ve 1 milyon 885 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılandığını gösteriyor.
Medya Gözlem pek çok ceza davasının sonuçlandığı, bazılarının sona yaklaştığını ve bu durumun onlarca gazeteciyi hapishaneyle burun buruna getirdiğine işaret ediyor; 27 medya temsilcisinin dönemde Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) uyarınca toplam 48 yıl 1 ay 23 gün hapis (11 yıl 8 aylık kısmı ertelemeli) ve 7 bin 066 TL de adli para cezasına mahkum edildiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yayınlar ve düşünceler nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, 1 Temmuz 2019’a kadar en az 59 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit”, “cezasızlık”, “soruşturma ve davalar”, “hakarete dair ceza ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Habercilik”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM”, “RTÜK” ve “İşsiz bırakılan gazeteciler” gibi bölümler yer alıyor.
Gazeteciler bir bir hapishaneye…
Türkiye’de onlarca gazeteci, mesleki ya da politik faaliyetler kapsamında tutuklu veya hükümlü olarak 1 Temmuz itibariyle cezaevinde bulunuyordu. Bu davalar kapsamında medya temsilcilerine yaygınlıkla yöneltilen “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla ilgili Nisan-Mayıs-Haziran döneminde gündeme gelen mahkumiyet yeni tutuklamaların da habercisi.
Söz konusu süreç, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ozan Kaplanoğlu ve Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ örneklerinde olduğu gibi, Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar nedeniyle gazetecilerin “Kamu görevlisine hakaret”ten de hükümlü olarak cezaevine gönderilebileceğini bir kez daha gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu Yargı Reformu Strateji Belgesi doğrultusunda keyfi tutuklamaları önlemeye dönüş tasarlanan düzenlemeler, düşünceyi ifade ve medya özgürlüğü ile halkın haber alma hakkını temelde güvence altına alınmadıkça ve söz konusu anlayış benimsenmedikçe, cezaevi ve tutukevlerini sınırlı bir süre içinde rahatlatmaktan öte bir amaca hizmet etmeyecektir.
Acil bir ihtiyaç olduğu halde geciken bu düzenleme örneğin, ne Özgür Gündem gazetesi için sembolik “Nöbetçi Genel Yönetmenliği yaptığı için Terörle Mücadele Kanunu’ndan mahkum edilip dört ayı aşkın süre hükümlü olarak hapis yatan gazeteci Ayşe Düzkan’ın keyfi tutukluluğuna çare oluşturdu; ne de yine politik yargılamalar çerçevesinde hüküm giyen Cumhuriyet gazetesi eski yetkili ve yazarları Hakan Kara, Güray Öz, Musa Kart, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper’in süregiden mahpusluğunu sonlandırabildi.
Türkiye’de bir yılı aşkın süredir tutuklu kalan Die Zelt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in şikayetine dair soruşturma sonuçları ve son olarak da Anayasa Mahkemesi kararı, cezaevlerinde insan onurunu hiçe sayan kötü muameleye dair şikayetlerin etkili soruşturulmadığına dair endişeleri güçlendirdi.
Gözaltı gerekçeleri
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 döneminde en az 14 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden dördü “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
İktisatçı- gazeteci Mustafa Sönmez ve Sendika.Org sitesi editörü Ali Ergin Demirhan, “Cumhurbaşkanına hakaret” şüphesiyle, Yurt Gazetesi genel yayın yönetmeni Ali Avcu, “Kırk Katır mı? Yoksa Kırk Satır mı? Bir dönemin Anatomisi” kitabı gerekçe gösterilerek gözaltına alındı.
Yargı muhabiri Canan Coşkun Cumhuriyet’teyken yaptığı “Hakim ve Savcılara İndirimli Konut Haber” haberine verilen para cezasının onanması üzerine, gazeteci Nurcan Baysal, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantısına katılmaktan, Zeynep Kuray Mısır Çarşısı'nda açlık grevlerine dikkat çekmek için yapılan eylemi takip ederken, Mezopotamya Ajansı muhabiri İrfan Tunççelik ise Bakırköy Hapishanesi önündeki Barış Anneleri'nin eylemini izlerken gözaltına alındı. 2018 yılının tamamındaysa47 haberci gözaltına alınmıştı.
Saldırılarda seçim gölgesi
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 döneminde en az 10 gazeteci saldırıya uğradı. 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’ni izleyen süreçte daha ziyade Cumhur İttifakı ortakları AKP ve MHP’yi eleştirenlere yönelik gelişen, kimse için sürpriz olmayan bu saldırılar, yine iktidar çevrelerinin hiçbir yatıştırıcı söylem ve girişimlerine konu olmadı.
Sabahattin Önkibar, Hakan Denizli, Ergin Çevik, İdris Özyol, Mehmet Eren, Yavuz Selim Demirağ gibi gazeteciler, gergin yerel seçim ortamında saldırıların hedefi olurken bazı generallere yönelik yargıya yansıyan ağır sözlerle gündeme gelen Yeni Akit gazetesi haber müdürü Murat Alan evinin önünde darp edildi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde haber peşinde koşan Hürriyet Gazetesinden Cenker Tezel, TV 100 Muhabiri Metehan Ekşi ve Habertürk Bloomberg TV Muhabiri Onur Aydın, içinde bulundukları tekneye bir otele ait sürat teknesinin kasıtlı olarak çarpması sonucu ölümden döndü.
2018 yılının tamamında 19 gazeteci ve bir medya kuruluşu saldırıya uğramıştı. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı öldürülmüştü.
TCK ve TMK
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 döneminde 10 gazeteci veya medya temsilcisi, mesleki faaliyetler veya politik davalar kapsamında “Devletin birliğini bozmak” suçlamasıyla toplam 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. Sekizi de “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla toplam 450 yıl hapis istemiyle yargılandı.
Bu kapsamda 88 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 1341 yıl hapisle yargılandı; bu davalar sonunda dördü toplam 13 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum edildi. İki dava yeni açıldı, iki yargılama ise beraatla sonuçlandı.
Üç ay içerisinde 70 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 493 yıl hapisle yargılandı; davalardan biri yeni açıldı. Sonuçta sekiz gazeteci/medya çalışanı beraat etti. 20 gazeteci/medya çalışanı ’si toplam 32 yıl 9 ay 2 gün hapse (11 yıl 8 aylık kısmı ertelemeli olmak üzere) ve 3 bin 600 TL de adli para cezasına mahkum edildi.
Aynı dönemde dört gazeteci, “devlet kurumlarını aşağılamak”tan sekiz yıl, üç haberci “suç ve suçluyu övmek”ten toplam dokuz yıl hapis tehdidiyle yargılandı.
Üç gazeteci, “suç işlemeye tahrik”ten dokuz yıl, ikisi “kin ve düşmanlığa tahrik” altı yıl hapisle yargılandı, biri aynı şüpheyle soruşturma geçiriyordu. İkisi “soruşturmanın gizliliğini ihlal” gerekçesiyle toplam altı yıl hapisle, biri “açıklanması yasak bilgiyi kamuoyuna duyurmak”tan 12 yıl hapis tehdidiyle yüz yüze.
Ekonomi habercilerine dava
Ekonomi haberciliğinin de baskılarla yüz yüze gelmeye başladığını gösteren bu son dönemde, beş gazetecinin Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet iddiasıyla toplam 25 yıl hapis istemiyle yargılanacağı anlaşıldı.
Bir gazeteci de, kaleme aldığı bir yazısında Bankacılık Kanunu’nu ihlal ettiği iddiasıyla 3 yıl hapis ve 2 bin güne karşılık gelen adli para cezası istemiyle halen yargılanıyor.
Cezalar
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 197 gazeteci için istenen cezaların toplamı 10 ağırlaştırılmış müebbet, 2 bin 362 yıl hapis cezası oldu.
Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil. Bu da dahil edildiğinde sanık sayısı 213’e çıkıyor.
Hakaret/iftira
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 aralığında altı gazeteci “hakaret” veya “iftira” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 14 yıl hapis cezası talebiyle yargılandı.
“Hakaret”ten yargılananlardan biri beraat etti, biri 3, 466 TL para cezasına mahkum edildi.
ÇGD Bursa yetkilisi Ozan Kaplanoğlu ve Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın, Başbakan olduğu dönemde Erdoğan'a “kamu görevinden dolayı hakaret” gerekçesiyle hükümlü olarak cezaevine girip çıktı.
Üç gazeteci ve bir medya kuruluşu da “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 1 milyon 885 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılandı.
Bu tazminat davalarının 50 bin TL’lik kısım yerel mahkeme reddedilirken 10 bin TL’lik diğer bir dosya da Yargıtay Hukuk Dairesi’nce bozuldu. 250 bin TL’lik tazminat talepli bir dosyada ise görevsizlik kararı çıktı.
2018 yılının tamamındaysa, “hakaret” suçlamasıyla yedi gazeteci toplam 4 yıl 9 ay 17 gün hapisle (2 yıl 8 ay 15 günü ertelemeli) cezalandırılırken bir çizer ve bir medya kuruluşu toplam 18 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
“Erdoğan’a hakaret”
Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle yedi gazeteci toplam 32 yıl 8 ay hapisle yargılandı; biri aklandı, ikisi toplam 2 yıl 3 ay 6 gün hapse mahkum edildi.
Bu davalardan biri yeni açılmıştı. Bu dönemde iktisatçı gazeteci Mustafa Sönmez ile Sendika.Org sitesi editörü Ali Ergin Demirhan’ın da gözaltına almasına dayanak oluşturan TCK’nın bu 299. maddesi, CHP’nin bir soru önergesine de konu oldu.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlarla mücadele etmek için yaygın şekilde kullanılmaya başlanan madde, 1 Temmuz 2019’a kadar en az 59 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
2018’de 20 gazeteci TCK’nın 299. Maddesi temelinde toplam 38 yıl 5 ay 4 gün hapis (6 yıl 10 ay 12 günü ertelendi) ve 35 bin TL de adli para cezasına mahkum edilmişti.
Wikipedia yasağı AİHM’de
Nisan-Mayıs-Haziran 2019 dönemde çoğu cezaevlerinde dört gazete ve bir dergi sansüre uğradı. Bir İnternet sitesi, üç online yazı, iki online haber, iki Twitter hesabı sansürle karşılaştı.
Türkiye’yi birkaç sayfasında “uluslararası planda zor durumda gösterdiği” gerekçesiyle erişimine 26 ay önce, 29 Nisan 2017’de yasak getirilen küresel online ansiklopedisi Wikipedia’nın yetkilileri Türkiye’yi AİHM’e şikayet etti.
AYM
Anayasa Mahkemesi (AYM), Nisan – Mayıs- Haziran döneminde 13’ü gazeteci toplam 29 kişi ve bir medya kuruluşunun başvurusunu görüştü; “ifade özgürlüğünü ihlal” gerekçesiyle üç gazeteciye 95 bin 207 TL tazminat (mahkeme gideri dahil) ödenmesine hükmetti.
AYM, devletin 15 mahpusa da toplam 7 bin 500 TL ödemesine hükmetti. Böylece AYM’nin bu dönemde devlete yönelttiği tazminat cezasının tutarı 102 bin 707 TL oldu.
Bu dönemde AYM, Cumhuriyet gazetesinin eski altı yöneticisi ve gazetecisinin, Ziya Ataman’ın ve bir iletişim profesörünün başvurularını reddetti; bianet ve gerçek Gündem siteleri ile bir gazetecinin dosyasında ihlal tespit etti.
İktidarın güvenlik politikalarına ters düşmeyecek dosyaları belirli ölçülerde gündemine alan AYM, üç yıla yakın bir süredir tutuklu olan gazeteci-yazarlar Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın bireysel başvurularını karara bağlamada acele etmiyor.
AİHM
15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle birlikte Türkiye’den gelen bireysel başvurulara kendini kapatan ve ilk olarak tutuklu gazetecilerle ilgili 20 Mart 2018’de sessizliğini bozan (Şahin Alpay ve Mehmet Altan kararları) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ifade özgürlüğü dosyaları ve bireysel başvurular bakımından Nisan-Mayıs-Haziran 2019 dönemini adeta boş geçti.
Darbe girişiminden sonra tutuklanan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi birçok gazeteci, cezaları onanmadan AİHM’den “haksız tutuklama” şikayetlerine dair haber bekliyor.
AİHM, kapatılan DİHA Ajansı eski muhabiri İdris Sayılğan’ın dosyasında Türkiye Hükümeti’nden savunma istedi.
Cezasızlıkla mücadele
Siyasal iktidar, 31 Mart Yerel Seçimleri ve 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sürecinde gazetecilerin maruz kaldığı fiziki şiddete seyirci kaldı.
Yeni Çağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’a saldıranların “hayati tehlike yok” diye salıverildi. İYİ Parti ve CHP’nin saldırılarla ilgili araştırma önergesi AKP ve ortağı MHP oylarıyla reddedildi. 10 kadar saldırı vakasından sadece birinde saldırganlar tutuklandı.
Eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış 224 sanıklı Genelkurmay Çatı Davası’nda, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesi TRT’ye baskın emrini verdiği gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi.
Gazeteciler Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın 90’lı yıllarda öldürülmesini de kapsayan Umut Davası, bombacı Oğuz Demir ile Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanıkla ilgili iki ayrı dosya halinde sürüyor.
Araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” başlıklı taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hakim ve savcıya Yargıtay’da açılan dava dosyayı görüşecek Yargıtay Dairesi’nin belirlenmesini bekliyor.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Nisan – Mayıs – Haziran 2019 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 19 para cezası, 19 da program durdurma cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 943 bin 787 TL para cezası verdi.
Üç ayda 30 gazeteci işsiz
Üç aylık dönemde en az 30 gazeteci, köşe yazarı veya yazı işleri personeli işten çıkarıldı ya da bağlı bulundukları medya gruplarının editoryal dönüşümleri sonucunda işte ayrılmaya itildi. Ayrıca TRT yönetimi, 169 tecrübeli TRT emekçisini Devlet Personel Başkanlığı’na “İstihdam Fazlası Personel (İFP)” olarak bildirdi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 25; 2018 yılının tamamı için 157 idi. (EÖ/APA)
TIKLAYIN- 2001-2019 Medya Gözlem Raporları
*İnfografik: Yağmur Karagöz