Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu ve Özgür Gazeteciler İnisiyatifi, 3 Aralık 1994'te bombalanan Özgür Ülke Gazetesi'nin 24'üncü yılında Kadırga'da bulunan gazetenin bombalanmış binası önünde basına açıklama yaptı.
"Özgür basın susturulamaz" pankartının açıldığı eylemde yaşamını yitiren gazetecilerin fotoğrafları taşındı.
Açıklamada ilk olarak konuşan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney, Özgür Ülke Gazetesi'nin bombalanmasına dair açılan soruşturmada 24 yıldır hiçbir ilerleme olmadığını söyledi.
"Özgür Ülke'den sonra 35 gazete daha yayın hayatına başladı"
"Özgür Ülke Gazetesi'nden sonra özgür basın geleneğinden 35 gazete daha çıktı" diyen Güney sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazıları günü birlik kapatılırken, bazıları da haftalar içerisinde kapatıldı. Son olarak yayın hayatına 23 Ağustos 2016 tarihinde başlayan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi 28 Mart 2018 tarihinde İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararı ile kapatıldı. Gazetenin polisler ve beraberindeki kayyum tarafından basıldığı zaman, gazetenin basıldığı Gün Matbaası'na da kayyum atandı ve çalışanları tutuklandı."
Eren: Gazetecilere bakış açısı değişmedi
Daha sonra söz alan DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren de, şunları söyledi:
"Gazeteciler açısından acı bir gün acı bir dönem. Onlarca arkadaşımız hapishanelerde. Gazeteci arkadaşlarımızın haklarında binlerce açılmış dava var. Bugün hala gazetecilere bakış değişmedi. Abdi İpekçi'den Uğur Mumcu'ya, Musa Anter'den, Metin Göktepe'ye Kadri Bağdu'dan Hrant Dink'e kadar onlarca gazeteci katledildi."
Boltan: Dayanışmayı büyütelim
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan da, 24 yıl düzenlenen bombalı saldırıya değinerek, "Ersin şahsında onlarca gazeteci katledildi. Musa Anter, Hrant Dink, Metin Göktepe katledildi. Katledilen basının kendisidir."
Keskin: Gelenek devam edecek
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin'in de konuşması özetle şöyle:
"Birçok yazarı, gazete dağıtımcıları katledildi ama bu gelenek sona ermedi. Bu gelenek hala devam ediyor. Yasaklı bir coğrafyanın, yasaklı acılarını, yasaklı anılarını duyurmak için yola çıkmış bir gazetecilik örneği. Bu nedenle de çok baskı yaşadı. Ben ilk çıktığı günden itibaren şahidiyim. Avukatlığını yaptım. Birçok yazar arkadaşım vardı öldürülen. Büyüklerimiz vardı; Ape Musa gibi, Gurbetelli Ersöz, Ferhat Tepe o kadar çok isim var ki ve onların anısı nedeniyle bu gelenek devam edecektir diyorum."
Hamzaoğlu: İleri de çok geç olacak
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu da, Özgür Ülke Gazetesinin adıyla bile umut yarattığını dile getirerek, şunları ifade etti: “İçeriğiyle bunu yıllarca destekledi. Bununla beraber Özgür Basına tahammül edemeyenlerin saldırısına uğradı. O dönemde paylaşmıştık. Bu sadece bizim için değil tüm ülke hakları için gerekli. Buna ses çıkarmayanlar ilerde kendileri de kaybettiklerinde çok geç olacak diye.
Oluç: Biz büyüdük ve çoğaldık
HDP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç da, 24 yıl önce yapılan bombalı saldırının başarısız olduğuna dikkat çekti:
"Basın yayın organlarının televizyonların, bütün medyanın hep bir ağızdan 'çok yaşa padişahım' diye bağırdığı bir ülkede özgür basın anacak varsa geleceğe ilişkin bir umut vardır. Özgür basın varsa geleceğe ilişkin bir değişim imkanı var demektir. O nedenle 24 yıl önce o ateşi yaktılar. O ateş onları da yaktı. Ama bizler büyüdük ve çoğaldık."
Açıklamanın ardından bombalanan binanın önüne karanfiller bırakan gazeteciler, saldırıda yaşamını yitiren gazetenin ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız'ın Yeşilpınar'da bulunan mezarı başında andı.
Tanıkları Özgür Ülke'yi anlattı - TIKLAYIN
Ne olmuştu? |
Tam 20 yıl önce bugün, 3 Aralık 1994'te Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga'daki teknik binası, Cağaloğlu'ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu bombalı saldırıya uğradı. Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı. Gazete sonraki sayılarını bir süre, kendisiyle dayanışma halinde olan gazeteciler sayesinde çıkarabildi, sosyalist gazeteler Özgür Ülke çalışanlarına bürolarını açtı, birçok gazeteci dayanışmaya gitti. Gazete 4 Aralık 1993'te dört sayfa çıktı, manşeti de "Bu ateş sizi de yakar" oldu. Bombalanmanın üzerinden 15 gün geçmeden Özgür Ülke gazetesi, dönemin Başbakanı Tansu Çiller imzalı "gizli" ibareli bir belge yayınlandı. Belgede doğrudan Özgür Ülke'nin ismi verilerek şu ifadeler yer alıyordu: "Bölücü ve yıkıcı faaliyetlere destek verecek şekilde yayın yapan basın organlarının faaliyetleri son günlerde devletin bekası ve manevi değerlerine açıkça saldırı şeklini almıştır. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu önemli tehdidin bertaraf edilmesi maksadıyla önlemlerin alınmasına..." |
486 sayıya dava açıldı |
Sedat Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı, 1992-1994'te yayınlanan Özgür Gündem gazetesinin öyküsünü anlatan "Press" filminin sonunda gazetecilerin başına gelenler şu rakamlarla anlatılıyordu: * Yayınlanan 580 sayısının 486'sı hakkında dava açıldı. * Gazete hakkında 3 kez 30 gün, 15 kez 15 gün, 2 kez 10 gün kapatma kararı verildi. * 1993'den itibaren OHAL bölgesinde satışı yasaklandı. * 14 Nisan 1994'de mahkeme kararıyla tamamen kapatıldı. * Sorumlu yazıişleri müdürleri hakkında toplam 147 yıl hapis cezası, 20 milyar 45 milyon lira para cezası verildi. * 1992'de öldürülen gazeteciler sıralamasında Türkiye birinci oldu. * 1992'de 14 gazeteci, 2 gazete dağıtımcısı öldürüldü. * 1993'te 9 gazeteci, 13 gazete dağıtımcısı-bayi öldürüldü. * 1994'te 7 gazeteci, 2 gazete dağıtımcısı öldürüldü. |
(EMK)
* Bu haberi Mezopatamya Ajansı'ndan derledik.