Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Bugün 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü, kutlu olsun!
Türkiye, anaakımdan Doğan Grubu'nu el değiştirmiş, uluslararası hak çevrelerinin yoğun dayanışmasına rağmen gazetecilerin gruplar halinde mahkum edilmiş olarak 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne giriyor.
Basın özgürlüğü Günü'nde çok sesli, iktidarın değil, halkın haber alma hakkının yanında, eleştirel, bağımsız medyadan söz etmek çok zorlaştı, "demokratik dünya" ile mesafe giderek açılıyor, olağanüstü Hal (OHAL) yönetiminde seçim hazırlığı yapılıyor.
Ocak-Şubat ve Mart 2018’i kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, 301 gazeteci, köşe yazarı, yayın sorumlusu veya çizerin, tüm ceza ve tazminat davaları kapsamında 20 ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet hapis, 3 bin 158 yıl 6 ay 8 gün hapis, 2 bin 545 bin TL adli para cezası ve 2 milyon 545 bin TL de tazminat cezası istemiyle yargılandığını gösteriyor.
Rapora göre 48’i son üç ayda görülen davalar çerçevesinde, “darbecilik”, “örgüt propagandası”, “örgüt üyeliği”, “Devlet kurumlarını aşağılamak”, “hakaret” veya “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gibi iddialarla 3 ağırlaştırılmış müebbet, 210 yıl 5 ay 22 gün hapse mahkum edildiğini ortaya koyuyor.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.
121 mahpus
Mesleki faaliyetleri veya siyasi dosyalardan yargılanan 121 gazeteci 1 Nisan’a cezaevlerinde girdi. Tutuklu gazetecilerin 75’i Gülen Cemaatine yakın medya kuruluşlarında çalışıyordu, 31’i de Kürt medyasındandı.
Bu dönemde, tutuklu gazeteciler “Darbecilik”, “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs”, "FETÖ, PKK, DHKPC, MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi gibi silahlı örgütlerle işbirliği veya yardım" suçlamalarla karşılaştılar.
121 hapis gazeteciden 36’sı halen yargılanıyor, 36’sıyla ilgili soruşturma sürüyor. Hapis gazetecilerin sadece 22’si hükümlü, 27’si de aldıkları hapis cezalarını üst mahkemeye taşıdı.
2017'nin aynı döneminde 118 gazeteciden 16’sı hükümlü, 18’i de yargılanamaktaydı. 84 gazetecinin ise soruşturması sürmekteydi.
23 Gözaltıdan 17’si Kürt Sorunu bağlantılı
Ocak-Şubat-Mart döneminde 23 gazeteci, fotomuhabiri veya medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden 17’si özellikle TSK’nın Afrin’e yönelik operasyonu sonrasında “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
Geçen yılın aynı döneminde, 22’si "FETÖ" soruşturması kapsamında, üçü kapatılan Kürt medyası, biri de uluslararası medyadan olmak üzere toplan 38 gazeteci gözaltına alınmıştı.
2017'nin tamamındaysa 31’i Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medya temsilcisi toplam 85 gazeteci gözaltına alınmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi.
İki saldırı, üç tehdit
2018’in Ocak, Şubat, Mart döneminde 2 haberci saldırıya uğradı; 1 gazeteci ve iki medya kuruluşu da tehdit edildi. Uluslararası bir medya temsilcisinin Twitter hesabı da hacklendi.
2017’nin aynı döneminde en az yedi gazeteci ve bir yayınevi saldırı yaşamış, iki gazeteci de sözlü saldırıya uğramıştı. Ayrıca, dört medya organı da çoğu iktidar çevrelerince tehdit edilmişti. 2017 yılının tamamındaysa bir Suriyeli kadın gazeteci İstanbul’da öldürülmüş, 20 gazeteci, bir gazete ve bir yayınevi saldırıya uğramıştı. Ayrıca, 12 gazeteci ve beş medya kuruluşu da tehdit edilmiş, beş haberci de sözlü saldırıya maruz kalmıştı.
Cezasızlıkla mücadele kişiye göre…
Gazetecilere yönelik suçlara ilişkin bazı dosyalar hızla çözüm yoluna girerken bazıları ucu açık soruşturmalar olarak bırakılıyor. Doğan Grubu’na darbe gecesi baskına ilişkin davada tutuklu üç eski yüzbaşıyı “Anayasal düzeni ihlal”den ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat'ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Ahmet Berakat, biri ağırlaştırılmış olmak üzere iki kez müebbet hapse mahkum edildi.
Gazeteci Haydar Meriç’in kaçırılması ve öldürülmesi, çok sayıda kişinin telefonlarının hukuka aykırı şekilde dinlenmesiyle ilgili 143 polise ilişkin yargılamalar sürüyor.
Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıysa 22 aydır cezasız. Diğer yandan Kıbrıs’ta Lefkoşa Mahkemesi, üzerine bir ay geçmeden Afrika gazetesine saldırmaktan gözaltına alınan zanlılardan altısını mahkum etti.
TCK ve TMK
Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 20 gazeteci ve medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla karşılaşarak toplam 20 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyordu. Bu davaların birinde üç gazeteci ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
Ayrıca 12 gazeteci “casusluk” veya “devlete ait gizli bilgileri yaymak”tan toplam bir müebbet ve 509 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bu habercilerden biri aklandı.
Söz konusu üç ay içerisinde 49 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 276 hapis istemiyle yargılandı. Bunların altısı toplam 12 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı; biri beraat etti. Dört dava yeni açıldı.
Bu dönemde 143 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 2 bin 159 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bunlardan 25’i toplam 174 yıl 6 ay hapse mahkum edilirken sekizi beraat etti. Yedisi dava ise yeniydi.
10 gazeteci, “Türk milletini ve emniyet kuvvetlerini aşağılamak” iddiasıyla ve TCK’nın 301. Maddesi temelinde toplam 21 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan beşi toplam 6 yıl 2 ay hapse (1 yıl 8 ayı ertelemeli olmak üzere) mahkum edildi; ikisi aklandı.
10 gazeteci de halen, “suçu övmek ve “suça teşvik” iddiasıyla toplam 32 yıl hapis istemiyle yargılanıyor; Biri, “suça tahrik”ten beş ay hapse mahkum edilirken “suçu övmek”ten açılan bir dava yeniydi. İki haberci de “gizliliği ihlal”den 6 yıl hapis istemiyle hakim karşısına çıktı; biri aklanırken diğerinin davası yeniydi. Üç gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 13 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan ikisine dava yeniydi. Bir gazeteci de “Atatürk’ün anısına hakaret”ten yargılandığı davada beraat etti.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 250 gazeteci için istenen cezaların toplamı 20 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 3 bin 21 yıl 6 ay hapis oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
38 gazeteci “Hakaret” sanığı
Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 30 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 76 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandı; Biri beraat ederken dördüne dava yeniydi. Sekiz gazeteci de toplam 2 milyon 545 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandı; birine dava reddedilirken altısına dava yeniydi.
Geçen yılın aynı döneminde beş gazeteci hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 43 bin 840 TL adli para cezası ödemeye mahkum edilmişti.
2017 yılının tamamındaysa, bir gazeteci 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, beşi de toplam 43 bin 840 TL para cezasına mahkum edilmişti. Biriyle ilgili beraat kararı verilmişti.
Cumhurbaşkanına "hakaret”
Son üç ayda, sekiz gazeteci TCK’nın 299. Maddesinden ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam 16 yıl 7 ay 22 gün hapse (3 yıl 2 ay 22 gün hapis ertelemeli olmak üzere) ve 21 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Dört gazeteci de yargılama sonunda aklandı.
Ayrıca, yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 10 gazeteci halen aynı gerekçeyle toplam 46 yıl 6 ay 6 gün hapis istemiyle yargılanıyor; üç gazeteciye de yeni ceza davası açıldı.
Ayrıca, gazeteci Ahmet Şık, Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ve Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ ile ilgili de soruşturmalar bulunuyor. Bu durumda, sadece son üç aylık dönemde 28 gazeteci Erdoğan’ın mağduru, sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.
Geçen yılın aynı döneminde, ikisi gazeteci 10 kişi, TCK’nın 299. Maddesinden toplam ertelemeli 8 yıl 11 ay 20 gün hapis ve 20 bin 500 TL adli para cezasına mahkum edilmişti. Üç gazeteci beş kişiye TCK 299’dan yeni davalar açılırken, üç gazeteci aklanmış, birine dava da zamanaşımından düşmüştü. Dördünün davası da sürüyordu. TCK’nın 299. Maddesi kapsamında açılan dava ve soruşturmalarda adı geçen gazeteci sayısı 24 idi.
2017 yılının tamamında 17 gazeteci ve köşe yazarı, 299. Maddesi’nden toplam 8 yıl 4 ay 10 gün hapse (4 yıl 10 ay 10 günü ertelemeli) ve 136 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum ediliyordu. Dört haberci beraat ederken, bir dava da zamanaşımından düşmüştü. Yıl sonunda altı gazeteci de yeni davalarla karşılaşıyordu.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Nisan 2018’e kadar en az 42 gazetecinin mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
Sansür, engelleme
Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 9 İnternet sitesine, 73 İnternet haberine, 5 gazeteye, 3 gazete yazısına, 1 TV, 1 TV dizisine, 1 mektup, bir rapora sansür getirildi. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın çocuk istismarıyla ilgili verdiği resmi yanıtı “Meclis’i çocuk istismarcılığını koruduğu” şeklinde yorumlayan 35 site haberi de sansüre uğradı.
Geçen yılın aynı döneminde en az üç yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, üç siteye sansür, üç gazete, bir kitap, bir filme yasak veya engel, bir akreditasyon ayrımcılığı, bir basın kartı ile bir pasaport iptali, uluslararası medya temsilcisine yönelik bir sınırdışı yaşanmıştı.
Ayrıca, Bolu’da iş cinayetlerini anlatmak için davet edilen İsmail Saymaz’a salon verilmemiş; HaberTürk TV, 16 Nisan Referandumu için “Hayır” diyen MHP’li vekil Yusuf Hacaloğlu’na yönelik programda davetini sonradan iptal etmiş; Hürriyet gazetesi, Orhan Pamuk’un “Hayır” dediği röportajını basmamıştı.
2017 yılı ise, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) nedeniyle sorgulanamaz idari ve cezai sansür uygulamalarıyla geçmişti. 2017’de, 6 geçici veya daimi yayın yasağı, üç akreditasyon ayrımcılığı, 47 pasaport ve bir basın kartı iptali, KHK ile üç medya kapatması yaşanmıştı. Bu dönemde 10 site, 6 gazete, 97 site haber veya yazısı, 8 kitap, 6 dergi, 3 Twitter mesajı, 8 karikatür de sansüre uğramıştı.Ayrıca, çeşitli 9 sansür olayı daha meydana gelmişti.
AYM
Ocak-Şubat-Mart döneminde Anayasa Mahkemesi (AYM) 3 gazeteci, 1 gazete ve 1 avukatın gerçekleştirdiği altı başvuruda, ifade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme gideri dahil toplam 58 bin 663 TL tazminata hükmetti.
AYM, 15 Temmuz 2017 tarihli darbe girişiminden sonra hukuka aykırı şekilde tutuklanan ve tahliye talepleri sistemli şekilde yerel hakimlik ve mahkemelerce reddedilen gazetecilerin haklarını ancak 11 Ocak 2018’de teslim edebildi.
AYM, Zaman gazetesi eski köşe yazarı Şahin Alpay, gazeteci-yazar Mehmet Altan ve Cumhuriyet gazetesi Kitap Eki yayın yönetmeni Turhan Günay’ın haklarının çiğnendiğini teslim etti. Ancak Ağır Ceza Mahkemeleri, Alpay ve Mehmet Altan kararlarına karşı direnince “AYM bireysel başvuru anlamında etkili bir yargı yolu değil” eleştirileri de gündeme geldi. Alpay, AYM’nin 11 Ocak 2018 tarihli kararının uygulanmaması üzerine verdiği ikinci bir ihlal kararının ardından ancak 16 Mart’ta tahliye olabildi.
AİHM
Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde AİHM, beşi gazeteci (Şahin Alpay, Mehmet Altan, Türkan Aydoğan, Fevzi Saygılı ve Ali Karataş), biri girişimcinin yaptığı beş ayrı başvuru sonucunda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal etmekten 51 bin avro (yaklaşık 245 bin 300 TL) tazminat ödemeye mahkum etti. Abdurrahman Dilipak’ın dosyası işlemden kaldırıldı.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı hariç birçok maddesinin askıya alındığı Türkiye’de tutuklu gazetecilerin bir yılı aşkın bekleyen dosyalarını ancak 20 Mart 2018’de karara bağlamaya başladı.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 28 program durdurma cezası, 17 para cezası ve 1 uyarı cezası verirken radyo kuruluşlarına da 5 program durdurma ve 5 para cezası verdi. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 33 program durdurma, 22 işlem karşılığında 3.408.899 TL idari para cezası ve bir de uyarı verdi.
İşsizleştirilen gazeteciler
Ocak-Şubat-Mart 2018 döneminde 10 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı; hazırladıkları/sundukları programlar sonlandırılınca işlerine son verildi veya çalıştıkları kuruluşlar farklı grupların eline geçince işten çıkmak zorunda bırakıldı.