Haberin İngilizcesi için tıklayın
Tutuklu gazeteci Ahmet Şık’a Günter Wallraff Eleştirel Gazetecilik Ödülü verildi.
Almanya’da ana akım medyanın görmediği haberlere dikkat çekmek için kurulan bir inisiyatif olan Initiative Nachrichtenaufklarung’un düzenlediği ödül bu yıl üçüncü kez verildi.
Türkiye’deki basına yönelik baskıya karşı dayanışma amaçlı Almanya’da Türkçe yayın yapan taz.gazete de ödüle layık görüldü.
Birgün gazetesi’nden Süheyla Kaplan’ın haberine göre Köln’de yapılan törene katılan Yonca Şık önceki gün eşi Ahmet Şık ile görüştüğünü belirterek "Ahmet, ödülü almaktan gurur duyduğunu söyledi” dedi.
Ödülün verilme nedenine ilişkin bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Günter Wallraff ise “Ahmet Şık, 27 yıldır Türkiye’deki anti-demokratik uygulamaları ve hukuksuzlukları ortaya çıkarmaktan yorulmadı. Her zaman gerçeğin peşinde olan Ahmet Şık’a bu ödülü vermekten gurur duyuyorum. O, örnek aldığım bir gazeteci” dedi.
Wallraff konuşmasını Ahmet Şık’tan bir alıntıyla bitirdi: "Bu baskı ve zulümden; iktidardakilerin korktuğu, bizim ise hayal ettiğimiz yeni bir hayat doğacaktır. Bunun için mücadelemizi sürdürmek zorundayız!"
Çatışmalı alanlarda çalışan gazetecilerle dayanışmak için düzenlenen Haber Nöbeti de geçen sene Günter Wallraff Eleştirel Gazetecilik Ödülü’ne layık görülmüştü.
Günter Wallraff hakkında
1942 doğumlu Almanyalı araştırmacı gazeteci ve yazar. 1963'te vicdani retçi oldu. Farklı isim ve kılıklara bürünerek yaptığı araştırmalarla tanınıyor.
1969 yılında 13 unerwünschte Reportagen (13 İstenmeyen Röportaj) kitabı için bir psikiyatri kliniğinde alkolik, evsiz, ev arayan öğrenci, ABD ordusuna napalm bombası satmaya çalışan bir kşi gibi kılıklara girdi.
Yunanistan'la Dayanışma Komitesi" üyesi olarak 10 Mayıs 1974 tarihinde Wallraff, Atina Sintagma Meydanı'nda bir sokak lambası direğine kendisini zincirledi ve Yunanistan askeri cuntasına karşı el ilanları dağıttı. 14 ay hapis cezası alarak Korydallos cezaevine gönderildi. Cuntanın devrilmesiyle diğer siyasi mahkumlarla birlikte serbest bırakıldı. Unser Faschismus nebenan. Griechenland gestern – ein Lehrstück für morgen|1975 (Yanımızdaki bizim faşizmimiz. Yunanistan dün - Yarın için bir ders|1975) kitabında yaşadıklarını anlattı.
1977'de 3,5 ay boyunca Bild gazetesi, Hannover bürosunda, başka isim altında, redaktör olarak çalıştı. Bild'de tanık olduğu yalan haber ve sahte araştırmaları anlattığı Der Aufmacher. Der Mann, der bei „Bild“ Hans Esser war (Kapıları açan adam. "Bild"'de Hans Esser olan kişi) kitabının ardından Almanya Basın Kurulu Bild gazetesine altı kınama cezası verdi. Kurul, Walraff'a da uygun olmayan yöntemlerle yapılan araştırma yaptığı için kınama cezası verdi.
Bild'in hakkında yalan haber yaptığı insanları hukuksal açıdan korumak amacı ile, "Eğer Bild yalan söylüyorsa, ona karşı savaş" adıyla bir yardım fonu kampanyası açtı. Zeugen der Anklage. Die „Bild“-Beschreibung wird fortgesetzt (Davanın Şahitleri. Bild hakkında bilgilendirme devam ediyor) kitabı ise 1979 yılında yayınlandı.
1981'de ise yayınlardan zarar görenlere hukuki bilgiler veren Das "Bild" Handbuch (Bild El Kitabı) yayınlandı.
1985'te yayınlanan, Almanya'daki ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığı konu alan kitabı "En Alttakiler" kitabı için iki yıl boyunca Ali Levent Sinirlioğlu takma adıyle Türkiyeli bir işçi kılığına girerek çeşitli işyerlerinde çalıştı. Kitap Almanya'da gündem oluşturdu.
Apo'nun Ayetleri isimli kitabı yazdığı için, hakkında PKK lideri Öcalan tarafından ölüm emri verilen Selim Çürükkaya hakkında görüşmek üzere 1986'da Suriye'de Abdullah Öcalan ile buluştu. Öcalan'la görüşmeleri Die Zeit tarafından yayınlandı.
2007'de gizli kamerayla Almanyada siyahlara yönelik ırkçı önyargıları kaydetti ve bununla ilgili bir kitap ve bir belgesel hazırladı. (NV/ÇT)