Türk Ceza Kanunu'nda 299. maddede tanımlanan "Cumhurbaşkanı'na hakaret" gibi düzenlemeler Avrupa'da, “Hükümdar veya ülkesine karşı suç” anlamına gelen “Lèse-Majesté” hukuki kavramıyla karşılanıyor. Bu tür mevzuat otoriteyi söylemleriyle eleştirenlere karşı işletildiği için çağcıl dünyanın güncel uygulamaları arasında yok denecek kadar az yer alıyor.
Fransa ve Britanya gibi bazı Avrupa ülkeleri ilgili düzenlemeleri yaşadıkları ilk olumsuz tecrübeden sonra, veya bunu bile beklemeden, söz konusu maddeleri 2010’da yürürlükten kaldırdılar.
TIKLAYIN - ÜÇ CUMHURBAŞKANININ "HAKARET DAVALARI", MAHKUMİYETLER VE UYARILAR
Fransa
Fransa’da “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçu, 1881'e ait Basın Özgürlüğü Kanunu’nun 26. Maddesinde yer alıyordu. 2000 yılına kadar 3 aydan 1 yıla kadar ve ağır para cezası öngören bu madde, ardından değiştirilerek hapis cezası yerine 45 bin avroya kadar para cezası öngörüyordu.
Bu maddeden işlem ve davalara 1960-70’li yıllardan beri rastlanmıyordu. 28 Ağustos 2008’de Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi Laval’de “Defol Git, Zavallı Aptal” (“Casse toi pov'con”) yazılı pankartıyla protesto eden hak savunucusu Hervé Eon, Laval Asliye Ceza Mahkemesi'nce ertelemeli 30 avro (90 TL) cezaya mahkum oldu.
Fransa, bu nedenle, 14 Mart 2013’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ifade özgürlüğünü hukuka aykırı şekilde kısıtladığını gerekçesiyle haksız bulundu.
Bunun üzerine, Fransa hükümeti, aynı yıl “Cumhurbaşkanı’na hakaret” maddesini yürürlükten kaldırdı. Bu makam artık, para cezası öngören “bakanlar” düzeyinde bir korumaya sahipse de kullanılmıyor. Ayrıca, tazminat davaları da oldukça nadir bir seyir izliyor.
Yeniden Cumhurbaşkanlık için adaylığını hazırlayan Sarkozy, son yazdığı “La France pour la vie” (Fransa, ilelebet) kitabında, “Defol Git, Zavallı Aptal” sözleriyle ilgili pişmanlığını ifade ediyordu: “Bugün bile pişmanlık duyduğum bir yanlışlıktı”.
TIKLAYIN - ALMANYA: CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN HAKARETE KARŞI CEZA YOLUNU TERCİH ETMİYOR
Britanya ve İskoçya
İngiltere & Galler Hukukunda teknik olarak "egemen unsuru aşağılama"yı engelleyen bir genel kanun vardı. Bu kanun en son 1840 yılında uygulandı. Düzenleme, Kralın kendisinden ziyade, temsilcilerine yönelik aşağılamaları susturmaya yönelikti. Dolayısıyla, teknik olarak “Lèse-majesté” sayılmıyor.
Kendi hukuk sistemi olan İskoçya'nın, kendi Kralı olduğu döneme uzanan kendi Lese-Majeste'si vardı. Bu kanun 2010'da yürürlükten kaldırıldı. 1710'dan beri de zaten uygulanmıyordu.
Jayasekera: Sadece AB yurttaşı olmayanlar için
Bu ülkelerdeki durumu bianet'e değerlendiren İfade özgürlüğü uzmanı Rohan Jayasekera'ya göre, Kraliyet ailesi ve başbakana yönelik kamusal hakaret, İngiliz tarihinde 18. yüzyıla uzanıyor.
"Sanırım sadece duruma alıştılar artık. İngiltere ve Galler'de Lèse-majesté kanununa en yakın şey, "[halkı] nefret veya aşağılamaya, veya Majestelerinin şahsına, varisine veya halefine karşı muhalefete teşvik" suçlarını içeren İsyana Teşvik Kanunu'ndaki bir bölümdü. Ocak 2010'da yürürlükten kaldırıldı. İsyana Teşvik Kanunları'nın ana amacı isyanı engellemekti. Bu madde başka bir kanunun altında, hala Birleşik Krallık'ta AB vatandaşı olmayan isyancılar için geçerli."
"Bugün Kraliçe'ye ya da Başbakan David Cameron'a hakaret edildiği takdirde, suçlama olursa kamu davasına tabi tutuluyor.
"1986 Kamu Düzeni Kanunu'nun ilgili 5. Bölümde, 'Bir kişi şu koşullar gerçekleştiğinde suç işlemiş sayılır: eğer (a) tehditkar, küfürlü veya aşağılayıcı söz veya davranış, veya düzensiz davranışlarda bulunursa, veya (b) kişiyi taciz veya tedirgin edecek veya endişelendirecek, tehditkar, küfürlü veya aşağılayıcı bir işaret veya başka bir görünür ifade kullanırsa.' deniyor.
"Yani eğer birisi kamusal alanda Cameron veya Kraliçe hakkında kabalaşır ve polis müdahale ederse, akla yatkın bir şekilde 'tehdit altında hissettiğinizi veya tedirgin olduğunuzu' kanıtladığınız takdirde, teorik olarak kişi tutuklanabilir." (EÖ)