Erivan’da gerçekleştirilen “At the Foot of Ararat” Uluslararası Medya Forumu’na katılanlardan biri de Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Başkanı Jim Boumelha.
bianet’e konuşan Boumelha soykırım tartışmalarında gazetecilerin rolünü “Gerçeği haberleştirmek” olarak nitelendiriyor.
"Diyalog için gazeteciler gerekli"
Tartışmanın ancak gazetecilerin inisiyatifiyle devam edebileceğini vurgulayan Boumelha söz konusu iki tarafın görüşleri olduğunda ortaya çıkabilecek çelişkilere dikkat çekiyor.
“Türkiye soykırımı inkar ediyor. Söz konusu bu tartışma olduğunda gazetecinin üzerine çok yük bindiriyor. Daha fazla strese sokuyor. Ama gazeteci sessiz de kalamaz. Bu durumda aslında tartışmanın ilerlemesini sağlıyor. Türkiye’nin inkarı artık haber değeri bile taşımıyor. Bu durumda bu konunun konuşulmasında gazetecilerin rolü önemli oluyor.
"Bazen gazetecinin kuralları çiğnemesi gerekir"
“Ben İngilitere’den geliyorum. Çok önceleri Margaret Thatcher gazetecilerin İrlanda savaşı aktörleri ile röportaj yapmasını engellemeye çalışmıştı. Ancak gazeteciler inat ettiler ve bu uygulamayı yıktılar.
“Bazen kuralları ve hatta yasaları çiğnemeniz gerekebilir. Bu Türkiyeli gazeteciler için çok da sürpriz bir hareket olmaz. Yakın zamana kadar dünyada en çok gazeteci hapseden ülke sonuçta Türkiye’ydi. Ama bazen gerçekleri söylemek için ülkenizdeki kamu algısını da karşınıza almanız gerekebilir.”
Perinçek'in Ermeni Soykırımı davası
Ermeni Soykırımı’nı inkar ettiği için İsviçre’den ceza alan ve hala Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen davaya da değinen Boumelha kamusal tartışmaların karşıt görüşleri de beraberinde getirdiğini hatırlatıyor.
"Tartışma karşıt görüşü de beraberinde getirir"
“Eğer bir tartışma varsa, karşıt görüşler de olacaktır. İnkarı suç sayılan Holokost’u yine inkar eden ve bu sebeple yargılanmaktan çekinmeyen insanlar var. Bu durumun kurbanları olarak kendilerini gösterebiliyorlar. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var.
“Charlie Hebdo olayını ele alırsak, dergi özellikle İslamla ilgili ifade özgürlüğünü en uç şekilde kullanan bir dergiydi. Bu nedenle pek çok insan ‘Ben Charlie’yim’ demiyor. Ancak Muhammed peygamberi en saçma karikatürlerde resmeden bir derginin Holokost ile ilgili karikatür yayınlamayı reddetmesi ne kadar mantıklı? Bu aslında tüm gazeteciler için bir ikilem. Her gazetecinin yapmak zorunda olduğu seçim.”
Bu bağlamda gazetecinin görevinin gerçeği ortaya çıkarmak olduğunu yineleyen Boumelha “Asıl sorun bunu yapacak gücü var mı?” diye soruyor. (EA)
* Elif Akgül'ün ''At the Foot of Ararat'' Ululslararası Medya Forumu ve Ermenistan haberleri için tıklayınız.