Dilbilimci Necmiye Alpay’a Milli Eğitim Şurası sonrası gündemdeki Osmanlıca tartışmasını sorduk.
Alpay Osmanlıcanın bugünkü Türkçede de yaşayan, her okuryazarın bilmesi gereken kısmını bugünkü Türkçe alfabeyle herkesin öğrenmesinde fayda olduğunu söyledi.
Bunun Türkçe derslerinde Osmanlıcaya giriş dersiyle mümkün olabileceğini belirtti. Daha derinlikli olarak öğrenmek isteyenler için seçmeli ders ile seçenek yaratılabileceğini ekledi.
“Türkçe derslerinin girişinde bir Osmanlıcaya giriş konusu olmalı. Çocukların kafasında Türkçeyle Osmanlıcanın ilişkisini kuran birkaç saat gerekir ve bu zor değil. O konuda gerçek bir eksiklik hissediliyor.
“Edebiyat derslerinde bunun Divan Edebiyatı’na yansıyan kısmıyla ilgili giriş olabilir. Zaten çocuk bir sürü kelimeyle karşılaşıyor Divan Edebiyatı’nda, ama hocalar kelimelerin dilin kendisiyle ilişkisini kurmamış oluyorlar. Onun kurulması çok iyi olur."
Arapça alfabe
Alpay, "Osmanlıcanın kullandığı Arapça alfabe de öğretilmeli mi öğretilmemeli mi" sorusuna ise şöyleyanıt veriyor:
“Osmanlıcanın esasları bugünkü Türkçenin içinde kısmen yaşıyor. Mesela, hayvanat derken Arapça çoğul kullanmış oluyoruz. Benim giriş dersleri dediğim bilgi o anlamda bir temel sağlayacaktır çocuğun zihninde."
Alpay'a göre bunun Arapça alfabeyle yapılması şart değil.
“Arapça alfabe karşımıza çıkan Arapça metinleri değil ama Osmanlıca bazı metinlerde de anlamamızı sağlayabilir. Alfabe başka dil başka...
“Bütün Osmanlıcayı öğretmek mümkün değil. En iyi Osmanlı uzmanları bile 500-600 yıllık Osmanlıcayı pek bilemiyor. Çünkü Osmanlıca da her yüzyılda farklılaşma göstermiş.
“1900’lerdeki, hiç değilse son dönem Şinasi, Namık Kemal vs, metinlerini okumak istiyorsak daha yakın, deyim yerindeyse, modern bir Osmanlıca öğrenmemiz yeterli olacaktır."
Osmanlıca alfabenin öğrenilmesinin zor olmadığını söyleyen Alpay, "ancak" diyor "insanların kendi seçimine bırakmak lazım.”
Kuran-ı Kerim'in dili
Necmiye Alpay bir başka önemli verinin de işin din ve din dışı konularla ilgili yanı olduğunu vurguladı.
“Kuran-ı Kerim yazısı başka, gündelik dilde kullanılan yazı başkadır. Mesela Arapça roman veya resmi belge okuyacaksınız o yazı başkadır.
“Kuran-ı Kerim’in kendine özgü yazısı var. Daha açıklamalıdır, daha kolaydır. Bir harfin nasıl okunacağını gösteren işaretler koyulmuştur, bunlar sayesinde doğruya yakın telaffuz edebilirsiniz.
“Ne dediğini anlamayabilirsiniz ama okuyabilirsiniz. Fakat Arapça bilmeden bir başka Arapça metni okuyamazsınız.
“Osmanlıcada bu işaretler yok, onları metnin bağlamından çıkarıyoruz... Bu ayrıntılar da önemli, bunların çocuklara öğretilmesi gerekir.”
Osmanlıca, Eski Türkçe, Osmanlı Türkçesi...
Alpay Milli Eğitim Şurası’nın ardından konu tartışılırken ortaya atılan Eski Türkçe, Osmanlı Türkçesi gibi ifadeleri de değerlendirdi, Eski Türkçenin Osmanlıcadan farklı olduğunu söyledi.
“Dilbilimciler konuşsa bunları rezil edecekler ama konuşmuyor. Türkologlar da zaten hiç konuşmuyor, milliyetçilikten başka bir şey bilmiyorlar.
“Eski Türkçe demek mümkün değil, çünkü Eski Türkçe dilbilimde en kök Türkçeden sonraki aşamaya verilen isim.
“Osmanlıca Eski Türkçe değil. Osmanlıca Eski Anadolu Türkçesinin devamı olan bir lehçe.
“Eski Anadolu Türkçesi diye bir aşama ve kolu var. Oğuzcanın doğurduğu bir koldur. Osmanlıca bu Eski Anadolu Türkçesinin bir devamı ve yazılı bir dil.
“Ama aynı zamanda Eski Anadolu Türkçesinden türemiş, bugün Türkiye Türkçesi dediğimiz halkın dili var. O işte Türkçenin kendisi.
Türkçenin lehçeleri ölüyor
Alpay dil meselesini tartışırdken atlanan başka bir konuya da değiniyor: “Türkçenin çok sayıda dil ve lehçesi var. Bir ana Türkçeden doğmuş, kimi yaşayan kimi ölmüş kimi ölmek üzere diller bunlar.
“Mesela Yunus Emre Eski Anadolu Türkçesinde yazmıştır. Osmanlıca ise 1500’lerden 1900’lere kadar geliyor. Daha sınırlı bir zamanın dili.
“O zamanın da yüksek kültür dili. Halk aşıklarının bir kısmı da Osmanlıca hem alfabeyi hem sözcükleri kullanmışlar ama o ara bölge dışında birbirinden farklı iki dil konuşucusu var Osmanlı döneminde.
“Mesela saray ahalisi halkın Türkçesini küçümsüyor ve mümkün olduğu kadar kullanmıyor. Belirgin bir sınıfsal dil farklılığı var aralarında.” (YY)