Yargıtay 14. Ceza Dairesi Sel Yayıncılık'tan çıkan Guillaume Apollinaire'nin 'Genç Bir Don Juan'ın Maceraları' adlı kitap ile ilgili İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "müstehçenlik" suçlamasıyla açılan davanın beraat kararını bozdu.
Kitabın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmeden Yargıtay ayrıca yerel mahkemenin kararının "kanuna aykırı" olduğu belirtti.
bianet'e konuşan dava sanıklarından Sel Yayıncılık sahibi İrfan Sancı yerel mahkemenin bilirkişi raporlarını ve savunmalarını dinleyerek bu kararı verdiği söyleyerek "Şimdi yine aynı şeyleri tekrarlayacağız" dedi.
"Mahkeme tüm tarafları ve bilirkişi raporlarını dinleyerek bu kararı verdi. Bizim Yargıtay'ın kararına katılmamız mümkün değil. Kaldı ki mahkemede de belirttiğimiz gibi bahsi geçen yazar Guillaume Apollinaire, Avrupa Parlamentosu tarafından tüm eseleri dünya mirası olarak tanınmış bir yazar. Burada bir dünya mirasını yargılıyorlar.
"Biz aslında bir eserin edebi olup olmadığına bilirkişilerin karar vermesini de doğru bulmuyoruz. Bu kararı ancak editör, yayıncı ve okuyucu verebilir. Bir mahkeme öyle dedi diye metin edebi olmaktan çıkmaz. Ancak mahkemeye sunulan Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu Raporu üzerine bunun en azından bu konuda bilgili bir merciiye sorulmasını istedik. Bu sebeple de Galatasaray Üniversitesi'nden metin analizini içeren bir rapor aldık. Bu karardan sonra yapacağımız artık bugüne kadar söylediklerimizi tekrarlamak olacak."
Yargıtay: Demokratik toplumda genel ahlak korunmalı
Sancı ile kitabın çevirmeni İsmail Yerguz hakkında, Guillaume Apollinaire'nin 'Genç Bir Don Juan'ın Maceraları' adlı kitabını yayımladığı ve çevirdiği için 'müstehcenlik' suçundan dava açılmış İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 'kitabın edebi eser' olduğu ve suçun unsurları oluşmadığından sanıkların beraatına karar vermişti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 14. Ceza Dairesi'ne gitti. Daire, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozup, sanıkların 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını istedi.
Yargıtay kararında şu ifadeler yer aldı:
"Yargılamaya konu edilen kitapta hiçbir olay örgüsüne yer verilmeden, sadece cinsel dürtüleri harekete geçirmeye yönelik, basit, sıradan ifadelerle ters, lezbiyen, doğal olmayan ve hayvanlarla yapılan cinsel ilişkilerin, çocuklar kullanılmak suretiyle bayağı bir dil kullanılarak anlatılması, ifadelerin toplumun ar ve haya duygularını incitici, cinsel arzuları tahrik ve istismar edecek şekilde, aynı zamanda kişilerin dışkılamaları dahi tiksinti verecek şekilde ifade edilmek suretiyle hiçbir sanatsal ve edebi değer katılmadan kurgulanmıştır. Anneye, teyzeye, kardeşe, aynı cinse, hayvanlara yönelik sapkınlık düzeyine varan ifadeler içeren kitabın Fransızcadan tercümesi ve yayımlanmasının, demokratik bir toplumda çoğulculuğun, hoşgörünün, açık fikirliliğin gereği olan ifade özgürlüğü kapsamında kalan eylemler olarak kabul edilmesi mümkün değildir."
Yargıtay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 'Hanyside-Birleşik Krallık' kararına da atıfta bulunularak, müstehcenlik ve pornografik ifadeler içeren yayın sınırlarının nereye kadar uzanabileceğinin bu kararla belirlendiği ve bu yayınların, demokratik bir toplumda, genel ahlakın ve sağlığın korunmasına, suçların ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin meşru bir amaca yönelik yaptırımlarla kısıtlanabileceğinin öngörüldüğünü ifade etti.
Yargıtay yerel mahkemeyle ilgili de kitap hakkındaki "hiçbir sanatsal ve edebi değerinin bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporlarına itibar edilmemesi nedeninin açıklanması gerektiği vurgulanarak "12 Mart 2010 tarihli, genel ve soyut ifadeler kullanılarak hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek, sanıkların eylemlerinin, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 226/5. maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden, kitabın sanatsal ve edebi değeri olduğu gerekçesiyle beraatlara karar verilmesi kanuna aykırıdır" dendi. (EA)