Elazığ'ın tanınmış yerel ses sanatçısı Enver Demirbağ, 9 Kasım'da evinde çıkan yangın sonucu 75 yaşında hayatını kaybetti. Kültür Mahallesi'ndeki evinde yalnız yaşadığı ifade edilen sanatçı, İzzetpaşa Camii'nde önceki gün (10 Kasım) düzenlenen törenin ardından Harput'ta toprağa verildi.
Törene Vali Muammer Erol, Belediye Başkan Yardımcısı Atik Birici, Emniyet Müdürü Fahrettin Coşkun, çok sayıda sanatçı, Demirbağ'ın ailesi ve sevenleri katıldı.
Tahir Bacı, "Saklı Anadolu Efsanesi: Enver Demirbağ" başlıklı makalesinde, "Enver Demirbağ, bugün yetmişli yaşların eşiğinde ve geçirdiği rahatsızlık sonucu sanatını artık icra edemez durumda. Ancak, kırk yıldır 'Harput müziği' denildiğinde ilk akla gelen ad, onun adı. Doldurduğu yirmiyi aşkın kırk beş devirlik plağın kayıtları ve sayısız kaset hâlâ elden ele dolaşıyor, hâlâ ilgiyle dinleniyor" diyor.
Enver Demirbağ'ın Uzun Yolu
Kalan Müziğin internet sayfasına göre Demirbağ, 1935 yılında Palu'da doğdu. Gençlik yıllarında, kendisinden üç yaş büyük ağabeyi Paşa Demirbağ ile birlikte müziğe ilgi gösteridi.
Bu ilgide, "Sekratlı Ali Bey" olarak tanınan Ali Beyin konağında icra edilen müziğin etkisi büyük. Aynı yıllarda 'makara bant' kullanan kayıt cihazları ortaya çıkmış, bu âlemler kayıtlara da geçmeye başlar.
Demirbağ kardeşler, daha sonra Elazığ'da Hafız Osman Öğe'nin, Harput müziğine büyük emeği geçen, "Harput Ahengi" kitabının yazarı Avukat Fikret Memişoğlu'nun meclislerine katılırlar.
Enver Demirbağ, aynı yıllarda ilk kırk beşlik plaklarını da doldurmaya başlar. Ağırlıklı olarak Harput'a özgü divanlar, mayalar, hoyratlar, türküler okur ama başka yörelere ve tarzlara ait ezgileri seslendirdiği de olur.
Bunlar arasında "Makber" ve "Siyah ebrulerin duruben çatma" gibi parçalar da vardır. Ancak, Demirbağ'ın ünü yöresel sınırları pek de aşamaz. Kuşakdaşı Nuri Sesigüzel'lerin, Ahmet Sezgin'lerin, Selahattin Erorhan'ların ün kazandıkları dönemde onu sadece "bilenler bilir", saklı bir Anadolu efsanesi olarak kalır. (EÖ)
Fotoğraf: Kanal ETV