Ergenekon davası sanıklarından Ankara Adliyesi’nde bilirkişi olarak görev yapan Mahir Akkar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği ve iftirada bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Akkar’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Putin ile Savunma Bakan Yardımcısı Anotoli Antonov’un “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “iftira” suçlarını işledikleri iddia edildi.
Anadolu Ajansı’nın (AA) geçtiği habere göre, başsavcılığa verilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin Cumhurbaşkanını bazı icraatlarıyla ilgili olarak, eleştiri sınırlarını aşmadan eleştirebiliriz. Bu, bizim en doğal demokratik hakkımızdır.
“Ancak yabancı bir ülkenin vatandaşlarının, siyaset adamlarının veya devlet başkanının Cumhurbaşkanımıza iftirada ve hakarette bulunmasına, ülkemizin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmeye kalkışmasına asla göz yumamayız.
“Onlara hak ettikleri karşılığı vermek ve cezalandırılmalarını sağlamak için de elimizden geleni ardımıza bırakmayız.”
Dilekçede, Putin ve Antonov hakkında kamu davası açılması istendi.
Akkar hakkında
23 Eylül 2008’de Ergenekon operasyonları kapsamında gözaltına alındı. 25 Eylül 2008’de adli kontrol şartıyla serbest bırakıdı.
Aralık 2005’te dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı Bülent Arınç ile AKP MKYK üyeleri hakkında “Anayasal sistemi, çağdaş ve uygar yaşamı, demokratik cumhuriyeti, laik devlet ve hukuk yapısıyla çağdaş değerleri hedef alıp, şeriat rejimini çağrıştıran eylem ve söylemlerde bulunarak anayasal suç işledikleri” iddiasıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Ankara Adliyesi’nde bilirkişi olarak görev yaparken Şubat 2008’de üniversitelerde türbanı serbest bırakan anayasa değişikliğinin iptali için dava açtı.
Akkar, dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:
“Cumhuriyetin başına türban takarak nasıl tahrip edileceği, rejimin başına nasıl çuval geçirileceğini planlayan iktidarın, bu oyunu mutlaka bozulmalıdır. İktidar, cumhuriyetle hesaplaşmaya, laiklikle rövanş almaya kalkışmıştır. İktidarın samimi olmadığı, teklifte açıkça 'türban özgürlüğü' ifadelerini koymamasından anlaşılmaktadır." (EKN)