Kanal İstanbul, Karadeniz güzergahında ikinci durağımız Karaburun. Yeniköy’de daha çok tarım ve hayvancılık öne çıkarken Karaburun’da geçim kaynaklarının ilk sırasında balıkçılık var. Karaburun'da Kanal İstanbul'un yapılmasından yana olanların sayısı az değil. Projenin yeni iş olanakları yaratacağını düşünenler var. Özellikle de inşaat alanları iş fırsatı olarak görülüyor. Arazisinin kıymetleneceğini düşünenler de çoğunlukta. Karaburun, 3. Havalimanının yapımı sırasında Yeniköy kadar ciddi bir tahribatla karşı karşıya kalmamış. Burada arazilerine karşılıksız el koyulan kimse yok, uçakların yaptıkları gürültü dışında çok ciddi bir etkisi de yok. Ancak Kanal İstanbul'u onaylayan çoğunluğa karşılık, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalacaklarını söyleyerek, itiraz edenler de var.
Kanal İstanbul yolunda 3 durak: Yeniköy, Karaburun, Terkos
|
"Hem doğaya hem bize zarar"
Onlardan biri 45 yıldır Karaburun'da yaşayan, emekli, kendi bahçesini ekip biçen Ahmet Akyüz. Aslen Trabzonlu, zamanında oradaki arazilerini satıp buraya gelmiş.
48 dönüm arazisinin içinde kalan evi soldan sağa denizi havalimanını ve Terkos Gölü’nü karşısına almış. Akyüz’ün arazisi proje kapsamında değil. Ancak camını açtığında gördüğü o manzara yok olacak. “Bizi de zaten burada tutmazlar” diyerek devam ediyor:
“Kanal buraya geldiği zaman hem çevreye hem doğaya hem de bize zarar. Kanalın buradan geçmesi göle zarar verir. Gelir getirecek diyorlar ama ben ona inanmıyorum. Biz buradan gitmesek, kovularak gideceğiz.
"Buralardan emlak vergisi alabilmek için statüsünü köyden mahalleye çevirdiler. Ondan sonra zaten buranın düzeni bozuldu. Hayvan bakamazsın etraftakiler şikayet eder koku oluyor diye. Ekemezsin, çevre kirliliği diye ceza yemekten korkarsın. 3. Havalimanı da buraya kazanç değil zarar verdi. Oradaki bütün ormanı kestiler, 3-4 yıldır bu bölgenin iklimi değişti. Burada gözünün alabildiğine ufki görüntün vardı, şimdi yok.”
* Ahmet Akyüz
"Bu düzenin bozulmasını istemiyorum"
Akyüz, Tam havalimanı ile evinin ortasında kalan bir tepeyi işaret ederek, "Bu tepe olduğu gibi aşağıya inecek. Gölü sağlama alacağız diyorlar ama göl de mahvolacak” iddiasını dile getiriyor:
"İnsanlar çıkar elde edeceğim diye Kanal'ın geçmesini istiyor ama biz istemiyoruz. Burada yer olarak en büyük yer sahiplerinden biri de benim. Ben buraların, bu düzenin, bu tabiat güzelliğinin bozulmasını istemiyorum. Buradan geçecek Kanal'ın bize hiçbir kârı yok, bir rahatsızlık bizim için. Yerimizden yurdumuzdan edecekler bizi. Şimdi huzurumuz var da Kanal başlayınca bakalım ne olacak, havaalanı zamanında toz toprak 3 sene çektik. Kanal zamanında da 10 sene çekeriz tozu toprağı.
"Ben Trabzon, Of doğumluyum. Benim köy diye gidecek yerim var, dededen kalma 7-8 dönüm yerim var. Nasıl geldiysem öyle giderim siz düşünün dedim buradaki insanlara."
"Şimdi de kanal işi çıktı"
Karaburun'da dolaşırken, Yeniköylü Arif Akdemir'le karşılaşıyoruz. İki köy birbirine çok yakın. O yüzden Yeniköy'de Karaburunlu, Terkos'da Yeniköylü ile karşılaşmak mümkün.
66 yaşındaki Akdemir'in ailesi mübadele sırasında Yeniköy’e yerleşmiş. Akdemir ile sohbet etmek için limandaki balıkçı barınağına gidiyoruz. Barınaktakiler gülerek "Kendi köyün adına konuş” diyorlar Akdemir’e:
"Çok arazim var ama maalesef istimlak da çok. Eskiden çiftçilikle uğraştım. Sonra çiftçilikle baş edemedim, hayvanlarım telef oldu. Şimdi balık alıp satıyorum. Önce kömür ocakları, sonra havaalanı derken çılgın proje geldi, millet iyice çıldırmaya başladı. Uçaklar bütün gece üstümüzden geçiyor.
"Bebekler uyuyamıyor, hayvanların sütü kesildi. Hayvancılık öldü, arazimiz zapt ediliyor bir de Kanal İstanbul işi çıktı. Şimdi biz nasıl geçineceğiz? Nereye gideceğiz? Devletten yardım bekliyoruz, mağdur durumdayız, acınacak haldeyiz. Bütün millet kan ağlıyor yapılmasın diye sayın cumhurbaşkanım yapılsın diyor.
* Arif Akdemir
"Hafriyat bölgelerinde balıklar yok olmaya başladı. Balıkçılık da bitecek. Ondan sonra ne yapalım, silahı alıp dağları mı çıkalım. Yaşım 66 benim nereye giderim, ne iş tutabilirim bilmiyorum. Kabristanı da içine alıyor kanal. Biz bu ölüleri nereye götüreceğiz? Bırak dirileri ölüler de rahatsız olacak. Biz zamanında TOKİ'yi kovaladık buradan. Şimdi benim fikrim bir konut kuracaklar, bütün köyü betonun içine salacaklar. İş yok, güç yok, bu yaştan sonra ne iş yapabilirim ben bilmiyorum ki şaşırdım durdum. Biz bu kanalı istemiyoruz. Bizi rahat bıraksınlar, istimlak filan bu kanal işini kafalarından silsinler."
* Balıkçı limanı
Limandan ayrılmadan önce dalgakıranların olduğu alandan görüntü almak istiyoruz ancak Yakup Borucu’nun “Bu gördüğünüz daha bir şey değil” dediği fırtınanın dalgasından çok az ıslanarak kurtarabiliyoruz kendimizi. Bu dalgalardan gemiler nasıl geçecek…
KARABURUN: Arnavutköy'e yaklaşık 25, İstanbul Boğaz girişine denizden 29 kilometre uzaklıkta. Nüfusu 1612 kişi. İstanbulluların özellikle yaz aylarında tatil ettiği Karaburun bölgesi, Kilyos’tan sonra haftasonları en kalabalık olan sahil bölgesi. Köylüler geçim kaynağını çoğunlukla balıkçılıktan sağlıyor. |
(TP/HA/DB)
Kanal İstanbul Güzergahında Yaşayanlar Anlatıyor
1/ Yeniköy: "100 Yılda Oluşan Tarım Toprağımız Yok Olacak"