İstanbul Üniversitesi Küresel Siyaset ve Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSYAM) ile Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, “Kamu Politikaları, Yerel Yönetimler, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme: Kadın Dostu Kentler, Türkiye Örneği” araştırma projesinin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Toplantıya TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul vekili Binnaz Toprak da katıldı.
Çalışma kapsamında Türkiye’de 10 ilde (Kars, Şanlıurfa, Nevşehir, İzmir, Samsun, Erzurum, Diyarbakır, Kayseri, Manisa, Ordu) belediye hizmet ve harcamalarının ne kadarının toplumsal cinsiyet dirliğine (gender well-being) ayrıldığı araştırıldı.
Ferhunde Özbay, Gülay Günlük Şenesen, Yelda Yücel, Ayşegül Yakar Önal ve Nuray Ergüneş Birleşmiş Milletler'in (BM) Kadın Dostu Kentler (KDK) projesi kapsamında yer alan beş ilin (Kars, Şanlıurfa, Nevşehir, İzmir, Samsun) belediyelerinin toplumsal cinsiyet yaklaşımı, projede yer almayan komşu illerle (Erzurum, Diyarbakır, Kayseri, Manisa, Ordu) karşılaştırıldı.
Yapılan sunumda İzmir-Manisa ve Urfa-Diyarbakır karşılaştırmalarına yer verildi. Çalışmanın tüm bulgularının yakın zamanda kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.
Kadın dostu kent nedir?
Kadın dostu kent (KDK), kentin olanaklarının kadınların erkeklerle eşit olarak yararlanacağı şekilde güçlendirilmesi; kentte yaşayan kadın ve erkeklerin eğitim, istihdam, ulaşım, sağlık gibi temel insan haklarının temel bileşenlerine eşit erişiminin sağlanması olarak özetlenebilir.
İzmir-Manisa karşılaştırması
Ayşegül Yakar Önal, KDK projesi kapsamındaki İzmir belediyesinin hizmet ve harcamalarını, komşu kenti Manisa ile karşılaştırdı. Buna göre;
İzmir sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında (SEGE) 1. kademede, Manisa 3. kademede bulunuyor. SEGE’de toplam 6 kademe var.
İzmir belediyesinde çalışanların yüzde 64’ünün erkek, yüzde 36’sının “bayan” olduğu, Manisa’da ise yüzde 86’sının erkek, yüzde 14’ünün kadın olduğu belirtiliyor.
Manisa’da da planda kadınlara değinilmiyor ama doğrudan kadınlara yönelik çalışmalar söz konusu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) 11 stratejik alan tanımlanmış ama sadece kültür, eğitim ve sosyal hizmetlerde kadınlara değiniliyor. Plan toplumsal cinsiyete duyarlı bir perspektife sahip değil. Belediyede Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, Kadın Danışma Merkezi, Kadın Erkek Eşitlik Birimi, Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü var. Ama İBB meclisinde 128 üyeden 6’sı kadın, 122'si erkek. Yani yüzde 4’ü kadın.
Manisa Belediye Meclisi’ndeki kadın üye oranı ise yüzde 16,2.
Araştırmayı gerçekleştirenler, KDK kapsamında olan İzmir’in, Manisa Belediyesi’ne oranla eşitlik konusunda bir farklılık olmadığını belirtiyor. “İzmirli kadınlar KDK’den haberdar değil ama kentte yaşamaktan memnunlar. Kadın dostu bir şehirle değil ama kent dostu kadınlarla karşılaştık” diyor.
Urfa-Diyarbakır karşılaştırması
Nuray Ergüneş, KDK projesi kapsamındaki Urfa belediyesinin hizmet ve harcamalarını, komşu Diyarbakır ile karşılaştırdı. Buna göre;
Hem Urfa hem de Diyarbakır SEGE’de altıncı kademede yer alıyor. Sorunları benzer. İşsizlik, göç, yoksulluk...
Urfa Belediyesi politika metinlerine yansıyan toplumsal cinsiyete duyarlı bir bakış yok. Diyarbakır’da politika belgelerinde ise misyon olarak “cinsiyet özgürlükçü yönetim” anlayışına sahip olduğunu belirtiyor.
Urfa Belediye Meclisinde 33 üyeden 3’ü kadın., 30'u erkek. Kadın erkek eşitliği komisyonu ve kadın erkek eşitliği birimi mevcut.
Diyarbakır Belediye Meclisinde 29 üyeden 7’si kadın, 22'si erkek. Kadın sorunları inceleme araştırma komisyonu, kadın erkek eşitlik komisyonu ve Diyarbakır Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM) belediye çatısında faaliyet gösteriyor.
Araştırmacılar, Urfa proje için asgari kurumsal uyarlamayı gerçekleştirmiş olsa da bu birimlerin aktif olmadığını; Diyarbakır’da ise toplumsal cinsiyete duyarlı bakışın içselleştirilmiş olduğunu belirtiyor.
“Diyarbakır Belediyesi politika belgelerinde ve bütçe analizi açısından bu bakışı anaakımlaştırmış ve Urfa’dan daha ileri bir noktada olsa da uygulamada iddia ettikleri bakışın yansıtıldığını söylemek mümkün değil.”
“Belirleyici olan toplumsal ve siyasi yapılar”
Sunumların ardından Şenesen, belediyelerde harcama alanlarının en önünde inşaat geldiğini, altyapı ihtiyacı, siyasi konum ve muhafazakar, ataerkil yapıların boyutunun belediye harcamaları ve politikaları belirlediğini anlattı.
Merkezi yönetim ile yerel yönetim ilişkilerinin politika, istihdam ve bütçe üzerinde çok belirleyici olduğunu ifade etti.
“KDK projesi kapsamında olmak, toplumsal cinsiyet eşitlikçi politika tasarımı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapımında fark yaratmıyor. KDK kapsamında olmayan ve daha önde olan kentler de var. Kadın dirliği için asıl belirleyici olanın toplumsal ve siyasi yapılar olduğunu gördük.” (ÇT)