"Rahatlatıcı kadınlar" terimi Filipinler, Tayland, Vietnam, Malezya, Çin, Güney ve Kuzey Kore, Japonya, Endonezya, Hollanda ve Japonya işgali altındaki diğer ülke ya da bölgelerde, Japon askeri birlikleri tarafından cinsel köleliğe zorlanan genç kadınları tanımlamak için kullanılıyor.
UAÖ, "60 Yıldır Hala Bekliyorlar: Japonya Ordusunun Seks Köleliği Sisteminin Kurbanlarına Adalet" başlıklı raporunda, "rahatlatıcı kadınlar"ın yaşadığı vahşi muameleyi ve yaşadıklarının sorumluluğunu üstlenmemek için yıllardır öne sürülen mazeretleri anlatıyor.
UAÖ Asya Pasifik Program Direktörü Purna Sen, "Japon hükümetinin bu korkunç seks köleliği sisteminden sağ kalanlara tam giderim (tazminat) sağlayarak 60 yıllık hatayı nihayet düzeltmelidir" dedi.
"Rahatlatıcı kadınlar" sisteminden sağ kalan sayısı belirsiz kadınlar adalet elde edemeden, Japon hükümetinden yeterli bir açık özür ya da doğrudan tazminat alamadan öldü.
Yıllardır, ordusunun cinsel kölelik sistemiyle ilgili sorumluluğu reddeden Japonya hükümeti, doğrudan bağlantısı olduğuna dair kanıtlar gün ışığına çıktığında sorumluluğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Purna Sen, bu sorunun geçmişe ait bir insan hakları meselesi olarak algılanmaması gerektiğini söyledi:
"Eski 'rahatlatıcı kadınlara' yapılan özür yetersiz, belirsiz ve kabul edilemezdi. Üstelik Asyalı Kadınlar Fonu uluslararası giderim standartlarını karşılamamakta ve mağdurlarca, sessiz kalmaları için bir tür rüşvet olarak algılanmaktadır.
"Bu durum, harap edilmiş hayatlarla, adaletle ve giderimin ısrarla reddedilmesiyle ilgilidir. Giderim meselesi yalnızca ahlaki bir yükümlülük değildir.
"Savaş suçları ve tecavüz ve seks köleliği gibi insanlığa karşı suçlar işleyen her hükümetin mağdurlara tam giderim sağlama ve benzer suçların tekrarlanmaması yönünde söz verme yükümlülüğü vardır."
Japonya hükümeti, 4. Cenevre Sözleşmesine eklendiği 1949 yılına kadar tecavüzün savaş suçu sayılmadığını öne sürüyor.
UAÖ raporunda ise, Japonya hükümetinin cinsel kölelik sistemini uyguladığı tüm dönem boyunca, uluslararası gelenek hukukunda silahlı çatışmalar sırasında tecavüzün suç sayıldığına dair çok sayıda kanıt bulunduğunu öne sürüyor.
Seks kölelerinin tanıklığı
Güney Kore uyruklu Lee Ok-sun şimdi 79 yaşında. "Çin'e götürüldüğümde 16 yaşındaydım" diyor. Kaçırılarak Çin'in kuzey doğusundaki Yanbian'a götürülmüş ve bir "rahatlama istasyonunda" cinsel köleliğe zorlanmış.
Lee Ok-sun şunları söylüyor:
"Kızların yaşları 14-17 arasındaydı. Bizi günde 40-50 askere hizmet etmeye zorluyorlardı. O kadar erkeğe hizmet etmek imkansız olduğu için reddettiğimde dövüldüm.
"Bir kadın itiraz ettiğinde vücudunu bıçakla kesiyorlardı; bazı kızlar bıçaklandı. Bazı kızlar hastalık kaparak öldü. Çok acı verici bir deneyimdi. Yemek yetersizdi, uyku süresi azdı ve kendimi öldürmeye bile izin yoktu. Umutsuzca kaçmayı istiyordum."
Lee Ok-sun, Çin'den Güney Kore'ye ancak 58 yıl sonra dönebilmiş.
UAÖ'nün raporunda adı geçen bir diğer isim ise Filipinli Lola Pilar işe şunları söylüyor:
"Yaşadıklarımızın tarihe geçmesini istiyoruz. Böylece gelecek nesil ve diğer ülkelerdeki insanlar bize ne olduğunu bilsin ve bize adalet sağlanmasını istesin. Japonya hükümeti Japon askerlerin yaptıklarını kabul etmek zorunda. Japonya hükümetinden özür ve tazminat istiyoruz."
Filipinli Lola Amonita, paradan ziyade özür istediğini söylüyor. "Japon hükümetinden açık bir özür talep ediyorum."
200 bin "rahatlatıcı kadın"
*İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında yaklaşık 200 bin kadın, Japon ordusu tarafından seks kölesi yapılmıştı ve bu kadınların bir çoğu 20 yaşından küçüktü. Aralarında 12 yaşında olanlar bile vardı.
*Bu ihlal Japonya yetkilileri tarafından savaş sırasında üslendikleri yerlerde kurulan "rahatlama istasyonlarında" gerçekleştirildi.
* Genellikle kaçırılan ya da kandırılan kadınlar bu istasyona getiriliyordu. Bazen de yoksul ailelerinden satın alınıyordu.
Uzakdoğu Uluslararası Askeri Mahkemesi de görmedi
"Rahatlatıcı Kadınlar" meselesi, 2. Dünya Savaşının ardından Japonya'nın savaş suçlularını yargılamak üzere kurulan Uzak Doğu Uluslararası Askeri Mahkemesi tarafından göz ardı edildi.
Yalnızca Endonezya'daki Hollanda Askeri Mahkemesi sırasında, sadece Hollandalı kadınların cinsel köleleştirilmesi ile ilgili yargılama yapıldı.
Endonezyalı kadınlara yönelik benzer suçlar cezasız kaldı.
Utanç dolu uzun sessizlik
Aşağılanmış ve utanç içindeki "rahatlatıcı kadınlar" yıllarca sessiz kaldı. Ta ki Japonya hükümetinin sistemle ilişkisini ısrarla reddetmesine tepki olarak 1990'ların başında konuşmaya başlayıncaya kadar.
Mağdurlar ağır bir travma yaşamış, birçoğu asla evlenmemiş ve bir çoğu sürekli tecavüz sırasında oluşan hasarlar ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklar nedeniyle çocuk sahibi olamamış.
1992 yılında Profesör Yoshimi Yoshiaki tarafından Japonya hükümetinin ilişkisiyle doğrudan bağlantılı kanıtları buluncaya kadar, Japonya hükümeti "rahatlatıcı kadınlar" sistemiyle ilgili her türlü sorumluluğu reddetti.
Japonya rüşveti: Asyalı Kadınlar Fonu
Daha sonra çok sayıda resmi özür yayınlamasına rağmen, bunların hiçbiri mağdurlar için kabul edilir değildi.
Üstelik Japonya hükümeti cinsel kölelik kurbanları ve destekçilerinin ısrarlı kampanyalarına ve uluslararası eleştirilere yanıt olarak 1995 yılında Asyalı Kadınlar Fonu'nu kurdu.
Ancak bu fon mağdurlar tarafından Japonya hükümetinin uluslararası yasal sorumluluklarından sıyrılmanın bir yolu olarak algılanıyor.(AD)