Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Şiddet gördüğü kocasını öldüren Çilem Doğan, dün akşam saatlerinde Tarsus C Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nden tahliye oldu.
Ailesi, kadın avukatlar ve gazeteciler tarafından karşılanan Çilem Doğan’ın cezaevi önündeki ilk sözleri “Biz yine kirpiğimiz yere düşmesin diye mücadele edeceğiz. Kadınlar ölmesin diyeceğiz” oldu.
Çilem Doğan, "eşini kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına verilen haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimleriyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Dün hakkındaki cezayla ilgili Yargıtay kararı çıkana kadar Çilem Doğan’ın 50 bin lira nakdi kefaletle serbest bırakılmasına karar verildi.
Çilem Doğan “Kadın arkadaşlarım benim için mücadele etti. Ben de onlar için mücadele edeceğim. Özsavunmamızla herkese meydan okuyacağız” dedi.
Avukatı Cemre Topal bianet’e “Bu karar, hayatını savunan tüm kadınlara umut olsun” demişti.
Ne olmuştu?
Çilem Doğan, iki buçuk yıllık evliliğinin ilk ayından itibaren şiddet görmeye başladı. Çilem Doğan, kocasını defalarca karakola şikayet etti, 9 kere koruma koruma kararı çıkarttı. Kocası Hasan Karabulut hakkında , eşine yönelik tehdit, yaralama suçlarından asliye ceza mahkemelerinde altı ayrı dava açıldı.
Çilem Doğan, mahkemeye, eşinin akrabalarıyla birlikte çek senet çetesi kurduğunu, eşini polise ihbar ettiğini, polisin eşinin tüm hareketlerinin kendilerine bildirilmesini istediğini söyledi.
8 Temmuz 2015’te Çilem Doğan kendisine şiddet uygulayan ve seks işçiliği yapmaya zorlayan kocası Hasan Karabulut’u, yatak odalarında kocasının silahıyla öldürdü. Ardından polise teslim oldu.
Çilem Karabulut’un polisler tarafından götürülürken “Hep kadınlar mı ölecek?” demesi ve tişörtündeki “Dear Past: Thanks for all the lessons. Dear Future: I am ready” (Sevgili geçmişim, tüm derslerin için teşekkürler. Sevgili geleceğim, ben hazırım) yazısı da kamuoyunda yankı uyandırdı. Dava sonra duruşmalarda, tişörtün olay günü Doğan’ın üzerinde olmadığı, teslim olduktan sonra annesinin bir polis memuruyla birlikte tesadüfen bu tişörtü aldığı anlatıldı.
Çilem Doğan’ın avukatları, mahkemeye “örselenmiş kadın sendromu” konusunda bir rapor sundu ve olay günü hiçbir şey olmasaydı dahi, o güne kadar yaşadığı şiddet nedeniyle gerçekleşen eylemin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylediklerini aktardı.
6 Mayıs 2016’da görülen duruşmada, Çilem Doğan için avukatları meşru müdafaadan beraat talep ederken, Adana Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çam, ağır haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istedi. Savcılık mütalaasında, “ailesine sığınmadığı, kimliğini değiştirme, estetik ve benzeri koruma tedbirlerinden yararlanmadığı, kocasıyla aynı evde yaşamaya devam ettiği, bazı şikayetlerini geri aldığı” gerekçeleriyle meşru müdafaa uygulanmamasını istedi.
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Çilem Doğan'ı "eşini kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına verilen haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimleriyle 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. (ÇT)