Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
18. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı Sonuç Bildirgesi yayınlandı.
Kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele eden kadın örgütleri, feministler, belediye ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı kurumlarda kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışan kadınlar kurultay için 14-16 Kasım tarihlerinde Ankara’da 18. kez bir araya gelmişti.
Bu yıl "Erkek Şiddetine Karşı Kadınların Kolektif Gücü: Dayanışma ve Mücadele Alanlarımız" ana başlığı ile gerçekleştirilen Kurultay’a 41 ilden, 60 kadın ve LGBTİ örgütünden, 53 kamu kurumu ve belediyeden toplam 325 kadın katıldı.
ŞÖNİM’lere erişilemiyor
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulamasındaki sorunlar ve kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesi ve tüm tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verilmesi taahhüdüyle kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) yetersizliği bu yıl da Kurultay’ın en önemli gündem maddesi oldu.
2012 yılından itibaren, şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara, sığınak, psiko-sosyal, hukuk, sağlık, istihdam ve eğitim desteklerinin 7/24 verilmesi amacıyla kurulan ŞÖNİM’ler bu desteklerin tamamını vermediği belirtildi. ŞÖNİM’lerin sayı olarak yetersiz ve kadınlar tarafından kolayca erişilemeyen merkezler olduğu ifade edildi.
ŞÖNİM’lerin bu yetersizliğinin, karakolları şiddete maruz kalan kadınlar için başvurulacak neredeyse tek kurum haline dönüştürdüğü tartışıldı.
Gizlilik ihlali yaşanıyor
6284 sayılı Kanunu’nun uygulama sorunları arasında, özellikle adres ve kimlik bilgilerinin gizlenmesi, ısrarlı takiple mücadele, geçici velayet konuları tartışıldı. Gizli kayıt uygulamalarında e-devlet sistemi üzerinden yapılan kayıtların gizlenmesine ilişkin Nüfus Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi sorumluluğu bulunan kurumlarda yaşanan aksaklıklar nedeniyle birçok kadın ve çocuk can güvenliği tehdidi ile karşı karşıya kaldığı belirtildi.
ASPB’ye bağlı sığınaklarda kabul kriterlerinin LBTİ’leri ve engelli kadınları dışladığının da belirtildiği kurultayda, bu sebeple lezbiyen ve biseksüel kadınların cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle yaşadıkları şiddetin görünmez kılındığı ifade edildi.
Herkes için erişilebilir merkezler
Kurultay bileşenlerinin talepleri arasında, uygulama aksaklıklarının giderilmesinin yanısıra, 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere, yasal mevzuatlarla kendilerine yüklenmiş kadına yönelik şiddetle mücadelede görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin etkin bir şekilde soruşturularak ilgili mevzuat kapsamında gerekli yaptırıma tabi tutulması gibi talepler de yer aldı.
Ayrıca şiddete maruz kalındığında başvurulan tüm kurumların (ŞÖNİM, karakol, hastane, ASPB İl Müdürlüğü, da(ya)nışma merkezi) ve sığınakların engelliler için erişilebilir olması ve işitme engelliler için acil hatlarda kısa mesaj sistemi getirilmelisi, görme engelliler için kabartma yazılı dokümanlar hazırlanması da istendi.
Mülteci kadınlar fuhşa zorlanıyor, zorla çalıştırılıyor
Mülteci kadınların maruz kaldığı taciz, tecavüz, fuhuşa zorlanma, zorla çalıştırma, erken evlilik ve insan ticaretine değinilen sonuç bildirgesinde, devletin bu suçlara karşı mültecilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması için yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği belirtildi.
Doğum kontrolü hakkında bilgilendirme ve ücretsiz erişim
Ücretsiz ve güvenli kürtaj hizmetine erişimi engelleyen kısıtlayıcı politikalar kadın sağlığına zarar verdiği ve kadın ölümlerine neden olduğu söylenirken, devlet hastanelerinde kanunlara rağmen isteğe bağlı kürtaj yapılmadığı hatırlatıldı.
Kurultay bileşenleri, doğum kontrol yöntemleri ve sağlıklı ve güvenli cinsellik hakkında kadınları ve erkekleri bilgilendirici çalışmalar (kamu spotları, vs.) yapılmasını, bu çalışmalarda doğum kontrolünün yalnızca kadınların sorumluluğunda olmayıp erkeklerinde eşit sorumluluğu olduğunun vurgulanmasını ve kadınların doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişimlerinin sağlanmasını da istedi.
Medikal kürtaj için gerekli olan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün zorunlu ilaçlar listesinde bulunan, ancak Türkiye’de yasaklanmış olan ilaçların üzerindeki yasağın kaldırılması gerektiği belirtildi. (ÇT)
Sonuç bildirgesinin tam metni için tıklayın.