“Üniversite yönetimi ve personeli tarafından ciddi psikolojik işkence, mobbinge maruz kaldım. Soruşturma geçirdim. Hukuksuzca işten atıldım. Mücadele ettim, kazandım. Bunu da tek başıma yapmadım. Dayanışma ve örgütlü mücadele ile başardım. Akademisyenleri susturmaya çalışan bir yapıya karşı durmak, bir arada olmak, inatla ve inatla direnmek gerekiyor. Mücadele sonuç veriyor.”
İşten atılma, görevlendirmesinin yapılmaması, soruşturmalar, mobbing… Muş Alparslan Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Deniz Kimyon yaklaşık iki buçuk yıldır mücadele ettiği bu sorunlarda kazanım elde etti.
İşe iade hakkını kazandı, doktora eğitimine devam ettiği ODTÜ'de görevlendirmesi yapıldı. Deniz Kimyon, doktora eğitimi sona erene dek ODTÜ'de olacak ardından da Alparslan Üniversitesi'nde çalışmaya devam edecek.
bianet’e konuşan asistan, benzer durumdaki akademisyenlere yaşadıklarının zorlu bir süreç olduğunu ancak mücadelenin kazanım getirdiğini anlattı. Örgütlülüğün ve dayanışmanın önemine ve gücüne dikkat çekti.
Doktora yaparken lisansüstü eğitimi yok diye işten atıldı
Deniz Kimyon, 2009 yılında ODTÜ Şehir Bölge Planlama bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimine başladı.
10 Eylül 2012 tarihinden itibaren de 2012 Ağustos Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) atamalarıyla Muş Alparslan Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.
İlgili hukuk, ÖYP kadrosuna atanan kişilerin lisansüstü eğitimlerini tamamlamak için başka bir okula geçici olarak görevlendirilmeleri yapılabilmesini öngörüyor.
Rektörlük, YÖK’ün olumlu görüşlerine karşın Deniz Kimyon’un yüksek lisans ve doktora için ODTÜ’de geçici görevlendirme taleplerini reddetti.
Doktora için geçici görevlendirme talebinin reddinde yüksek lisansı bitirmiş olması gerekçe gösterildi. ODTÜ’de doktora eğitimine devam ettiği 8 Ekim 2013’te “lisansüstü eğitimi olmadığı” gerekçesiyle Alparslan Üniversitesi'ndeki işinden çıkarıldı.
Görevlendirme iki yıl sonra
Van 3. İdare Mahkemesi, asistanın yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle Rektörlüğe karşı açtığı davada 4 Temmuz'da yürütmeyi durdurma kararı verdi. Deniz Kimyon 1 Eylül’de iş başı yaptı. Mahkeme 13 Kasım 2014'te de nihai kararını verdi, asistan işe döndü.
Deniz Kimyon, işe döndükten sonra doktora programı için tekrar görevlendirme istedi, yapılmadı. Görevlendirilmesinin yapılmamasına ilişkin Van 2. İdare Mahkemesi’nde açtığı dava reddedildi.
Üniversitenin Ocak ayında kabul ettiği görevlendirmeye ilişkin işlemler Haziran 2015’te tamamlandı. Mahkeme ise Danıştay’da.
Soruşturmalar
Deniz Kimyon bu süre içinde disiplin soruşturmalarıyla da karşılaştı. Son soruşturma bir aylık heyet raporu olduğu sırada göreve gelmediği süre için “izinsiz ve kurumca kabul edilebilir özrü olmaksızın göreve gelmediği” iddiasıyla açıldı.
Bu fiilin yönetmelikteki cezası “kamu görevinden çıkarma” iken en alt ceza olan “uyarı” cezası aldı. Eğitim Sen cezayı Haziran 2015’te yargıya taşıdı.
“Kazanım, birlikte mücadeleyle geldi”
Özellikle kadın akademisyenler benzer sorunlarla sıkça karşılaşıyor. Çorum Hitit Üniversitesi Oya Yağcı’yı işten çıkardı, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse hakkında “Başbakana hakaret” iddiasıyla açılan davada hapis cezası verildi… Bu durum dayanışmayı da beraberinde getirdi.
Deniz Kimyon’a destek olmak için Muş’ta düzenlenen “Akademide Kadın Olmak” panelinde kadın akademisyenlerin birbirinden uzak kentlerdeki mücadelelerinin nasıl güç verdiği anlatılmıştı.
Deniz Kimyon da Muş’ta tek kadın akademisyen üyesi olduğu Eğitim Sen, bağlı olduğu Şehir Plancıları Odası ve özellikle kadın akademisyenlerin dayanışmasıyla bu kazanımları elde ettiğini belirtti.
“Muş’ta üniversitede insanların örgütlenmesi önünde ciddi bir baskı var. Üniversitelerde ne yazık ki özgür düşünce ve bilimsel üretim yok. Ben dik durma konusunda inat ettim, bunu da dayanışma ve örgütlü mücadele ile yaptım. Fiziken yanımda olamasalar da Türkiye’nin dört bir yanından insanların desteğiyle direnebildim.
“Elbette zorlu bir süreç ama mücadelenin sonuç verdiğini gördüm. Akademideyiz ve bilgi üretimi içinde yer almak istiyoruz. Bunun için de mücadele etmek gerekiyor.” (BK)
* YÖK sitesinde 2002 yılında uygulanmaya başlayan ÖYP'nin amacının "yurt içi ve yurt dışı lisansüstü eğitim programlarının harmanlanmasıyla elde edilmiş bir model ile öğretim üyesi yetiştirilmesi" olduğu belirtiliyor. ÖYP, 2547 sayılı YÖK kanunun "öğretim üyesi yetiştirme" başlıklı 35. maddesinin ilave imkanlara sahip hali.
YÖK tarafından bir üniversitenin ÖYP kadrosuna atanan kişiler aynı maddeye göre lisansüstü eğitimlerini tamamlamak için başka bir okula geçici olarak tahsis edilebilir. Eğitimlerini tamamladıklarında atandıkları üniversiteye döner ve eğitimleri devam ettiği sürece burada mecburi hizmetlerini yerine getirirler.